BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,38
ALTIN 2.919,18
HABER /  POLİTİKA

İşte HAS Parti'nin programı

Numan Kurtulmuş'un genel başkanlığında kurulan Halkın Sesi Partisi'nin programı belli oldu

Abone ol

Numan Kurtulmuş'un genel başkanlığında kurulan Halkın Sesi Partisi'nin (HAS Parti) programında, yeni Türkiye'de toplum adına söz söyleyecek ve karar verecek yegane mercinin, siyaset kurumunun kendisi olacağı vurgulandı.

Programda, ''Siyaset, bir zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı gibi başkaları üzerinde tahakküm kurma ya da kamusal süreçler aracılığıyla topluma şekil verme uğraşısı da olmayacaktır. Toplumsal mühendislik yapmayacağız ve yaptırmayacağız. Ulusal çıkar adı altında adalet, vicdan ve insan hakları ile bağdaşmayan ya bürokratik oligarşinin ideolojik tercihlerini ya da küresel güçlerin çıkarlarını yansıtan dış politikalar, partimizin siyaset felsefesine tamamen aykırıdır ve kabul edilemez'' denildi.

Parti programından yapılan derlemeye göre HAS Parti, önemli dış politika ve kararlar ile önemli anlaşmaları referandum yoluyla yürürlüğe koymayı planlıyor.

"MEDENİYET KRİZİ"
Savaşları önleme amacıyla kurulduğu iddia edilen Birleşmiş Milletler gibi organların ''Savaşları önleme yerine güçlülerin savaş ve işgallerine gerekçe ve mazeret uydurma amaçlı kullanıldığı'' vurgulanan programda, yeryüzünde açlığı ve yoksulluğu ortadan kaldırma ve refahı arttırma iddiaları ile kurulan IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşların, ''Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul kılmaktan başka işe yaramadığı'' kaydedildi.

Bu durumun insani ve sürdürülebilir olmadığı belirtilen programda, şu başlıklara yer verildi:

''Dünyadaki bu kötü gidişe paralel olarak ülkemizde giderek ağırlaşan gelir dağılımı bozukluğu ve işsizlik; sosyal dokunun tahribe uğraması, milletimizin değerlerinden hızla uzaklaştırılarak ahlak ve maneviyat bunalımına sokulması; boşanmaların artarak en temel kurum olan aile kurumunun tehdit altına girmesi tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu durumun insanlık tarihi kadar eski sorumlusu; yanlış hak anlayışına sahip, kendini üstün gören, insanı köleleştirmeye çalışan sömürgeci anlayıştır. Bu anlayış, insanın insan üzerinde egemen olmasını esas alan ve yeryüzünü kendi mülkü olarak algılayan bir temel yanlış üzerine oturmaktadır. Bunun sonucu olarak özgürlükler daralmakta veya kaybolmakta ve var olan nimetler herkes için yeterli iken insanlık yeryüzünde açlık ve sefalete sürüklenmektedir. Bu bir medeniyet krizidir. Güç temelli uygarlığın dayandığı değerler ve ortaya çıkardığı kurumlar insanlığı mutlu etmemiştir. Farklı bir medeniyetin mensupları olarak bölgesel ve küresel sorunlar ve insanlığın içine düştüğü buhranlar hakkında söz söyleme ve çözüm üretme sırası ve sorumluluğu bizdedir.''

"ESKİ SİYASET ANLAYIŞI, KANGRENLEŞTİ"
Her yeni dönemin siyasete yeni görevler yüklediği ifade edilirken HAS Parti'nin, önümüzdeki dönemde ülkede siyasete yüklenen yeni görevleri yerine getirebilecek benzeri bir oluşumu görmediği için siyaset sahnesinde yerini aldığına vurgu yapıldı.

Programda, şöyle denildi:

''Bırakın yeni dönemde siyasetten beklenen hayati görevlerin yerine getirilmesini, mevcut siyasi oluşumlarla aramızda daha siyaset anlayışımızdan başlayan derin ve köklü farklılıklar söz konusudur. Şöyle ki, siyasi tutum ve davranışların zamana ve şartlara göre değişimlere uğraması tabiidir. Ancak, ülkemizde icra olunan eski siyaset anlayışı, daha en başından kangrenleşmiş bir sorunla maluldür. Bu sorun, siyasi aktörlerin henüz nasıl bir siyaset yapacaklarını, siyasetten ne anladıklarını topluma beyan etmeden ya da 'siyaset hizmet yarışıdır' gibi ifadeler kullanarak siyasi faaliyete girişmeleridir.

