İSTANBUL'da kendisini "alternatif tıp uzmanı" olarak tanıtarak, dolandırıcılık yaptığı iddiasıyla yargılanan sanık "zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıl 7 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Abone olBakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, katılanlar S.Y. ile babası S.Y. ve tarafların avukatları hazır bulundu. Sanık Uğur Aksol ise duruşmaya gelmedi.
Katılan S.Y, babasının sanığa para gönderdiğini geç öğrendiğini belirterek, "Bu süreçte beyanlarımda söylediğim gibi hakim olan babamın denendiğini, bizim seçilmiş bir aile olduğumuzu ifade ediyordu, çok güzel şeyler yapacağımız gibi bir şeyler söylüyordu. Bir yandan da kendisinin peygamber soyundan gelerek seyit olduğunu söylüyordu." dedi.
Diğer katılan baba S.Y. de sanık ile arasında asla ticari bir iş olmadığını dile getirerek, "Sanık bize ulaşmak için ürün üretim bahanesiyle ürünle ilgili paylaşımlarda bulundu. Herhangi bir formül paylaşmış değildir. Biz evimizde herhangi bir üretim yapmadık, ortada da üretim yapılacak bir ürün de bulunmamaktadır." diye konuştu.
Davayı karara bağlayan mahkeme, sanık Uğur Akyol'un baba S.Y'ye yönelik "zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıl 7 ay 22 gün hapis ve 10 bin 400 lira adli para cezasına çarptırdı.
Sanığın, baba S.Y'nin kızları S.Y. ve D.Y.E. yönelik "cinsel saldırı" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarını işlediği sabit olmadığından beraatına karar verildi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, müştekiler baba S.Y, kızları D.Y.E. ve S.Y'nin, avukatları aracılığıyla sanık Uğur Akyol hakkında suç duyurusunda bulunduğu anlatılıyordu.
Kendisini "alternatif tıp uzmanı" olarak tanıtan sanık Akyol'un, kadın hastalıklarına iyi gelen bir macunun formülünü bildiğini, işlerini büyütmek için müşteki S.Y'den yatırımcı olmasını istediği aktarılan iddianamede, sanığın sistemli ve yöntemli eylemleriyle müşteki S.Y'yi kontrol etmeye başladığı ifade ediliyordu.
İddianamede, sanığın müştekiyi Alevilik inancının kutsal simgeleri üzerinden etki altına aldığı, bu inancın kültürel taraflarını kullanarak sürekli mesajlar gönderdiği ve kendisini de bu inançta yer alan "Seyyid" olarak tanıttığı belirtiliyordu.
Sanığın, dini ve inanca dair duygularını sömürdüğü müştekinin, kendisine para göndermesini sağladığı, kurban kesmek veya cinlerle korkutmak suretiyle kişinin din ve inanç simgelerini kullandığı vurgulanan iddianamede, sanığın bu şekilde zincirleme olarak müştekiyi, dini ve inancına dair duygularını sömürerek dolandırdığı kaydediliyordu.
İddianamede, hukuk ofisi açarak muhtelif işler yapan diğer müştekiler D.Y.E. ile S.Y'nin de yaşanan maddi mağduriyetten etkilendiği belirtilerek, kazanılan maddi faydaları zimmetinde tutan sanığın "zincirleme olarak sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı", "sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı" ve "dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçlarından 15 yıl 9 aydan 66 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.