Rektör Yücel Aşkın Van 3. Ağır Ceza mahkemesi'ndeki duruşmasında ifadesini rahatsız olduğu gerekçesiyle oturarak verdi. Aşkın hakkındaki iddalara cevap verdi.
Abone olYüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, yasaların kendisine verdiği yetkiler dışında yetki kullanmadığını söyledi. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde YYÜ Rektörü Aşkın ve 9 sanığın yargılanmasına duruşmanın ikinci bölümünde, kimlik tespitinin ardından iddianame okundu. Duruşmada savunmasını yapmak için söz alan Rektör Aşkın, yaklaşık yarım saat süren savunmasını rahatsızlığı nedeniyle oturarak yaptı. Aşkın, sağlık durumunun ne şekilde olacağını bilemediği için savunmasını yazılı olarak getirdiğini, ama önemli bulduğu bazı yerleri sözlü olarak ifade edebileceğini belirtti. Üniversitenin 1999 yılındaki durumunun doğru değerlendirilmesi için 1982 ve 1999 yıllarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Rektör Aşkın, ''Benim dönemimde, üniversitede huzur ve sükun hakim oldu. Personel alımı akademik ölçütlere göre yapıldı. Üniversitemiz, Türkiye'nin en iyi üniversiteleri arasına girdi. İddialar asılsızdır'' dedi. Rektör Aşkın, 1995 yılında 6-8 Nisan tarihleri arasında yapılan akademik ilan başvurusuyla ilgili delili mahkemeye sunarak, şöyle konuştu: ''Tarih bölümü ve Alman Dili bölümü için iki akademik ilan verilmiş. İlanda beden eğitimi bölümünde lisans eğitimi alanların başvuracağı belirtilmiş. Kimya bölümüne genel biyoloji alanında doktora yapabilenlerin, sınıf öğretmenliği bölümüne matematik bölümünde doktora yapanların alınabileceği belirtilmişti.'' Örgüt suçlamasını da yanıtlayan Aşkın, yasaların rektöre tanıdığı yetki dışında yetki kullanmadığını belirterek ''Benim hakkımda bir örgüte yataklık yaptığımla ilgili suçlamada bulunanlarla çalıştım. Bu suçlamada bulanan İsmail Alkan, üç ay öncesine kadar benim danışmanımdı. Mehmet Koyuncu benim danışmanlığımı yaptı. Muammer Karaayvaz benim döneminde iki kez başhekimlik yaptı. Bu kişinin iddia ettiği gibi benim ve rektör yardımcılarımın baskısı olmadı'' dedi. İddia edildiği gibi, terör örgütü PKK yandaşlarına ayrıcalıklı davranmadığını, yönetimin her anlayıştan kişilerle çalıştığını dile getiren Aşkın, tembel ve çalışmayan kişilere de müsamaha gösterilmediğini ifade etti. İddianamede yer alan ''Sürgün etme'' tabirinin doğru olmadığını dile getiren Aşkın, bu kişilerin denenmek üzere başka üniversitelere gönderildiğine ifade ederek, bu uygulamanın sadece YYÜ'de olmadığını kaydetti. Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, ''Çete suçlamasını hak edecek hiçbir eylemde bulunmadım. Sağlığımı ihmal edecek derecede özverili çalıştım'' dedi. Prof. Dr. Aşkın, ''haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgütün faaliyeti çerçevesinde, ihaleye fesat karıştırmak ve resmi evrakta sahtecilik'' iddiasıyla yargılandığı 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, ''kendisine ve yönetimine cephe almış bazı muhbir kişilerin şahit olarak ifade verdiğini'' öne sürdü. Kimseye baskı yapılmadığını ve kendi döneminde üniversitenin saygınlığının artırıldığını belirten çok sayıda personel bulunduğunu ifade eden Aşkın, ''Bu tanıkların da ifadesine bavşurulmalıdır. Çete suçlamasını hak edecek hiçbir eylemde bulunmadım. Sağlığımı ihmal edecek derecede özverili çalıştım'' diye konuştu. Memur alımıyla ilgili suçlamalara da