BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

İşte ABD Genelkurmay'ın hazırladığı plan

ABD Genelkurmay Başkanlığı Suriye'deki iç savaş için yapabilecekleri 5 planı belirledi. Planlar arasında Türkiye de var.

Abone ol

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey, ABD ordusunun toplamda 5 seçenek için hazır olduğunu ifade ederek, Suriyeli muhalifleri korumaya yönelik bir uçuşa yasal bölge oluşturulmasının, yüzlerce ABD uçağı ve ayda 1 milyar dolara kadar çıkabilecek bir maliyet gerektirebileceğini ve bu seçeneğin, Suriye'de iki yıldır süren iç savaşta ivmeyi değiştireceğinin de bir garantisi olmadığını belirtti.

Raporda Türkiye ve Ürdün üzerindeki baskının kaldırılması, ve bu ülkeler üzerinden tampon bölge oluşturulması da bulunuyor. 

Dempsey, ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Carl Levin'e gönderdiği mektupta, ABD'nin Suriye konusundaki askeri seçeneklerine dair bilgiler verdi.

Mektubunda Dempsey'nin, ABD'nin Suriye'de daha agresif bir askeri adımına ilişkin temkinli bir dil kullandığı gözlendi.

ABD ORDUSUNUN ŞU ANKİ ROLÜ 

Şu aşamada ABD ordusunun rolünün, insani yardımların gönderilmesine yardım etmek, Suriye'nin komşularına güvenlik yardımı sunmak ve muhalefete silah içermeyen yardım sağlamakla sınırlı olduğunu kaydeden Dempsey, füze saldırısına karşı kendilerini savunmaları için Türkiye ve Ürdün'de Patriot bataryalarını konuşlandırıldığını, Ürdün'ü savunmak için F-16'lar dahil bir operasyonel karargah ve ilave kapasitelerin konumlandırıldığını belirtti.

ABD'NİN 5 SEÇENEĞİ 

Dempsey, ABD ordusunun toplamda 5 seçenek için hazır olduğunu ifade ederek, bu seçenekleri, "Muhaliflere eğitim, danışmanlık ve yardım sağlama", "uzaktan sınırlı saldırılar düzenleme", "uçuşa yasak bölge oluşturma", "tampon bölgeler oluşturma" ve "kimyasal silahları kontrol altına alma" şeklinde sıraladı.

SEÇENEK 1- MUHALİFLERE EĞİTİM, DANIŞMANLIK VE YARDIM SAĞLAMA

"Muhalefete eğitim, danışmanlık ve yardım sağlama" seçeneğinin, silahların kullanılmasından, taktik planlamaya kadar uzanan görevlerde muhalefeti eğitmek ve danışmanlık sağlamak için öldürücü olmayan güçlerin kullanımını içerdiğini belirten Dempsey, bu seçenek altında, istihbarat ve lojistik yardım da sunabileceklerini dile getirdi.

Dempsey, bu seçeneğin hayata geçirilmesi için gereken boyutun, maliyet de aynı doğrultuda değişiklik göstermek suretiyle birkaç yüzden birkaç bin askere kadar değişebildiğini, ancak ilk aşamadaki maliyetin yılda 500 milyon dolar tahmin edildiğini kaydetti.

Bu seçeneğin, Suriye'nin dışarısında güvenli bölgeler ve bölgesel partnerlerin desteğini gerektirdiğini ifade eden Dempsey, bu seçeneğin zaman içerisinde muhalefetin kapasitelerinin geliştirilmesi yönünde bir etkisinin olabileceğini, ancak aşırılık yanlılarının ilave kapasitelere erişim sağlaması, sınırötesi misilleme saldırılar gibi risklerin de bulunduğuna işaret etti.

SEÇENEK 2- UZAKTAN SINIRLI SALDIRILAR DÜZENLEME

Dempsey, "uzaktan sınırlı saldırılar düzenleme" seçeneğinin de, Esed rejimine askeri operasyonlar yürütme, gelişmiş silahlar üretme ve kendini savunma olanağı veren hedefleri vurmak için öldürücü güçlerin kullanımını öngördüğünü belirtti.

Potansiyel hedeflerin, rejimin yüksek değerde hava savunma sistemleri, hava, kara, füze ve deniz kuvvetlerinin yanısıra, askeri destek tesisleri ve komuta ağlarını içerdiğini kaydeden Dempsey, uzaktan hava ve füze sistemlerinin, kendi seçtikleri tempoda yüzlerce hedefin vurulmasında kullanılabileceğini, bu seçeneğin hayata geçirilmesi için gereken kuvvetlerin, yüzlerce uçak, gemi, denizaltı ve diğer araçları içerebileceğini bildirdi.

