BIST 9.673
DOLAR 35,15
EURO 36,57
ALTIN 2.959,13
HABER /  DÜNYA

İşte Fransa’nın kimyasal katliam raporu

Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, Suriye’de kimyasal silah kullanımı ile ilgili raporu yayınladı. Raporda, “21 Ağustos 2013 tarihinde, Şam’ı...

Abone ol

Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, Suriye’de kimyasal silah kullanımı ile ilgili raporu yayınladı. Raporda, “21 Ağustos 2013 tarihinde, Şam’ın doğusunda yer alan bölgede, gece yarısı aynı anda başvurulan yoğun kimyasal madde kullanımı, Suriye rejiminin kasten bir eşiği aştığını teyid ediyor. Servislerimiz, rejimin buna benzer başka eylemler gerçekleştirebileceğini düşündürecek, ulusal kaynaklı, istihbarat bilgilerine sahip” denildi.
Raporda, Suriye kimyasal programının Fransız kaynaklardan elde edilen ve gizlilik derecesi kaldırılan istihbarat bilgilerinden oluştuğu belirtilerek, raporun Fransız birimlerinin gerçekleştirdiği ve açık kaynakların derinlemesine yapılan teknik analizine dayandığı ifade edildi.
Raporda, Suriye’nin uzun zamandan beri, Fransız istihbarat birimlerinin ve başlıca ortaklarımızın gözetimi altında bulunan, eski ve çeşitlendirilmiş bir program çerçevesinde, dünyanın en büyük operasyonel kimyasal silah stoklarından birine sahip olduğu kaydedilerek, “Cumhurbaşkanı Esad rejimi muhaliflerine karşı yürütülen çatışmalarda, Şam yönetimi, özellikle 2013 yılının Nisan ayında, kendi halkına karşı yaptığı sınırlı saldırılarda, özellikle sarin gazı olmak üzere bu tür silahlara daha önce de başvurmuştu. Bugün elimizde bulunan istihbarat bilgileri üzerinde yapılan analizler, Suriye rejimi tarafından, 21 Ağustos 2013 tarihinde, Şam’ın banliyösünde yer alan ve muhalefet birimlerinin kontrol ettiği bazı semtlere karşı, konvansiyonel silahların ve yoğun kimyasal maddelerin kullanıldığı bir saldırı düzenlendiğini düşündürüyor” ifadeleri kullanıldı.
Suriye’nin uzun zamandan beri, önemli bir kimyasal cephaneye ve bu silahların taşınmasına yarayan sistemlere sahip olduğu hatırlatılarak, Suriye rejiminin 23 Temmuz 2012 tarihinde, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü aracılığıyla durumu kabul ettiği söylendi. Dışişleri Bakanlığı’nın ‘bu muhtelif silahların [kimyasal veya konvanisyonel olmayan], silahlı kuvvetler denetiminde depolandığını ve güvenliklerinin sağlandığını’ teyid ettiği ifade edilen raporda, “Dünyadaki 189 Devlet’in aksine, Suriye, 1993 tarihli Kimyasal Silahların Yasaklanmasına dair Sözleşme’ye taraf değil. Suriye’nin kimyasal programı, 1970’li yıllarda kimyasal mühimmat ithalatıyla başladı. Şam yönetimi, 1980’li yıllardan bu yana, bu alanda yoğun ve özerk bir ulusal üretim gücünün oluşturulması için gerekli malzemeler, ürünler, beceri ve bilgiye sahip olmak üzere girişiminde bulunmuştur” ifadeleri kullanıldı.
Raporda şunlara yer verildi:
“Suriye kimyasal mühimmatı oldukça büyük ve çeşitlidir. Mühimmat şu şekilde oluşmaktadır :
- Kullanıma hazır yüzlerce ton hardal gazı (iperit) ;
- Onlarca ton VX gazı. VX gazı, askeri amaçlı kimyasal maddeler arasında tanınan en zehirli olanıdır ;
- Cephaneliğin önemli bir bölümünü teşkil eden yüzlerce ton sarin gazı.
Şam yönetimi, envaiçeşit ve binlerce taşıma araçlarıyla, kimyasal silahlarını kullanma yeteneğine sahip. Bazı füzeler, yüzlerce litre zehirli madde taşıyabilmektedir.”
Suriye’de bulunan kimyasal silahların Beşar Esed ve yakın çevresindeki bazı kişilerin kimyasal silahların kullanımına dair emri verecek yetkiye sahip oldukları bildirilen raporda, emirlerin bilimsel İncelemeler ve Araştırmalar Merkezi’nin yetkili birimlerinin sorumlularına iletildiği belirtildi.
Suriye rejiminin sahada alan kazanmak veya terör amacıyla, son aylarda, muhalefetin kontrol ettiği bölgelerde yaptığı saldırılarda kimyasal madde kullanımına dair vakalar tespit edildiği hatırlatılan raporda, “Yetkili Fransız servisleri, insanlar üzerinden veya 29 Nisan 2013 tarihindeki Saraqeb ve Nisan ayı ortasında meydana gelen Cobar saldırılarına uğrayan yerlerden alınan biyomedikal (kan,idrar), çevresel (toprak) ve materyal (mühimmat) örnekler elde ettiler” ifadelere yer verildi.
Analizlerin sarin gazı kullanımının teyid edildiği söylenen raporda, “21 Ağustos 2013 tarihinde, Şam’ın doğusunda yer alan bölgede, gece yarısı aynı anda başvurulan yoğun kimyasal madde kullanımı, Suriye rejiminin kasten bir eşiği aştığını teyid ediyor. Servislerimiz, rejimin buna benzer başka eylemler gerçekleştirebileceğini düşündürecek, ulusal kaynaklı, istihbarat bilgilerine sahip” dendi.

