BIST 9.637
DOLAR 34,57
EURO 36,27
ALTIN 2.969,91
HABER /  GÜNCEL

İstanbul Tuzla'da kreşte rezalet! Kız ve erkek çocukları birlikte çıplak tuvalete götürdüler cezası belli oldu

TUZLA'da küçük çocukların gittiği kreşte rezalet görüntüler... 2018 yılında kaydedilen görüntülerde, kız ve erkek çocuklarının topluca iç çamaşırsız tuvalete götürüldüğü ve tokatlandığı görüldü. Büyük tepki çeken rezalet sonrası açılan davada kreşin sahibi Gülay Dağıtmaç, 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Cezada indirim uygulanmadı.

Abone ol

İstanbul Tuzla’da Güler Dağıtmaç’ın sahibi olduğu kreşte, 2018 yılında kız ve erkek çocuklarının topluca iç çamaşırsız tuvalete götürüldüğü ve tokatlandığı görüntüler sosyal medyada tepki çekmişti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı bunun üzerine Güler Dağıtmaç hakkında ‘zincirleme şekilde kötü muamele’ suçundan 2 ay 15 günden 1 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.

Mahkeme cezada indirim yapmadı

Hürriyet'in haberine göre davayı karara bağlayan Anadolu 9. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Gülay Dağıtmaç’ı, ‘terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanmak’ suçundan önce 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

Sanığın, söz konusu suçu birden fazla mağdur çocuğa karşı işlediği gerekçesiyle cezayı 10 ay 15 güne çıkaran mahkeme, sanığın yargılama sürecindeki davranışlarını dikkate alarak cezasında herhangi bir indirim uygulamadı.

Rezaleti ortaya temizlik görevlisi anne çıkardı

Rezaleti kendi çocuğu da aynı okulda okuyan temizlik görevlisi Zeynep Atasever ortaya çıkarmıştı. Atasever, şu ifadeleri kullanmıştı: “Benim çocuğum anaokulunda dayak yemiş. Bunu bana 3-4 aydan sonra yavaş yavaş anlatmaya başladı. Onun üstüne ben bu olayı ortaya çıkarmak için işimi bıraktım ve o anaokulunda işe girmek için sahibi Güler M. yalvardım."

Kadın beni tuvalete ve mutfağa sokmuyordu

"Beni 3 ay sonra işe aldı. İlk 3 ay yaza denk geldiğinden çok fazla çocuk yoktu. Kadın beni tuvalete ve mutfağa sokmuyordu. 3 ay sonra okullar açılıp çocuklar çoğaldıktan sonra Güler M.’nin çocuklara karşı tavrı da sertleşti. Fırsatını buldukça telefonla bu yaşananları çekmeye başladım. Dayak görüntüsünü çektikten sonra çocuğumu oradan alıp işten çıktım. Üç ay boyunca dedektif gibi uğraştım bu görüntüleri çekebilmek için.”

5 öğretmenim var diyordu ama 2 öğretmeni vardı

“Okuldaki 70 öğrenciye sadece 2 öğretmen bakıyordu. Kreşin sahibi velilere ‘5 tane öğretmenim var’ diyordu. Burada sadece iki öğretmen var, gelen veliler nasıl kayıt yaptırıyorlar’ diye şaşırıyordum. Çünkü öğretmenleri hiçbir şekilde görmüyordu veliler. Bu okul 9 yıldır açık. Buraya çocuklarını gönderen insanlar bu kadar nasıl susmuş? Çocuklara yapılanları gördüğüm için psikolojik tedavi görüyorum.”

Videoları sahte bir hesaptan velilere gönderdim

“Bir gün çocuk merdiveni boyamış, ‘Güler Hanım bunlar çocuktur. Anlamazlar. Ben silerim’ dedim. ‘Anlamıyorlarsa anlatacağız’ diye bağırdı. Bunun üzerine velilerimize sahte bir hesaptan videoları gönderdim. Ancak velileri yine ikna ettiler. Vicdanım el vermedi. ‘Ne yapabilirim, nasıl yapabilirim, velilere nasıl ulaşabilirim’ diye düşündüm. Direkt internet aracılığıyla velileri uyandırmak için bu şekilde yola çıktım. Ama bir etkisi olmadı."

Ben o kadından çok korktum

"Olmayınca da dayak videosunu çektim. Biraz da korktum aslında. Açıkça o psikolojinin altında olduğum için ben de o kadından çok korktum. Çünkü bu kadının her konuşmasında bir tehdit vardı. Velilere benim görüntüleri gönderdiğimden eşimin bile haberi olmadı. Telefon yasak olmasa ben 6 ay bile beklemezdim. İlk aylarda gördüklerimi çekerdim. Anaokuluna girerken kendi telefonumuzu bırakıyorduk. Telefon taşımamıza izin vermiyordu. Ben olmasam bu olay ortaya çıkmayacaktı.”