Dempsey, süreye bağlı olarak, maliyetin milyarlarca doları bulabileceğini, zaman içerisindeki etkinin, rejimin kapasitelerinin önemli boyutta aşağı çekilmesi ve rejimden firarlarda artış yönünde olabileceğini belirtti. Dempsey, ancak rejimin, elindeki varlıkları farklı yerlere dağıtarak sınırlı saldırılara direnebileceği yönünde bir riskin de mevcut olduğuna dikkati çekti. Dempsey, bunun yanında misilleme saldırıların olası olduğunu ve ülke içerisindeki siviller ve yabancıları etkileyebilecek zayiatların yaşanması ihtimalinin de bulunduğunu dile getirdi.

SEÇENEK 3- UÇUŞA YASAK BÖLGE OLUŞTURULMASI

"Uçuşa yasak bölge oluşturulması" seçeneğiyle ilgili olarak da Dempsey, bu seçeneğin, rejimin askeri uçaklarını bombalama ve yeniden ikmal için kullanmasını engellemek için öldürücü güç kullandığını, rejimin gelişmiş, savunma entegre hava savunma sistemini etkisiz hale getirerek Suriye üzerindeki hava üstünlüğünü artırabileceğini belirtti.

Bu seçenekle ayrıca, düşman uçaklarının düşürülebileceğini ve uçuş pistlerinin, karadaki uçakların ve destekleyici altyapıların vurulabileceğini ifade eden Dempsey, bu seçenek için de yüzlerce uçak, istihbarat ve elektronik savaş desteği ile yakıt ikmali ve haberleşme araçlarının gerekeceğini kaydetti. Dempsey, tahmin edilen maliyetin, ilk aşamada 500 milyon dolar olduğunu, yıl içerisinde de ayda ortalama bir milyar dolara çıkabileceğini bildirdi.

Dempsey, bu seçeneğin olası etkisinin ise rejimin muhalefet mevzilerini bombalama ve hava gücünü ayakta tutma yeteneğinin neredeyse tamamen yok edilmesini içerebileceğini, ABD uçaklarının kayıp vermesi gibi risklerin de bulunduğunu, ayrıca bu seçeneğin, şiddeti azaltmada ya da ivmeyi değiştirmede başarısız kalabileceğini, çünkü rejimin büyük oranda havan, topçu ve füze gibi karadan ateşlenen silahlara bel bağladığı değerlendirmesinde bulundu.

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey, Suriye'de güç kullanımının, "savaş eyleminden aşağı kalan bir şey olmadığını" belirterek, "Bir kere eyleme geçtiğimiz zaman, sonrasında ne geleceğine hazırlıklı olmalıyız. Daha derin müdahiliyet kaçınılması zor bir durum" dedi.

Dempsey, ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Carl Levin'e gönderdiği mektupta, ABD'nin Suriye konusundaki askeri seçeneklerine dair bilgiler verdi.

SEÇENEK 4- TAMPON BÖLGELER OLUŞTURMA 

Suriye konusunda ABD ordusunun toplamda 5 seçenek için hazır olduğunu ifade eden Dempsey, bu seçeneklerden "Tampon bölgeler oluşturulması" durumunun, büyük olasılıkla Türkiye ya da Ürdün sınırları olmak üzere spesifik coğrafi alanları korumak için öldürücü ve öldürücü olmayan güçleri kullandığını kaydetti.

Dempsey, bu bölgelerin muhalefet tarafından organize olmak ve eğitim için kullanabileceğini, ayrıca, insani yardımların dağıtımı için güvenlik bölgeler olarak işlev görebileceğini kaydetti.

Bölgeleri hava, füze ve kara saldırılarına karşı savunmak için öldürücü güçlerin gerekebileceğini belirten Dempsey, bunun, bağlantılı kaynak gereksinimleriyle birlikte sınırlı bir uçuşa yasak bölgenin oluşturulmasını gerektirebileceğine işaret etti. Dempsey, bölgeleri fiziksel olarak savunan bu unsurları desteklemek için, Suriye'nin dışında konuşlandırılsalar bile, binlerce ABD kara askerine ihtiyaç duyulabileceğini dile getirdi.

Dempsey, ABD kara askerleriyle birlikte sınırlı bir uçuşa yasak bölgenin maliyetinin ayda bir milyar doların üzerine çıkabileceğini kaydetti.

ÜRDÜN VE TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ BASKI 

Bu seçeneğin zaman içerisinde, muhalefetin kapasitelerinde ilerleme sağlanması yönünde bir etkide bulunabileceğini, ayrıca insani açıların azaltılabileceğini, Ürdün ve Türkiye üzerindeki baskının bir kısmının kaldırılabileceğini belirtti.

