Dağlıca komutanı Yarbay Onur Dirik'in 4 yıl önceki saldırıyla ilgili açıklamaları neyi işaret ediyor?
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Yarbay Onur Dirik'in açıklamaları Dağlıca saldırısı sonrası "anlık istihbarat masalları" ve Heron rezaletini bizlere yeniden hatırlattı. Dirik saldırı sonrası günah keçisi ilan edildi. Oysa sonrasında yaşananlara bakıldığında o saldırı detay kalıyor.
12 askerin şehit düştüğü Dağlıca saldırısının komutanı Yarbay Onur Dirik'in iddiası sarsıcıydı. 21 Ekim 2007'de 18'e yakın ağır uçaksavar silahıyla yüzlerce PKK'lının katıldığı saldırıyla ilgili Dirik, "Saldırıdan 4 saat önce operasyon yapacaktık. Emir geldi, iptal ettik. Ardından baskın yedik" açıklaması gözleri yeniden Dağlıca dosyasına çevirdi.
Dirik'in sözleri bununla sınırlı değlil elbette. Rütbesi sökülen ve şimdi er olan Dirik "Tabur Çukurca'dan Dağlıca'ya taşındığı günden beri inşaat işiyle meşgul edildim" diyor. Saldırının arkasından gelişen olaylar ile 4 yıl sonra konuşan Dirik'in sözleri birleştirildiğinde anlam kazanıyor. Tuhaflıklarla dolu bu saldırı sonrasında farklı gelişmeler ve yeni bir süreç yaşandı.
ABD'YE DAHA FAZLA YANAŞTIK
Dağlıca saldırısından sonra Türk-ABD ilişkileri farklı bir ivme kazandı. Reddedilen 1 Mart tezkeresiyle sallantıya giren ilişkiler eskisinden daha sıkı oldu. Atlantiğin öte yakasıyla kurulan bağın temellerine bu saldırıdan 14 gün sonra Beyaz Saray'da harç atıldı. Bush ve Erdoğan'ın buluştuğu 5 Kasım 2007 zirvesi sonrası içeride "Türkiye ABD'nin kucağına oturmaya hazırlanıyor" yorumları sıkça yapıldı.
ORTAK DÜŞMAN VE ANLIK İSTİHBARAT
O görüşmeden sonra kamuoyu o güne kadar duymadığı "anlık istihbarat paylaşımı" kavramı ile tanıştı. ABD Başkanlarınden hep laf duymaya alışkın olan Türk kamuoyu ilk kez farklı bir söylem duydu. "Anlık istihbarat" kararı ve PKK'nın "ortak düşman" ilan edilmesi ezberleri bozan bir gelişme olarak görüldü.
"HUZUR İÇİNDEYİM"
O istihbarat paylaşımı sonraki kanlı PKK basınlarında nedense etkin biçimde işletilemedi. 3 Ekim 2008'de Aktütün karakolu basıldı ve 17 asker şehit oldu. İstihbarat paylaşımı kamuoyunun gazını almak için Aralık 2007'de işletildi. Dönemin Genelkurmay Başkanı operasyonla ilgili "Dün gece hiç uyumadım. Sabah evime gelirken huzur içindeydim. Türk Silahlı Kuvvetleri ile gurur duyuyorum" diyordu. Yine Büyükanıt "PKK, artık ayağını denk alsın. Unutmasın ki; artık bizim için onların kampları 'BBG Evi' gibidir" diyecekti.
2007 YERİNE 2010'DA TESLİM
İstihbarat paylaşımının bir ayağını oluşturan Heronlar konusunda yine mağdur olan Türkiye oldu. 2005 yılında ihalesi yapılan 2007 Eylül'de teslimi yapılması gereken Heronların 6'sı 2010 Mart ayında, kalanları da sene ortasında teslim edildi. Ne Milli Savunma Bakanlığı'ndan ne de Genelkurmay'dan ses çıktı. Bu sözleşmenin feshedilmesi ve sözleşmeden doğan tazminat haklarının devreye sokulması gündeme getirilmedi.
HEP SORUN ÇIKTI
183 milyon dolar bedelle alınan 10 adet insansız hava aracı geç geldi ama tartışma hiç bitmedi. Bu araçlara Aselsan'ın taktığı kamera ve hedefleme sistemi İsrailli firma ile Aselsan'ı karşı karşıya getirdi. 2008'de teslim edilmesi gereken hava araçları 2010 yılında teslim edildi. Mavi Marmara krizinin hemen ardından İsrailli teknisyenler ülkelerine döndü ve Heron'ları Türk subaylar uçurmaya başladı. Özür krizinin patlak verdiği Eylül ayında 2 Heron şu anda tamamen kullanılamaz haldeydi. Diğer 3 tanesinin motor arızaları olduğu yazılıp çizildi.
KİMLİĞİ BELİRSİZ HAVA ARACI
İstihbarat paylaşımının dış yansımaları böyleydi peki içeride neler oldu? Türkiye ayağı da hep sıkıntılı ve soru işaretleriyle doluydu. Dirik yine o açıklamasında bakın ne diyordu:
"Kimliği belirsiz hava aracını' 4 saat boyunca çatışma anında tüm tabur gördü. Halbuki o dönemde TSK'nın envanterinde İHA (insansız hava aracı) yoktu. Helikopterlerin gelmesiyle o araç kayboldu. Olay sonrasında bu konu üzerinde bir tahkikat yapılmadı."
HERON VAR YURT İÇİNDE PAYLAŞIM YOK
İstihbarat paylaşımının içinin boş olduğunu dönemin Genel Kurmay Başkanı Işık Koşaner'in internete düşen ses kaydında ortaya çıkmıştı. Koşaner, 2010 Temmuz ayında meydana gelen 7 askerin şehit olduğu Hantepe baskınıyla ilgili şunları söylüyordu:
"İşte bu Hantepe mantepe olayında operasyon yapan komutan daha doğrusu sorumlu Komutan 1. Tugay komando tugay komutanıydı ve kendisi arazideydi. Orada bilmem ne tepesindeydi. Ama ekrana bakan komutanlık civardaki komutanlığımızın ona müdahale etme yetkisi yoktu. Böylece bir koordinesizlik oldu zamanında müdahale edemedik."
İnsansız hava araçlarından (İHA) görüntüyü takip eden komutanın neden bölgedeki komutanı yönlendirme yetkisinin olmadığı ne o günlerde ne de Koşaner'in itirafları sonrası sorgulanmadı. Görüldüğü üzere kazanan ABD ve İsrail oldu. Terörle mücadele ile boğuşan ve daha fazla ABD'ye yanaşmak zorunda kalan Türkiye kaybeden taraf oldu.