Beyoğlu’nda köpeklerden korunmak için silahını çıkarırken kazayla kendini vurduğu iddia edilen polis memuru Fazlı Erol’un ailesi olayın kuşkulu olduğunu belirterek yeniden araştırılmasını istedi.
Abone olANKARA Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 44 yaşındaki polis memuru Fazlı Erol, 21 Ocak Çarşamba günü Beyoğlu'nda karnından vurulmuş halde bir dükkanın önünde ölü bulundu. Erol'un köpeklerden kaçarken belindeki silahın ateş almasıyla karnından vurulduğu iddia edilmişti.
Fazlı Erol, bir sabah evinden ayrılarak otobüsle İstanbul’a gitti. İstanbul’a neden gittiği belirlenemeyen Erol, Beyoğlu’nda 21 Ocak Çarşamba günü karnından vurulmuş halde bir dükkanın önünde ölü bulundu. Ölü bulunduğu sokakta bulunan kamera kayıtlarının hiçbirinde Erol’un ölümüyle ilgili görüntü olmamasına rağmen Erol’un köpeklerden kaçarken belindeki silahın ateş almasıyla karnından vurulduğu iddia edildi.
KOMİSERİ DE VURULDU
Ancak polis memuru Fazlı Erol’un ailesi olayı şüpheli bulduğunu belirterek savcılığa başvurdu. "Yıllarca Güneydoğuda terör biriminde çalışıp, atış hocalığı yapan biri kendini nasıl vurur" diyen abla Badeser Bektaş, "Fazlı’nın ölümünden bir hafta sonra komiseri de göğsünden vurulmuş halde hastaneye kaldırıldı. Bu kadar tesadüf olamaz. Olay iyi araştırılmalı" dedi.
ABLADAN KUŞKU DOLU SORULAR
Vatan'ın haberine göre, Kardeşinin Güneydoğuda Hizbullah’a karşı bir dönem operasyonlara da katıldığını belirten Bektaş, "Kardeşim Güneydoğu'da görevliyken taltife layık görüldü. 2 kaçakçılık şebekesini de Ankara’da çökertti. Eğitimlere ve operasyonlara köpekler ile katıldı. Köpeklerden kaçarken kendini vurması iddiası inandırıcı değil. Karnından bitişik atış yapması zaten imkansız. Kan izlerinin Erol’un cesedinin bulunduğu yerden birkaç metre ötede başlaması da mı tesadüf? Olay yerinde bulunan boş kovana biyolojik test bile yapılmıyor. Olay yerini gören kameralar çalışmadığı için orada ne olup bittiğini bilemiyoruz ama kardeşimin köpeklerden kaçarken kendini vurduğuna eminler. Kardeşimle Ankara’da görevli komiser yardımcısı E.O.’nun Fazlı’nın ölümünden bir hafta sonra evinde göğsünden vurulmuş halde bulunması da mı kimseyi şüphelendirmiyor. O olay da intihara teşebbüs olarak kayıtlara geçti. Basına bile yansımadı. Bütün bunlar ortadayken kimse kardeşimin cinayete kurban gitmediğini söyleyemez. Kardeşimin İstanbul’a neden geldiğini dahi kimse bilmiyor. İstanbul’da Karaköy ve Balmumcu arasında mekik dokumuş" diye konuştu.
ÖNCEKİ HABERLER