Dempsey, risklerin ise uçuşa yasak bölgenin riskleriyle benzer olduğunu, buna, rejimin bölgelere karadan ateş açabilmesi ve buralardaki sığınmacıların ölümüne yol açabilmesi sorununun ilave edilebileceğini kaydetti. Dempsey, bu seçenekle alakalı bir diğer riskin ise, bölgelerin aşırılık yanlıları için operasyonel üs haline gelebilecek olması olduğunu dile getirdi.

SEÇENEK 5- KİMYASAL SİLAHLARIN KONTROL ALTINA ALINMASI

"Kimyasal silahların kontrol edilmesi" seçeneğinin de, kimyasal silahların kullanımı ya da yayılmasının önlenmesi için öldürücü güç kullanımını kapsadığını ifade eden Dempsey, bunun, Suriye'nin dev boyuttaki stoğunun parçalarını yok etmek, stoğun hareketliliği ve dağıtımına engel olmak ya da kimyasal silah programının öğelerini ele geçirmek ve emniyete almak suretiyle yapılabileceğini belirtti.

Dempsey, asgari düzeyde, bu seçeneğin bir uçuşa yasak bölgenin yanısıra, yüzlerce uçak, gemi, denizaltı ve diğer araçları içeren hava ve füze saldırılarını gerektirebileceğini kaydetti.

Kritik alanlara saldırı düzenlemek ve buraları emniyete almak için binlerce özel operasyon birlikleri ve diğer kara güçlerine ihtiyaç duyulabileceğini de dile getiren Dempsey, maliyetin de ayda bir milyar doların rahatlıkla üzerine çıkabileceğini belirtti.

Dempsey, bu seçeneğin de, tümü olmasa da bazı kimyasal silahların kontrol altına alınması yönünde bir etkisinin olabileceğini, ayrıca bu silahların aşırılık yanlısı gruplara daha fazla yayılmasını önleyebileceğini belirtirken, Suriye'nin stoğu ve dağıtım sistemlerini tam olarak kontrol altına alınamamasının, aşırılık yanlılarına bu silahlara daha rahat erişim imkanı sağlayabileceği tehlikesine de işaret etti.

Dempsey, risklerin ise yine uçuşa yasak bölgenin riskleriyle benzer olduğunu, buna, kara askeri konuşlandırılması riskinin ilave edilebileceğini belirtti.

ESED'E BASKI MUHALEFETE DESTEK

Dempsey, kendisinin, bölgesel istikrarsızlığı ve silahların yayılmasını önlemek için çatışmaları izole edecek bölgesel bir yaklaşımı savunduğunu belirterek, "Aynı zamanda, Esed'e baskıyı sürdürürken, ılımlı muhalefeti, askeri kapasiteleri dahil geliştirmeye yardım etmeliyiz" ifadesini kullandı.

Bunun yanında, "işleyen bir devletin korunması için neyin gerekli olduğuna yönelik dikkatli düşünme olmadan sadece askeri gücü değiştirmenin yeterli olmadığına" dikkati çeken Dempsey, mektubunu şöyle bitirdi:

"Eylemimizin niyetlenmemiş sonuçlarını da öngörmeliyiz ve buna hazır olmalıyız. Geçerli bir muhalefet olmadan rejim kurumlarının çökmesi halinde, yanlışlıkla aşırılık yanlılarını güçlendirebiliriz veya kontrolünü sağlamaya çalıştığımız kimyasal silahların serbest kalmasına neden olabiliriz. Güç kullanımı kararının hiçbirimizin hafife alacağı bir konu olmadığını biliyorum.

Bu, savaş eyleminden aşağı kalan bir şey değil. Seçeneklerimizi değerlendirirken, güç kullanımının bizi niyetlenmiş sonuçlara götürebileceğine dair bazı güvencelerle sonuca varabilmeliyiz. Bunun yanında sadece bizim güçlerimize yönelik değil, diğer küresel sorumluluklarımıza yönelik riskleri de anlamalıyız. Bu, bütçe kesintileri ve mali belirsizlikler nedeniyle hazırlıklı olmamızı azalttığımız bir sırada özellikle hayati önemde.

Bazı seçenekler zamanında veya maliyet açısından başka yerlerde kendi güvenliğimizden taviz vermeden uygulanabilir olmayabilir. Bir kere eyleme geçtiğimiz zaman, sonrasında ne geleceğine hazırlıklı olmalıyız. Daha derin müdahiliyet kaçınılması zor bir durum. Kanunlara göre hareket etmeliyiz ve sonuçları ve yükümlülükleri paylaşmada da mümkün olduğunca müttefiklerimiz ve ortaklarımızla uyum halinde hareket etmeliyiz".