BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

İstanbul'da Şehir ve Medeniyet konferansı gerçekleşti

Erdemli Yöneticiler Akademisi Derneği (EYAD)'nin düzenlediği "Nurettin Topçu Maarif Mektebi Akademi Sohbetleri" programında Prof. Dr. Saadettin Ökten "Şehir ve Medeniyet" başlıklı bir konferans verdi.

Abone ol

İSTANBUL'da gerçekleşen programda konuşan EYAD İl Başkanı Adil Dayıoğlu, İstanbul'daki kamu kurumu ve özel sektördeki yönetici ve yönetici adaylarının fikri ve ilmi gelişimlerine katkı sağlamak adına "Nurettin Topçu Maarif Mektebi Akademi Sohbetleri"ni tertip ettiklerini belirterek, "Siz dostlarımızı bilginin ve marifetin doruğuna ulaşmış değerli hocalarımızla buluşturuyoruz. Bu gün de aramızda böyle değerli bir ismi, Prof. Dr. Saadettin Ökten hocamızı ağırlıyoruz" diye konuştu.

Program kapsamında "Şehir ve Medeniyet" konulu bir konferans gerçekleştiren Prof. Dr. Ökten, şehir kavramı söz konusu olduğunda konuyu "silüet, doku ve üslup öğeleri" üzerinden ele almak gerektiğine dikkati çekerek, şunları aktardı:

"Bu silüet, üslup ve dokuyu değerlendirirken birinci bakacağımız şey nisbettir. Nisbet dediğimiz şeyin yeni Türkçesi orantı. Mesela iki buçuk metre boyundaki adam bizim için uzun boylu oluyor, neden, çünkü zihnimizde insan boyuyla ilgili bir orantı var. Adamın boyu bir buçuk metre ise kısa adam diyoruz, nerden diyoruz çünkü bir deney sahibi oluyoruz. Bu adam uzun, bu kısa diyoruz. Karşımıza çıkan her insan iki metre olsaydı, o zaman belki uzun adam demeyecektik. Demek ki, ilk olarak nispet dediğimiz şey de izafi bir şeydir, bizim görgümüzle alakalı. İki, baktığımız şeye uygun olan her mekanın her vaktin kapasitesi vardır. Vakit de böyledir, insan da böyledir, mekan da böyledir."

"ŞEHRİN FİZİKSEL YAPISI SADECE BİR DEKORDUR"

 Şehre bakarken "bir şehre ne kadar insan koyulabilir" şeklinde bakmak gerektiğini ifade eden Ökten, silüet, doku ve üslubu kompozisyon açısından da değerlendirmek gerektiğini dile getirdi.

 Ökten, şehirlere yapılan binaların yapıldıktan sonra değişmediğine değinerek, "Ama tabiat değişiyor, ağaçlar yaprak döküyor, kuruyor. Binalar ise yaptığınızda yerinde kalıyor. Fakat her yapının bir dili vardır, size bir şey söyler. Size bir izlenim verir o yapı, sizde iz bırakır. Bıraktığı iz onun dilidir. Size devamlı olarak hem düşünsel hem duygusal bir mesaj iletir" ifadelerini kullandı.

 Ökten, insanın diliyle, davranışıyla ve bütün eylemleriyle, gündelik hayatta şehre bir hava getireceğini belirterek, "Bir insan şehirden sadece alıyorsa, o şehirli değildir. şehri inşa etme ve edilme bir süreçtir, zamana yayılır ve o süreç nesilleri kapsar. Bir insan bir şehre geldiği zaman hemen o şehirli olmaz. Belki oğlu, belki torunu şehirli olabilir. Bir insan şehre geldiğinde hemen ondan şehirli olması beklenmez, ama şehirdeki birikimi fark etmesi ve katkı yapmaya çalışması beklenilir" dedi.

 İstanbul'un fethedildiği zaman bir Roma, Grek ve Bizans şehri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ökten, "İstanbul yüz senede bir Müslüman şehrine dönüştü. Ondan sonra İstanbul'da tekrar ve terakki ile bir İstanbul kültürü gelişti. Şimdi de yoz turist kültürü gelişiyor tarihi yarımadada" diye konuştu.

Ökten, Avrupa'yı iyi kötü bildiğine dikkati çekerek, "Bir turist sıkıysa Viyana'da böyle yapsın, Almanca ismi değiştirsin. Mümkün değil. Uymak zorunda, niye, çünkü şehirli ona öyle bir baskı yapar ki 'ya bu şehre uy, ya gelme' der" şeklinde konuştu.

Şehir hayatının "bir manada zamana düşülen notlar" olduğunu ifade eden Ökten, konuya ilişkin şunları söyledi:

"Şehir tarihi bir medeniyetin tarihidir. Türkiye'deki tarih eğitimi sadece askeri tarih üzerinden yoğunlaştığı için ve bu askeri tarih de Avustralyalı diplomat Joseph von Hammer'ın yazdığı tarih olduğundan biz hep tarihimizin 1683'ten sonrasını kötüleriz. Siyasi veya askeri bir galibiyetimiz yok deriz. Yalan, böyle bir şey yok değil, var. Bir memleketin, bir etnisitenin bir büyük siyasal, toplumsal erkin tarihi sadece askeri tarihe hapsedilemez. Bir kültür tarihi, bir şehir tarihi vardır. Sanat, din, tasavvuf ve ekonomi tarihi vardır. Dolayısıyla şehir bunların hepsini kapsayan bir büyük olgudur"  

Konferans sonunda, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Prof. Dr. Saadettin Ökten'e bir teşekkür plaketi takdim etti.