Bugün ülkemiz siyasetinin sergilemiş olduğu içler acısı manzarada, siyasetin ne olduğu konusundaki muhtevasız ve yönelimsiz tutumların payı büyüktür. Partimiz, toplumumuzun ve ülkemizin, her şeyden önce siyasetten ne anladığını ortaya koyan ve bunu topluma açıkça beyan eden ilkeli bir siyasete ve siyasi heyete ihtiyacı olduğuna inanır. Bugüne kadar muhtevasız ve yönelimsiz olarak uygulanan ya da bir hizmet yarışıymış gibi takdim edilen mevcut siyaset anlayışlarının neticesi olarak demokrasi, seçkinlerin adeta bir iktidar oyununa dönüşmüş, halk da sadece sandık başında tercihini kullanan, kimin kazandığını tayin eden ama bununla yetinmesi, seçimlerin ardından evine dönmesi gereken basit bir oy makinesine indirgenmiştir.''

Partinin; demokrasiyi, yalnızca arada bir yapılan seçim, vatandaşı sadece seçmen, parti programlarını ve ideolojileri ise seçmen tercihini etkilemek için bir araç olarak gören siyaset anlayışını tümüyle reddettiği belirtilen programda, HAS Parti'nin siyasetinin, hayatın her alanında, insan olmanın, insana layık bir yaşam sürmenin doğrudan bir gereği ve neticesi olarak görüldüğüne vurgu yapıldı.

"TOPLUM ADINA KARAR VERECEK YEGANE MERCİ, SİYASET KURUMUNUN KENDİSİ OLACAK"
''Bürokratik oligarşinin engelleme girişimlerine, darbeci tavırlarına; bizzat siyasi aktörlerin despotik zihniyetlerine rağmen, halkın talebinin sürekli olarak demokrasinin daha da güçlendirilmesi istikametinde olduğu'' belirtilen programda, bugün gelinen noktada artık Türkiye'nin, bu mevcut siyaset anlayışı ile yoluna devam edemeyeceğine vurgu yapıldı.

Halkın daha fazla özgürlük ve demokrasi istediği belirtilen programda şunlar da kaydedildi:

''Halk, siyasi temsilcilerinden demokrasi görüntüsü altında yeni vesayet düzenekleri değil, daha fazla özgürlük ve demokrasi talep etmektedirler. Halen Türkiye'de çeşitli mekanizmalarla alanı daraltılmış olan siyasete karşı biz, siyasal alanı daraltıcı ve siyaset kurumunu sınırlayıcı hiçbir düzenlemenin kabul edilemeyeceğini söylüyoruz. Ülkenin başta güvenliği, dış politikası ve ekonomisi olmak üzere hiçbir stratejik alanı, siyasetin ve dolayısıyla yurttaş iradesinin belirleyiciliğinden soyutlanamaz. Yeni Türkiye'de böyle bir siyaset anlayışı yürürlüğe konacak, toplum adına söz söyleyecek ve karar verecek yegane merci, siyaset kurumunun kendisi olacaktır. Bu kapsayıcı yeni siyaset anlayışının yürütüleceği ve asla ayrılmayacağı çerçeve ise hukuk ve adalettir. Hukuk anlayışımız da bu kapsayıcı siyaset anlayışını anayasal garanti altına alır; dolayısıyla yeni bir anayasayı en acil siyasi görev olarak kavrar.''

"TOPLUMSAL MÜHENDİSLİK YAPMAYACAĞIZ VE YAPTIRMAYACAĞIZ"
Kendi tasavvurlarındaki Türkiye'de siyasetin, bir zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı gibi başkaları üzerinde tahakküm kurma ya da kamusal süreçler aracılığıyla topluma şekil verme uğraşısı da olmayacağı belirtilen programda, şu başlıklar da yer aldı:

''Toplumsal mühendislik yapmayacağız ve yaptırmayacağız. Siyaset anlayışımız; yaşam tarzları, inançlar ve kimlikler alanındaki doğal sorunları hak ve adalet çerçevesinde, ideal bir demokratik iletişim ve diyalog ortamında çözmeyi vaat ederken, mevcut siyaset anlayışı, kendi iktidar oyununun devamlılığını sağlamak için bunları çözümsüz bırakmakta, ertelemekte, umut tacirliği yapmakta ve istismar etmektedir.

