İstanbul'da makas genç kızın hayatını kararttı: Gözyaşlarım bile akmıyor
İSTANBUL'da yaklaşık 2 sene önce iki grup arasındaki kavga sırasında arada kalarak boynuna makas saplanarak felç kalan 14 yaşındaki Ezel Erdem'in felç kalmasına neden olan sanık Ümit Gök 5 ay önce yapılan tutukluluk inceleme duruşmasında tahliye edildi, ardından askere gideceği gerekçesiyle imza atma şeklindeki adli kontrolü de re'sen celse açılarak kaldırıldı.
Abone olSultangazi'de 24 Ağustos 2019'da iki grup arasında çıkan kavgada fırlatılan makas, parka gitmek üzere olan Ezel Erdem'in boynuna saplandı. Erdem, boynundan aşağısı tutmayacak şekilde felç oldu. Olaydan üç gün sonra tutuklanan Ümit Gök hakkında "Olası kast ile yaralama" suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 12 Kasım 2019 tarihindeki ilk duruşmada tutuklu sanık Ümit Gök, çıkan tartışmada annesinin ve babasının darp edildiğini görünce kızgınlıkla makası fırlattığını, makasın mağdur çocuğa nasıl isabet ettiğini bilmediğini öne sürdü. Mahkeme de sanık Ümit Gök'ün adli kontrol talebiyle tahliyesine karar verdi. Sanık Gök, 5 Mart 2020 tarihindeki ikinci duruşmada ise Erdem ailesinin talebiyle yeniden tutuklandı.
11 aydır tutuklu bulundu
Sanık Ümit Gök, mahkeme tarafından tutukluluğu gözden geçirme incelemesinin yapıldığı 12 Ocak 2021 tarihinde yeniden tahliye edildi. Kararda, sanığın toplam 11 aydır tutuklu bulunduğu, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresinin en çok 1 yıl olabileceği, tutukluluk süresinin uzatılması gerektiren zorunlu halin bulunmadığı gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağı ve imza şartıyla tahliyesine karar verildiği belirtildi.
Yurt dışına çıkış yasağının devamına karar verildi
Sanık tahliye edildikten sonra da avukatıyla dilekçe sunarak bu kez askerlik yapacağı gerekçesiyle hakkındaki adli kontrolün kaldırılmasını talep etti. Bu talebi de kabul eden ve 2 Şubat'ta re'sen celse açan mahkeme, sanık hakkında imza atma şeklindeki adli kontrolün de kaldırılmasına hükmetti. Sanık Ümit Gök hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının ise devamına karar verildi. Davada, Ezel Erdem'in sağlık durumuna ilişkin Adli Tıp Kurumu'ndan kesin raporun gelmesi sonrasında karar çıkması bekleniyor.
"Duş alırken uzanıyorum, küçük bebeği uzatır gibi"
İlk celse sonrasındaki duruşmaları takip edemeyen Erdem ailesi, sanğın 5 ay önce tahliye edildiğini henüz öğrendi. 12 yaşındayken parka gittiği sırada boynuna makas saplandığını, bu nedenle ömür boyu yürüyemeceğini söyleyen Ezel ile onun her ihtiyacını tek başına karşılayan annesi Yadigar Erdem ise tahliye kararına tepkili. Tahliyeyi duyduğu günden beri ağlamaktan gözyaşının kuruduğunu söyleyen Ezel, "Duş alırken uzanıyorum, küçük bebeği uzatır gibi. Her işimi annem yapıyor. Günde o kadar çok ilaç içiyorum ki artık dayanamayıp intihar etmeye kalkıştım" dedi.