değinen Aşkın, rektör olduğu dönemden itibaren memur alımlarının YYÜ tarafından yapılmadığını, alımların KPSS'yle belirlendiğini, ancak kendisinden önceki kadroların tamamının üniversite rektörlüğünün kurduğu komisyon tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti. Aşkın, birtakım yolsuzluklar varsa o dönemlerin sorgulanması gerektiğini, bazı suiistimaller varsa da bunun kendileriyle ilgili olmadığını savundu. Terör örgütü PKK yanlısı harekete karşı tutarlı bir yol izlediklerini de ifade eden Aşkın, 1999-2005 arasındaki dönemin üniversitede öğrenci olaylarının en az görüldüğü yıllar olduğunu kaydetti. -ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ İLE İLGİLİ İDDİALAR...- Aşkın, ''özel hayatın gizliliği'' hakkındaki suçlamayla ilgili ise şunları söyledi: ''İddianamede özel hayatın gizliliği ile ilgili belgelerin Rektör Aşkın'ın kasasında ele geçirildiği belirtiliyor. Bu benim şahsi kasam değil. Rektörlüğe ait üzerime zimmetlenen kasadır. Kasalardan çıkan dosyaların başlıkları incelendiğinde bunların OHAL ve YÖK tarafından gönderildiği görülecektir. Bu belgeler OHAL döneminde güvenlik birimleri tarafından rektörlüğe gönderilmiştir. OHAL döneminde bu belgelerin tarafımıza gönderilmesinden daha doğal bir şey olamaz. Bunlar şimdiye kadar ifşa edilmemiştir. Bu soruşturma açılmayıncaya kadar bunlardan kimsenin haberi olmamış. Fişleme yapılmamıştır. Diğer dosyalar ihbar ve tehdit mektuplarıdır.'' -EVRAKTA SAHTECİLİK, İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA İDDİALARI...- Kendisiyle ilgili diğer bir suçlama olan ''resmi evrakta sahtecilik'' iddiasıyla ilgili de konuşan Aşkın, resmi evrak defterinin değiştirilmesi konusunda talimat verdiğine yönelik hiçbir tanığın beyanının bulunmadığını söyledi. Aşkın, evrakı üniversitenin Genel Sekreteri'nce incelenmesinin ardından kendisinin imzaladığını, günde 50-60 evrağa imza attığını ifade etti. Aşkın, ''ihaleye fesat karıştırmak'' ile ilgili suçlamayı da değerlendirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ben 25 Nisan 1999'da rektör oldum. İhale 1998'de yapıldı. Benden önce yapılan ihaleye nasıl fesat karıştırabilirim? İhalenin edimine fesat karıştırma suçlamasına gelince, ek sözleşmeler, Türkiye Cumhuriyeti'ne hiçbir mali külfet getirmemiştir. Bu sözleşmeler yapılması gereken zorunlu sözleşmelerdir. Bu sözleşmelerle firmaya hiçbir ek kazanç sağlanmamıştır. Ayrıca bu ihale kapsamında çalışmadığı ya da alınmadığı iddia edilen cihazlarla bana anjiyo yapıldı, stent takıldı.'' Aşkın, son olarak YYÜ'de yasalara bağlı olan yönetimle çalıştığını, yasaların kendisine verdiği yetkiler dışında yetki kullanmadığını, yasadışı örgütleri desteklemediğini, dil, din, ırk ve mezhep ayrımı yapmadığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Görevimi hakkıyla yerine getirdiğime inanıyorum. Görevimi kötüye kullandığımı iddia eden kişilere karşılık, üniversitede özgür bir ortamda çalıştığını, benimle çalışmaktan gurur duyduğunu, belirten çok sayıda tanık var. Bu tanıkların dinlenilmesini talep ediyorum. Bu suçları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum.'' Rektör Aşkın, Avukatı Emre İncula'nın talebi üzerine sağlık durumundan dolayı saat 15.15'te duruşmadan çıktı. Aşkın'a savunması sırasında doktorları tarafından su ve meyve suyu verildi.Daha sonra duruşmada, diğer sanıkların dinlenilmesine devam edildi.