Partimiz, insanlığın evrensel doğruları ve medeniyetimizin kadim değerleri olan herkese özgürlük, herkese adalet ve refahın hakça bölüşümünü benimseyen ve bu değerlere inanan herkesin sözcüsü ve temsilcidir.''

ÖNEMLİ DIŞ POLİTİKA KARARLARI VE ANLAŞMALAR İÇİN REFERANDUM
İnsan ve insan haklarının, HAS Parti'nin siyaset anlayışının temelini oluşturduğu belirtilerek, ''İnsan; ırkı, rengi, cinsiyeti, dili, dini, mezhebi, düşüncesi, memleketi ve sosyal konumu, ekonomik durumu ne olursa olsun eşref-i mahlukattır'' denildi.

Partinin dış politikadaki tutumu ''Ulusal çıkar' adı altında adalet, vicdan ve insan hakları ile bağdaşmayan ya bürokratik oligarşinin ideolojik tercihlerini ya da küresel güçlerin çıkarlarını yansıtan dış politikalar, partimizin siyaset felsefesine tamamen aykırıdır ve kabul edilemezler'' ifadeleriyle özetlenirken önemli dış politika kararları ve önemli anlaşmaların referandum yoluyla yürürlüğe konulacağı bildirildi.

"VATANDAŞLIK MAAŞI"
Her vatandaşın, toplumun standartlarına uygun olarak insanca yaşama hakkına sahip olduğuna vurgu yapılan programda, ''Vatandaşlık maaşı''nın, temel bir yurttaşlık hakkı olarak hayata geçirileceği belirtildi.

Eğitimin vazgeçilemez insan hakkı olduğu ve hiçbir gerekçeyle engellenemeyeceği, sosyal güvenlik kapsamına alınarak, yeterli imkanı olmayan herkesin eğitim giderlerinin her kademede kamu kaynakları ile karşılanacağı vurgulandı.

''İnsanların ekmeğini ve hürriyetini teminat altına almak siyasetimizin varlık nedenidir'' denilen programda, vatandaşın söz, yetki ve karar hürriyetlerinin asla ellerinden alınamayacağına vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:

''Hiç kimse rızık endişesi ve istikbal korkusuyla kimsenin önünde eğilmeyecek, kimseye kulluk etmeyecektir. Bu bizim itikadımızdır. Bu itikadımızı hiçbir güç bozamaz. Her şey; iç ve dış politika, Merkez Bankası, piyasa, AB, NATO, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü vs. bu prensip etrafında dönecek, asla bu prensibin dışına çıkılmayacaktır. Çift dil ve çift gündemimiz olmayacak, sizlerin dışınızda hiç kimseyle gizli bir ittifakımız olmayacak, halkımızın dışında hiçbir güç odağına dayanmayacağız.''

TBMM'nin, vatandaşların iradesini tam ve etkin bir şekilde yansıtabilmesi ve millet adına yasama ile yürütme ve idareyi denetleme yetkisini kullanan tek organ olarak işlerlik kazanabilmesi için; başta anayasa olmak üzere, siyasi partiler rejimi, seçim sistemi ve Meclis İç Tüzüğü'nün, toplumsal tercihlerin sağlıklı siyasal kararlara dönüşmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesinin zorunlu olduğu belirtilen HAS Parti programında, şöyle denildi:

''Bu çerçevede partimiz, kapsamlı bir hukuki ve siyasi reform sürecini başlatmayı taahhüt eder. Partimiz yeni siyaset anlayışını hayata geçirmek için; hakları ve özgürlükleri güvence altına alan, demokratik, yetki verilenlerin mutlaka millet tarafından denetlenmesine imkan veren, çoğulcu ve katılımcı bir anayasanın millet tarafından bir an önce yapılmasını sağlamayı görev olarak görür. Ulusal çıkar adı altında adalet, vicdan ve insan hakları ile bağdaşmayan ya bürokratik oligarşinin ideolojik tercihlerini ya da küresel güçlerin çıkarlarını yansıtan dış politikalar, partimizin siyaset felsefesine tamamen aykırıdır ve kabul edilemez.''