BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.865,00
HABER /  POLİTİKA

İşte Ecevitin bilinmeyenleri

''Çinli Hoca'nın Torunu Ecevit'' adlı kitap Ecevit ve eşi ile ilgili bilinmeyenleri ortaya çıkardı.

Abone ol

Halen GATA'da tedavi gören eski başbakanlardan Bülent Ecevit ile eşi Rahşan Ecevit'in aile ağacını ve yaşamlarının bilinmeyenlerini gözler önüne seren ''Çinli Hoca'nın Torunu Ecevit'' adlı kitap okurla buluştu. Mahmut Çetin'in kaleme aldığı kitap, Ecevit'in dedesi ''Çinli Hoca'' lakaplı Mustafa Şükrü Efendi'den günümüze kadar Ecevit ailesinin soy ağacını yorumluyor.

Kitaba göre, Bülent Ecevit'in dedesi, medrese hocası Mustafa Şükrü Efendi, dönemin padişahı Abdülhamit tarafından 1894'te Meclis-i Tetkikat-ı Şeriyye üyeliğine tayin edildi. Bu meclis, dini meseleleri inceleyen bir kuruldu ve adeta ''dini bir Danıştay'' gibi görev yapıyordu. Ecevit'in dedesi, dini eğitim kurulları dışında önemli bir diplomatik görevde de bulundu.

Bu görev, Sultan Abdülhamit döneminde Çin'e yaptığı seyahatti. Seyahatin gerekçesi, Batılı işgalcilere karşı başlayan Bokser Ayaklanması'nda müslüman Çinlileri uyarmaktı. Çin müslümanlarının zarar görmemesi için gönderilen heyette Ecevit'in dedesi Mustafa Şükrü Efendi ile Nazım Hikmet'in dedesi Hasan Enver Paşa birlikte yer aldı. Heyetin başkanı Hasan Enver Paşa idi.

NAZIM HİKMET'İN DEDESİ HAPSETTİRDİ

109 gün süren Çin seyahati sırasında ilginç olaylar da yaşandı. Bir gün Mustafa Şükrü Efendi, vapurun salonuna yalın ayak ve iç donuyla çıkınca heyet başkanı Nazım Hikmet'in dedesi Hasan Enver Paşa, onu kamarasına kapattırarak başına da bir asker diktirdi. Mustafa Şükrü Efendi, bu seyahat için 500 Osmanlı altını harcırah aldı ve bu yolculuğun ardından ''Çinli Hoca'' namıyla anılmaya başlandı. Refik Halid Karay, anılarında Mustafa Şükrü Efendi'den ''dini bütün olmakla beraber yenilikleri kabul eden zeki bir Kastamonulu zat'' olarak bahsetmişti. Mustafa Şükrü Efendi, Aksaray'da 23 Ekim 1924 tarihinde vefat etti. Torunu Bülent Ecevit, dedesinin ölümünden 7 ay sonra dünyaya gözlerini açtı.

BABASININ DA ŞİİRLERİ VARDI

Bülent Ecevit'in babası Fahri Ecevit, hukuk fakültesinde adli tıp dersleri veren bir profesördü. İstanbul Tıbbiyesi'nde öğrenciyken şiir yazdı, ancak şiirlerini yayınlamadı. Fahri Ecevit, milletvekili olunca adli tıp alanındaki meslektaşlarını unutmadı. Maaşlarının düşüklüğünden bahsettiği meclis kürsüsünde milletvekillerini şu sözleriyle güldürdü: ''Bir kimse var mıdır ki, 'ah şu adli tabip bana bir güzel otopsi yapsa' diye düşünsün ve bu sebeple adli tabibe vizite müracaat etsin? Kimsenin bu hale düşmesini temenni etmiyoruz.'' Ecevit'in annesi Nazlı Hanım da ressamdı. Türkiye'de empresyonist eğilime katılan sanatçılar arasında Bülent Ecevit'in annesi Nazlı Ecevit ile halası Afife Ecevit de vardı.

''BÜYÜK ADAM OLACAK''

Ferhande Hanım, Ecevit'in annesi Nazlı Hanım'ın teyzesiydi. Son sadrazam Tevfik Paşa, Ferhande Hanım'ın oğlu Bülent'i 3-4 yaşlarındayken kucağına alıp sevdi ve ''Bu çocuk ileride büyük adam olacak'' dedi. Sadrazamın kucağında oturan çocuk, yarım yüzyıl sonra onun koltuğuna (başbakanlık koltuğuna) oturacaktı...

Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit de 1923 yılının Aralık ayında İzmir'de dünyaya geldi. Onun ''parıldayan, ışıldayan'' anlamına gelen ismini annesi Zahide Hanım koydu. Doğduğu gün ağlaması sayesinde mangaldan çıkan gazdan zehirlenen ailesini ölümden kurtardı. Babası Namık Zeki (Aral), can havliyle camları açtı ve aile kurtuldu. Rahşan Aral, Bülent Ecevit'in annesi Nazlı Ecevit'in öğrencisiydi. Genç Bülent, Rahşan Aral'ı ilk kez arkadaşı Altemur Kılıç'ın yanında gördü ve çok heyecanlandı. İkili, 1945'te nişanlandı ve o günden sonra bir elmanın iki yarısı gibi yaşadılar...

VAHDETTİN İLE BAĞ

Kitaba göre, Bülent Ecevit ile ilgili ilginç bir konu da Vahdettin ile bağı... Sultan Vahdettin'in torunu Hümeyra Özbaş, Bülent Ecevit'in üvey kuzeniydi. Özbaş'ın babası İsmail Hakkı Okday, Sultan Vahdettin'in kızı Prenses Ulviye'den ayrıldıktan sonra ikinci evliliğini Bülent Ecevit'in annesi ressam Nazlı Ecevit'in teyzesi olan Ferhunde Hanım ile yaptı. Bu evlilik, Okday'ın dünyadan ayrıldığı 10 Ekim 1977 tarihine kadar sürdü. -ATATÜRK İLE BAĞ- Rahşan Ecevit'e ilişkin bir ilgi çekici bir akrabalık bağı da kitapta sunuluyor. Buna göre, Aydın Boysan ile Rahşan Ecevit kuzen, Boysan ailesinden Mecdi Boysan ise Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Hanım'ın eşiydi.