BIST 9.660
DOLAR 34,60
EURO 36,41
ALTIN 2.932,70
HABER /  SAĞLIK

İşte ilacın raf ömür süresi

İlacın raf ömrünün uzun olması önerisine Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ahmet Oğul Araman, tepki gösterdi.

Abone ol

İlacın miadının bilimsel çalışmalarla belirlendiğini, bu sürenin de ortalama 2-3 yıl olduğunu belirten Araman, ''İçerdiği etken maddenin yüzde 10'unu bile kaybeden ilaç artık ölüdür, yarardan çok zarar verir'' uyarısında bulundu.

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Araman, bir eczacı örgütünce dile getirilen, ''İlaçların gerçek son kullanma tarihinin daha uzun olduğu, bu sürenin üretici talebiyle değil bilimsel yöntemlerle belirlenmesi gerektiği'' önerisini değerlendirdi.

Böyle bir görüşün bir eczacı tarafından dile getirilmesinin kendisini üzdüğünü ifade eden Araman, zamanla fiziksel, kimyasal ve fiziko-kimyasal bozulmaya uğrayan ilaçların da tıpkı insanlar gibi yaşlandığını belirtti.

Kimi zaman ambalajında belirtildiği gibi saklanmayan ilaçların zamanından önce bozulduğuna dikkati çeken Araman, şu bilgileri aktardı:

''İlaçların raf ömrü bilimsel çalışmalarla belirlenir. Bu süre de ortalama 2-3 yılı geçmez. İlacın üreticisi, Sağlık Bakanlığı'na raf ömrü için süre bildirimini bilimsel araştırmalara dayandırarak sunar. Bilimsel çalışma, ilacın farklı ısı ve basınca maruz kaldığı farklı ortamlarda yürütülür. Yapılan bilimsel araştırma 2 yıllık ise ve gereken verilere sahipse raf ömrü 2 yıl, 3 yıl ise 3 yıl olarak verilir. Uluslararası kabul gören ve 'T-90' diye adlandırılan kurala göre, içindeki etken madde miktarı yüzde 90'a düşen ilaç gücünü kaybetmiş sayılır. Son kullanma tarihi belirlenirken etken maddenin yüzde 90'a düştüğü zaman dikkate alınır. İçerdiği etken maddenin yüzde 10'unu bile kaybeden ilaç artık ölüdür, yarardan çok zarar verir.''

Sağlık Bakanlığı'nın ilaçların miadını belirlerken dünyada kabul gören bu kuralı uyguladığını vurgulayan Araman, ''Bakanlık halkın sağlığını korumakla yükümlüdür. Bakanlığın üzerinde ilaç firmalarının baskısı söz konusu olamaz'' diye konuştu.

YÜZDE 10

Yüzde 10 gibi küçük bir orandaki etken madde kaybının bile ilacın etkinliğini kaybetmesi hatta zararlı hale gelmesi anlamına geleceğine dikkati çeken Araman, ''Bu yüzde 10'luk parçalanma sonucu karaciğer ve böbreğe olumsuz etki eden ürünler ortaya çıkabilir. İlacın miadını uzatalım derken organ yetmezliğine kadar giden olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir'' uyarısında bulundu.

''İlaçların gerçek son kullanma tarihinin daha uzun olduğu'' açıklamasının halkta yanlış bir kanı oluşmasına neden olabileceğini ifade eden Araman, ''Bir eczacıdan bu açıklamayı duyan vatandaş, miadı dolup zararlı hale gelen ilacı kullanırsa ne olacak? Bu tür açıklamaları yaparken çok dikkatli olunmalıdır'' şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Araman, vatandaşlara, ''miadı dolan ilaçları hiçbir şekilde kullanmamaları' çağrısında bulundu.