Tiyatronun bazı oyunlarında fahişe rolünün ve hükümetce eleştirel algılanan bazı repliklerin sansürlendiği öne sürülüyor. İddiaları, polemiğe giren oyuncu ve yönetmen Nedim Saban ile Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcoğlu'na sorduk.
Abone olİstanbul Şehir Tiyatroları'nda sansür tartışmaları oyuncu ve yönetmen Nedim Saban ile Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu'nu karşı karşıya getirdi.
Sansür iddialarından bazıları yıllar öncesine dayanıyor, bazıları da hala sahnelenen oyunlarla ilgili.
Şevket Demirkaya'nın güreş hakemliği ve zabıta müdürlüğü gibi görevlerin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Müdürlüğü'ne getirilmesi, tiyatronun yapısıyla ilgili tartışmalara neden olmuştu.
Demirkaya, sansür ve kurumla ilgili iddialar hakkında konuşmayı reddetti.
Biz de sansür iddialarını, Nedim Saban ve Erhan Yazıcıoğlu'na sorduk.
Saban: Otosansür uygulanıyor
Nedim Saban, Yazıcıoğlu'nu ve Şehir Tiyatroları'nı Cibali Karakolu oyununa sansür uygulayıp fahişe rolü ile "İlla hükümet mi soyacak" ifadesini kaldırmak ve Fareli Köyün Kavalcısı oyununda da rol icabı 'ayakkabı kutusundaki paralara' değindiği bir oyuncuyu tiyatrodan atmakla suçluyor.
Saban, sansür iddialarını eleştirmen Melik Anık'ın yazısına dayandırdığını söylüyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Nedim Saban, sansür iddialarını araştırınca 'fahişe karakterinin sahnelerinin kesildiğini ve aynı oyunda da bazı göndermelerin atıldığını' öğrendiğini söyledi ve şöyle devam etti:
"19 Aralık gecesi Cibali Karakolu'nun başrol oyuncusu Zihni Göktay'ın seyirciye bir konuşma yaparak isyan ettiğini duydum (…) Bu sansür beni çok üzdü. Oyun yasaklanmıyor ama oyunun içinde otosansür uygulanıyor."
Yazıcıoğlu: Kimse bana baskı yapamaz
Sansür uygulandığı iddialarını yalanlayan Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ise "Bunların hepsi iftira" diyor.
Genel Sanat Yönetmenliği koltuğuna 18 Temmuz 2014'te oturan Yazıcıoğlu, fahişe rolünün kaldırılması ve sansür iddialarıyla ilgili olarak BBC Türkçe'ye şu açıklamayı yaptı:
"Ben tek bir sahneyi çıkarmadım. Zihni Göktay'ın fazla tulûatla oyunu uzatması nedeniyle üç sahne, iki de şarkı çıkardım. Ama kimse bana baskı yapmaz. Ben baskı gördüğüm an çeker giderim (…) Dört aydır hiç baskı görmedim."
Yazıcıoğlu, Fareli Köyün Kavalcısı oyununda da rol icabı 'kundura kutusundaki paralara' değindiği gerekçesiyle bir oyuncunun tiyatrodan atıldığı iddiasıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
"Ben de sordum. İki yıl önce böyle bir olay olmuş. Çocuk çıkarılmış tiyatrodan. Ama ben dört aydır görevdeyim. Benimle ilgisi yok. O çocuğu tanıyorum. Kesinlikle bir hata olduğunu kabul ediyor ama benim şu aşamada yapabileceğim bir şey yok. Bunun bana mal edilmesi için kötü niyet deyip geçiyorum."
Erhan Yazıcıoğlu'na göre bu iddialar 'kendi yönetimi sırasında reddettiği bir iki kişinin, bunu hazmedemeyip dışarıya laf sızdırması ve Nedim Saban'ı bu işlere alet etmesinden' kaynaklanıyor.
Yazıcıoğlu, bu tip iddiaların 'Şehir Tiyatroları'nın giderek artan başarısını gölgeleme amacı güttüğü ve Nedim Saban'ın kendi tiyatrosunun reklamını yapma niyetinde olduğu' görüşünde.
Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni, "Yüz yıllık kurum bir anda atağa geçti, üzerindeki ölü toprağını attı, canlandı" diyor.
'İktidar sanata değil, sanat iktidara bakıyor'
Radikal.com.tr'ye konuşan Cibali Karakolu'nun başrol oyuncusu Zihni Göktay, iddiaların 'kıskançlıktan kaynaklandığını' ifade etti.
Göktay, Cibali Karakolu'ndaki "İlla hükümet mi soyacak?" repliğinin çıkarılmasıyla ilgili olarak da, "Bir seyircinin şikâyetini belediyenin Beyaz Masa birimine aktardığını ve seyirci rencide olmasın diye esprinin çıkarıldığını" dedi.
Bu tip uygulamalarla otosansürün tiyatroya zarar verdiğini savunan Nedim Saban, 'Erhan Yazıcıoğlu veya kurumla herhangi bir kişisel sıkıntısı olmadığını' belirtiyor ve ödenek almayan özel tiyatrosunun Şehir Tiyatroları'yla yarışmasının da mümkün olmadığını savunuyor ve ekliyor:
"Benim yönetimlerle hiçbir derdim yok. İki sene önce sansür olduysa iki sene önceki yönetim ayıp etmiş. Ben 10 senedir sansürü yazıyorum. Ben yapmadım demek önemli değil, yapılmış olması önemli."
Saban, iktidara yönelik eleştirilere ve yolsuzluk soruşturmalarına yapılan atıfların kaldırıldığı iddialarının sık sık dile getirilmesiyle ilgili olarak "Bunların kaynağı iktidarın sanata bakışıyla mı ilgili?" sorumuza ise şu yanıtı veriyor:
"İktidarın sana bakışıyla ilgili değil, sanatın iktidara bakışıyla ilgili maalesef. Bir korku var, kraldan çok kralcılık, kendini beğendirme var. Bu koltuk Muhsin Ertuğrul'un koltuğu, buralarda daha cesur olmak lazım ya da bu işi yapmamak lazım."