BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  SAĞLIK

İşte kanser riskini artıran besinler!

Kanser türleriyle yeme alışkanlıklarımız arasında ciddi bir bağ var.

Abone ol

Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Orhan Şencan, "Yedikleriniz ve içtiklerinizle kanseri davet ediyor olabilirsiniz." diyerek sakıncalı yiyeceklerden uzak durmamız gerektiğini söyledi.

Aşırı kilo, birçok hastalığa sebep olduğu gibi kanserinde tetikleyicisidir diyen Doç. Dr. Orhan Şencan " Aşırı kilo; kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, pankreas ve böbrek kanseri riskini artırıyor. Günlük fiziksel aktivite önemli, düzenli spor; kolon kanseri, menopoz sonrası meme kanseri ve rahim kanserinden koruyabilir" uyarısında bulundu.

Dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olan kolon kanserinden korunmanın en etkili yolu: sebze – meyve ve posalı yiyecekler, özellikle, brokoli ve karnabahar tüketmek ve kullanılmasında bir engel yoksa aspirin içmek. Haftalık kırmızı et tüketiminin 500 gramı geçmemesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Orhan Şencan "Kırmızı et tüketiminin fazla olması bazı hastalıkları tetikleyebilir. Kırmızı et ve özellikle işlenmiş et ürünlerinin (sucuk, pastırma, salam, sosis vb.) tüketiminin barsak ve rektum kanseri riskini arttırdığın dair bilimsel çalışmalar var. Ayrıca ızgara ve kızartma yiyecekler tüm sindirim sistemi kanserleri için riski artırmaktadır" şeklinde bilgi verdi.

Alkollü içeceklerin her çeşidi, az ya da çok tüketimine bakılmaksızın ağız, yutak, gırtlak, yemek borusu, meme, kalın barsak, rektum, karaciğer kanseri riskini arttırıyor. Alkolün vücutta yakımı sırasında ve sonrasında kanserojenik etkisi olan kimyasalların oluşması kansere sebep oluyor.

Yiyeceklerin işlenmesi, muhafazası ve hazırlanması sırasında tuzlanması ve salamura yiyecek tüketimi özellikle mide kanseri riskini artırmaktadır. Günlük tuz tüketimi 6 gramı geçmemesi tavsiye edilmektedir.

Bazı tahılların uzun süre oda sıcaklığında bekletilmesi sonucunda oluşan küflerin ürettiği bazı toksinler (aflatoksin, okratoksin vb) karaciğer kanseri riskini arttırmaktadır. Bazı kurutulmuş meyvelerde ve sert kabuklu yemişlerde de bu toksinlere rastlanmaktadır. Özellikle kaliteli ürün seçimi bu konuda önem kazanmaktadır. Bu tür ürünleri gıda ile ilgili üretim izni, kalite belgesi, ürün ambalajı, saklanma koşulları ve son kullanım tarihini kontrol ederek satın almak ve uygun koşullarda saklamak önem arz etmektedir.

Kansere karşı koruyucu etkisi olduğu düşünülen besinlerin çoğu bitkiseldir. Özellikle nişastadan fakir besinlerin tüketilmesi sindirim sistemi kanserlerinin gelişmesi riskini azaltmaktadır.

"Soğan-sarımsak-pırasa ailesinden sebze tüketimi muhtemelen mide kanserine, sarımsak tüketimi ise kolon ve rektum kanserine karşı koruyucu etki göstermektedir" diyen Doç. Dr. Orhan Şencan: "Domates tüketiminin prostat kanseri riskini azalttığı ise artık tamamen biliniyor. Meyve tüketiminin ağız, yutak, gırtlak, akciğer ve mide kanseri riskini azalttığı düşünülmektedir. Bu nedenle günde en az 5 porsiyon çeşitli ve nişasta oranı yüksek olmayan sebze ve meyve tüketiminin kansere karşı korunmada etkili olduğu düşünülüyor" dedi.

Doç. Dr. Şencan: "Gıda takviyelerinin kanserden korunmada önemli bir etkisinin olduğunu gösteren çok net bilgiler mevcut değildir. Kanserden korunmada en önemli olan şey kişinin ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri doğal olarak almasıdır. Meyve tüketimi, uygun zamanlarda güneşten faydalanmak, sebze tüketimi, lif içeriği yüksek ve kompleks karbonhidrat içeren kuru baklagil tüketiminin doğal yollarla alınması önemlidir." dedi.

Anne sütünün koruyucu etkisi sebebiyle bebeği yaşamı boyunca tüm kanser türlerinden koruduğu düşünülmektedir. Ayrıca emzirmenin de annenin meme ve rahim kanseri riskini azalttığı varsayılmaktadır.

Kanserde erken tanının önemine de değinen Doç. Dr. Şencan yediklerimize dikkat etmenin riskleri azaltacağını ancak erken tanını hayat kurtardığını ifade etti.