Avrupa Birliği Komisyonu'nun 9 Kasım'da açıklayacağı İlerleme Raporu'nun ayrıntıları yavaş yavaş belli olmaya başladı. İşte AB Raporu'na göre Kürt ve Alevi tanımlamaları.
Abone olAB Komisyonu’nun 9 kasımda açıklayacağı İlerleme Raporu’nda Türkiye’deki Kürt ve Aleviler doğrudan ‘azınlık’ olarak tanımlanmıyor. Ayrıntıları belli olmaya başlayan raporda dini özgürlükler, ifade özgürülüğü ve kadın hakları konusunda ilerleme sağlamanın gerekliliği vurgulanıyor. Avrupa Birliği Komisyonu'nun hazırladığı raporda 2005 yılı değişim hızının geçtiğimiz yıla oranla yavaşladığı ifade ediliyor. Raporda asker-sivil ilişkileri, ifade ve din özgürlükleri, kadın hakları ve kültürel haklar konusunda bazı sıkıntılar olduğu belirtiliyor. Yargı bağımsızlığında ilerleme kaydedildiği vurgulanıyor ancak 301 ve 305’inci maddeler eleştiriliyor. Yazar Orhan Pamuk ve gazeteci Hrant Dink aleyhinde açılan davalara da Avrupa Birliği Komisyonu’nun İlerleme Raporu’nda geniş yer ayrılıyor. Geçtiğimiz yıl yayımlanan rapordan farklı olarak bu yılki raporda Kürtler ve Aleviler doğrudan ‘azınlık’ olarak tanımlanmıyor. 1923 yılında Lozan Anlaşması ile tanımlanmış azınlıklar dışında kalan gruplara ‘azınlık olarak tanımlanabilecek topluluklar’ deniliyor. Azınlıkların fiili olarak ayrımcılıkla karşı karşıya kaldıkları da vurgulanıyor. Raporda 1915 olayları ise Ermeni diasporasının baskılarına karşın soykırım olarak nitelenmiyor. Asker-sivil ilişkileri Avrupa Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nin Türkiye'deki sivil-asker ilişkilerini ele aldığı rapor da tamamlandı. Avrupa Birliği Komisyonu'nun bu konudaki görüşüne temel oluşturması beklenen rapor Türkiye'ye anlayış gösterilmesini tavsiye ediyor. Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın mali desteğiyle hazırlanan rapor ‘Türkiye'de sivil-asker ilişkileri ve AB’ başlığını taşıyor. 14 kasımda resmen açıklanması beklenen rapor Türkiye'deki uygulamanın sadece Avrupa Birliği’ne uzun süredir üye olan ülkelerle değil yeni üyelerle de farklılık içerdiğine dikkat çekiyor. Birliğin Türkiye'den beklentilerini net olarak ortaya koymadığını savunan rapor, eleştirilerin dozunun azaltılması gerektiğini vurguluyor. Ankara'ya asker-sivil ilişkileri alanındaki uygulamaları birlikle uyumlu hale getirme çağrısı yapan rapor diğer yandan ise üye ülkeleri Türkiye'nin özel durumuna anlayış göstermeye çağırıyor. Raporda ayrıca teröre ve bölgedeki istikrarsızlığa dikkat çekiliyor.