BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,71
ALTIN 2.980,25
HABER /  GÜNCEL

İşte evlat sevgisi...

Hasan Erdal, 3 yıl önce oğlu Yusuf’un böbrek yetmezliği çektiğini öğrendiğinde kendi böbreğini oğluna vermek istedi.

Abone ol

Ancak doktorlar, aşırı kilolu olması sebebiyle böbreğin alınamayacağını söyledi. Baba Erdal, zayıflamak için 3 yıl boyunca değişik yöntemler denedi, ancak başarılı olamadı. Son olarak da çareyi hastane merdivenlerinde buldu. Erdal, ameliyat tarihine 1 ay kala 7 katlı Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin merdivenlerinde spor yapmaya başladı. Başlangıçta 156 basamaklı merdivenleri 10 kez inip çıkan fedakâr baba, son 10 günde sayıyı 20’ye çıkardı. 104 kilodan 82 kiloya düştüğünde de böbrek nakline izin verildi. Prof. Dr. Bülent Oktay başkanlığındaki 12 kişilik ekip, önceki gün 3,5 saat süren operasyon sonucu Hasan Erdal’ın sol böbreğini oğluna nakletti. Ameliyatın ardından dün ilk kez buluşan baba–oğulun mutluluğuna Zaman tanıklık etti. Bursa İmam Hatip Lisesi Müdürü Hasan Erdal ve Sinandede Camii’nde müezzinlik yapan Yusuf Erdal’ın buluşmasında duygusal anlar yaşandı. İlahiyat Fakültesi’ni bu yıl bitiren Yusuf, kendini hayata yeniden dönmüş gibi hissettiğini belirtti. Yusuf Erdal duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Babamın yaptığı çok büyük fedakarlık. Ameliyattan önceki dönemde de, rahatsızlığımı benden fazla o hissediyordu. Böbrek nakliyle kendime güvenim geldi. Çok mutluyum.” Yusuf’un babası da duygularını, “Bugün çocuklarım için başka bir organım gerekli olsa, hiç düşünmez yine bıçak altına yatarım. Bir böbreğim oğluma takıldı, ama tarif edilemez bir mutluluk yaşıyorum.” şeklinde dile getirdi. Hasan Erdal, 3 yıl önce üniversitede okurken aniden rahatsızlanan oğluna böbrek yetmezliği teşhisi konulduğunu belirtti. Yusuf’un haftada 3 gün diyalize girmeye başladığını kaydeden Erdal, şunları anlattı: “Doktorlar oğluma böbrek nakli yapılması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine, ben, eşim ve 4 çocuğum böbreklerimizi vermek için adeta yarıştık. Ama ‘bu ailenin reisi benim, ben vereceğim’ diyerek tartışmaya son noktayı koydum.” Olayın hukuki ve dinî boyutunu da araştırdığını anlatan Erdal, “Araştırmalarımız neticesinde, dinen ve hukuken organ naklinin bir sakıncası olmadığını öğrendim. Bu nedenle, hiçbir endişeye mahal bırakmadan bıçak altına yattım.” diye konuştu. UÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmet Yavaşçaoğlu, operasyonun çok başarılı geçtiğini, iki hastanın da sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtti. Operasyonun ardından babanın Üroloji Kliniği’ne, oğlunun ise Hemodiyaliz Ünitesi’ne alındığını kaydeden Yavaşçaoğlu, baba Erdal’ın böbrek nakli bekleyen diğer hastaların yakınlarına örnek olacak bir davranış sergilediğini ifade etti. Yavaşçaoğlu şöyle konuştu: “Yusuf’un yüzündeki renk değişimini çok iyi fark edebiliyorum. Düne (salı) göre çok daha iyi. Bu operasyon için uzun bir hazırlık dönemi geçirdik. Yusuf’un babası böbreğini daha rahat çıkartabilmemiz için, hastane merdivenlerini günde 20 kez inip çıkarak, 22 kilo verdi. Babasının ameliyatı 2,5 saat sürdü. Ardından böbrek Yusuf’a takıldı. Çok geçmeden, takılan böbrekten idrar gelmeye başladı. Bu bizim için en büyük mutluluk. Yusuf artık yürüyüp dolaşabiliyor.”