"Ayaklarım hareket ediyor kendiliğinden"
"Serbest kaldığını zaman sinir krizi geçirdim" diyen Ezel "Çok zorlanıyorum artık. Bunları yapan kişi nasıl serbest kalıyor. Nasıl bir vicdan, nasıl bir adalet. Ben serbest kalmasını istemiyorum. Hatta ömür boyu hapiste kalmasını istiyorum. Ben nasıl bu dört duvar arasında kalıyorsam onların da kalmasını istiyorum. Benim ayaklarım hiçbir işe yaramıyor. Çocuklar oynarken ben onları izliyorum. Ne kadar zoruma gittiğini kimse anlayamaz. Doktora gidiyorum, her şey bana o kadar olumsuz geliyor ki. Bu ayın sonunda yine ameliyat olacağım. Ayaklarım hareket ediyor kendiliğinden. Az kalsın düşüyordum. Buradan aşağısı tutmuyor (göğüs bölgesini gösteriyor) kollarımı hissetmemeye başlıyorum. Fiziğe gidiyorum geliyorum hiçbir işe yaramıyor. Adalet istiyorum, ömür boyu tutuklu kalmasını istiyorum. Herkes geziyor, evde mağdur olan ben oluyorum" dedi.
"Gözyaşlarım akmıyor bile"
Geceleri rüyasında eli makaslı kişileri gördüğünü, bu haliyle ölüden bir farkı olmadığını da belirten Ezel, "Önceden yürürken top oynardık ip atlardık arkadaşlarımla şimdi hiç arkadaşım yok. Oynayamıyorum, kalkamıyorum, tekerlekli sandalyeye bağlıyım. Ayağa kalkmak istiyorum. Dünden beri ağladığım için gözyaşlarım akmıyor bile" dedi. Ezel en büyük hayalinin ise "Kimsenin kucağında olmadan dışarı çıkabilmek, okula gidebilmek, istediği zaman dışarı çıkmak ve yapan kişinin tutuklanması" olduğunu söyledi.
"Asansörlü bina aradım, gücüm yetmedi"
Anne Yadigar Erdem, ise sanığın serbest kaldığını öğrendiğinden beri ölü olduğunu söyleyerek "Cumhurbaşkanına olsun, yetkili kişilere olsun herkese sesleniyorum. Siz eve gidince çocuklarınıza bakabiliyor musunuz? Siz çocuklarınızı sevebiliyor musunuz? Ben sevemiyorum şahsen. Ezel'i yatağa mahkum görünce dünyam yıkılıyor. Ezel'in her şeyi bende, ayakları da benim, kolları da benim, banyosu da benim, bütün ilaçları da benim. Her türlü ihtiyacını karşılıyorum. Ben adalet istiyorum. Ezel'i kucağımda taşıyorum. Asansörlü bina aradım, gücüm yetmedi. Asansörsüz binada Ezel'i kucağımda bir bebek gibi taşıyorum. O çocuğun serbest kalmasını istemiyorum. Adalet yerini bulsun" dedi.
"Dışarıda olması beni öldürüyor"
İki çocuk annesi olan Yadigar Erdem, Ezel'in durumu nedeniyle küçük kızıyla ilgilenemediğini, eşiyle ayrı oldukları için tüm zorluklarla tek başına göğüs görmeye çalıştığını ifade etti. Sanık Ümit Gök'ün serbest kalmasının ardından tüm yaşama enerjisini kaybettiğini de söyleyen Erdem, "Ezel'in hiçbir masrafını doğru dürüst karşılayamıyorum. Asansör yok, kucağımda merdivenden çıkarıyorum. Gücüm yetmiyor, bezini mi ayrı alayım ilaçlarını mı? Dışarıda olması beni öldürüyor. Şu anda ben de kızım da ölüyüz. Bir devletin verdiği maaş bakıcı maaşı, engelli maaşı. 500 TL engelli maaşı, bu ay 600 TL oldu. Onunla hangisine yeteceğim, hangi ihtiyacını karşılayacağım. O kişinin serbest, elini kolunu sallayarak dolaşmasını istemiyorum. Biz mağdur olduk, bu kişinin de mağdur olmasını istiyorum" diye konuştu.