47 ADET KAMERANIN GÖRÜNTÜSÜ İNCELENDİ
21 Ağustos tarihinde vuku bulan olaylarla ilgili 47 adet orijinal kamera görüntüsünün teknik ve metodik incelemesi sonucunda, kurbanların sayısı ile ilgili, semt semt, ilk tespit yapıldığı ifade edilen açıklamada, Doğu Guta (Ayn Tarma, Duma, Erbin, Cobar, Kafar Batna, Kas Alaa ve Zamalka semtleri) ve Batı Guta (Mudamiyet Şam) bölgelerinde, en az 281 kişinin hayatını kaybettiği tespit edildiği belirtildi. Raporda, “Elimizde bulunan istihbarat bilgileri, Duma hastanesindeki kurbanların yarısının kadınlar ve çocuklardan oluştuğunu ve yüzde 50 oranında ölümlerin hemen meydana geldiğini teyid ediyor. Doktorlar, bu durumu, zehirleyici maddelerin güçlü ve yoğun bir şekilde kullanımına bağlıyorlar. Sekiz ayrı bölgede gözlem altında tutulan ve şiddetli hastalık belirtileri gösteren (havale geçiren) küçük yaştaki çocuklar üzerinde yapılan incelemeler, muhalefet tarafından yapılacak bir mizansenin veya manipülasyonun çok düşük ihtimaller olduğu sonucunu ortaya koyuyor. Çok sayıdaki kamera görüntüleri ve tanık ifadeleri ile birlikte bu tespitler, muhalefet tarafından yapılabilecek bir tahrif olasılığını tamamen ortadan kaldırıyor. Elimizde bulunan bilgilerin toplamının inceleme sonuçlarının da teyid etmiş olduğu gibi, farklı farklı hastanelerin, kısa bir süre içerisinde, yoğun bir hasta akınına uğraması, kurbanların sayısı ve bunların muhtelif bölgelerden gelmesi, öldürücü gücü yüksek kimyasal madde kullanımını içeren bir saldırının etkilerine dair özelliklerdir. Bunlar, 21 Ağustos gecesi yoğun ve koordineli bir şekilde bir saldırının yürütüldüğünü teyid etmektedir” ifadeleri kullanıldı.
21 Ağustos tarihindeki kombine saldırı, klasik bir taktiksel planın (operasyondan önce gerçekleştirilen top saldırısı, daha sonrada kara saldırısı) özelliklerini taşıdığı bildirilen raporda, “Kimyasal maddelerin kullanımı, askeri anlamda, Suriye güçlerinin kullanımına ilişkin kural ve yöntemlerle uyumluluk göstermektedir. Birçok ortağımızdan gelen güvenilir istihbarat bilgileri, 21 Ağustos tarihinden önceki günlerde özel hazırlıkların yapıldığını ortaya koyuyor. Elimizde bulunan istihbarat bilgileri, rejimin, o tarihlerde, muhalefetin Şam’a geniş çaplı bir saldırı düzenlemesinden endişelendiğini teyid ediyor. Bizim değerlendirmemize göre, söz konusu saldırıyı gerçekleştirerek, rejim, başkentte kontrolü elde tutmak için, çemberi gevşetmeye ve stratejik noktalarda güvenliği sağlamaya çalışmıştır. Örneğin Moadamiye semti, Hava Kuvvetleri’ne ait istihbarat birimlerinin kontrolü altında bulunan Mezzeh askeri Havalimanına yakın bir bölgede bulunuyor.
Zaten, saldırının uygulama noktaları incelendiğinde, rejimden başkasının, muhalefet için stratejik olan pozisyonlara bu şekilde saldıramayacağı açıktır. Son olarak, Suriye muhalefetinin, kimyasal maddelerle bu büyüklükte bir operasyon yürütecek imkanlara sahip olmadığını düşünüyoruz. Suriye isyanına bağlı hiçbir grup, bu aşamada, söz konusu maddeleri depolayacak ve kullanacak imkana, daha ziyade, Şam’da 21 Ağustos gecesi kullanılan ölçüdeki imkana sahip değildir. Söz konusu gruplar, özellikle 21 Ağustos tarihinde kullanılan taşıma araçları vasıtasıyla, bu maddeleri kullanacak ne tecrübeye ne de bilgi ve beceriye sahipler” yer verildi.
(İHA)