İSTANBUL için bugün iftar vakti kaçta giriyor oruç açmaya ne kadar kaldı? İmsakiye 2016 ile sahur saatlerinin yanı sıra ezan vakitlerini de göreceksiniz. İşte iftara ne kadar kaldı sorusunun yanıtı.
Abone olİSTANBUL iftar vakti bugün saat kaçta ezan ne zaman okunuyor? Diyanetin İstanbul İmsakiye'sinde gün gün iftar saatleri ve sahur vakitleri yer alıyor. Aşağıda yer alan imsakiyeden bugünkü iftar vaktine bakabilirsiniz.
Ramazan ayı yarılanırken Kadir Gecesi'nin olduğu günlere de girmiş bulunuyoruz. Dini alimler Kadir gecesi'nin son 10 günde aranması gerektiğini söylüyorlar. Diyanet ise Kadir Gecesi'nin bu sene 1 Temmuz 2016 cuma gününe denk geldiğini açıkladı.
İSTANBUL İFTAR VAKİTLERİ
İSTANBUL iftar vakti ve sahur saatleri Diyanet İşleri tarafından belirlendi. 2016 yılı imsakiyesine göre İstanbul iftar vakti ve sahur (imsak) saatleri ile birlikte ezan vakitleri de listelendi. İşte 2016 yılı İstanbul ramazan imsakiyesi;
KADİR GECESİ NE ZAMAN?
2016 yılında Kadir Gecesi ne zaman ve hangi güne denk geliyor Diyanet İşleri Dini günler takvimine göre belli oldu. Ramazan ayı içinde yer alan Kadir Gecesi 1 Temmuz 2016 cuma gecesine denk geliyor.
Ramazan Bayramı tatili de 9 güne çıkarken bayramın ilk günü 5 Temmuz 2016 salı günü olacak.
KADİR GECESİ NE ZAMAN?
Kadir Gecesi bu yıl 1 Temmuz cuma gecesine denk düşüyor. Aslında Kadir Gecesi'nin ne zaman olduğu tam olarak bilinmez. Hadislerde Kadir Gecesi 'nin Ramazan'ın son 10 gününde aranması tavsiye ediliyor.
KADİR GECESİ ÖNEMİ NEDİR?
Kadir Gecesi öyle mübarek bir gecedir ki melekler o gece dünyaya iner. Kuran'ı Kerim'deki Kadir Suresi 'Kadir Gecesi nedir bilir misin sen?' diyerek başlıyor ve bu gecenin önemini şöyle ortaya koyuyor;
“Biz onu Kadir gecesi indirdik. Kadir gecesi nedir, bilir misin sen? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Meleklerle Ruh o gece Rabblerinin izniyle her iş için iner de iner. Tam bir esenliktir o gece, tâ tan yeri ağarıncaya kadar.” (Kadîr sûresi, 1-5)
Kadir Gecesi Kur'anı Kerim'in indirildiği gecedir. Bu gece sadece İslam peygamberi Hazreti Muhammed'in ümmetine has kılınmıştır. Kadir Gecesi öyle kıymetli bir gecedir ki kılınan namazlar edilen dilek duaları asla geri çevrilmez.
KADİR GECESİ ALAMETLERİ NEDİR?
Kadir Gecesi'nin alemetleri sıradışıdır. Bu alametler şöyle sıralanıyor;
-Kadir gecesi, açık ve sakin olur, ne sıcak, ne de soğuk olur. Kadir Gecesi 'nin ertesi sabah güneş, kızıl olup, şuasız doğar.
DENİZİN SUYU TATLI OLUR
Kadir Gecesi 'nde köpek sesi duyulmaz diyen âlimler de olmuştur. Ubeyd bin Ömer hazretleri anlatır: Kadir gecesi denizde idim, denizin suyunu içtim, tuzlu değildi, tatlı ve hoş idi.
-İmam-ı Şa’rani hazretleri, kendi Kadir Gecesi keşfini bildirmiş ve (Ramazan, pazar günü başlarsa, Kadir gecesi 29. gecedir. Salı başlarsa 27. gece, perşembe başlarsa 25., cumartesi başlarsa 23., pazartesi başlarsa 21., çarşamba başlarsa 19., cuma başlarsa 17. gecedir) buyurmuştur.
-Ebül Hasan Harkani de Kadir Gecesi alemetini şöyle anlatıyor: Büluğ çağımdan beri Kadir gecesini hiç kaçırmadım. Ramazan ayının ilk günü pazar günü başladığında, Kadir gecesi 29. gece olurdu. Pazartesi günü başladığında, 21. gece olurdu. Salı günü başladığında, 27. gece, çarşamba günü başladığında, 19. gece, perşembe günü başladığında, 25. gece, cuma günü başladığında, 17. gece, cumartesi günü başladığında, 23. gece olurdu.
KADİR GECESİ VE ÖNEMİ
Kadir Gecesi 'nin önemi Kur-anı Kerim'in indirildiği gece olmasından ileri gelir. Kadir Gecesi'nde melekler yeryüzüne iner. Hazreti Muhammed Kadir Gecesi 'nin fazileti ve önemi hakkında şöyle buyurmuştur:
'Kim ki, faziletine inanarak ve mükâfatını Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.'
Bu geceyi değerlendirmenin birinci şartı kalkmak, yani gafletle geçirmemektir. Hazreti Muhammed Kadir Gecesi'nde namaz kılmış, Kur'an okumuş, dua ve tefekkürde bulunmuştur. Yine Allah Resulü (sas): “Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan ondan nasibini almıştır.” buyurur.
KADİR GECESİ HADİSİ
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e ümmetinin ömrü gösterilmiş. Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm), önceki ümmetlerin ömrüne nispetle kısa olduğu için, amelde onların uzun ömürde işlediklerine yetişemezler diye bu ömrü kısa bulmuş. Bunun üzerine Cenab-ı Hak bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ni vermiştir. Muvatta, İ'tikaf 15, (1, 321).
KADİR GECESİ NAMAZI NASIL KILINIR?
Kadir Gecesi Kadir Suresi ile Hacet namazı kılabilirsiniz. 4 rekatlık Kadir gecesi Hacet namazının kılınışı şöyledir:
1. rekatta: 1Fatiha, 3 kadir suresi ve İhlas suresi okunur
2. rekatta: 1 Fatiha, 3 İhlas suresi
3. rekatta : 1 Fatiha 3 Kadir suresi
4. rekatta : 1 Fatiha 3 ihlası şerif okunur.
Kadir Suresi 'ni bilmeyenler onun yerine kevser suresi(inna a'tayna)okuyabilir.
RAMAZAN BAYRAMI NE ZAMAN HANGİ GÜNE DENK GELİYOR?
Ramazan Bayramı tatilinin süresi beklendiği gibi 9 güne çıktı. Peki bayram hangi güne denk geliyor? Dini günler takvimine göre bayram günleri şöyle;
Ramazan bayramı arefesi 4 Temmuz 2016 pazartesi
Ramazan bayramı 1. gün 5 Temmuz 2016 salı
Ramazan Bayramı 2. gün 6 Temmuz 2016 çarşamba
Ramazan Bayramı 3. gün 7 Temmuz 2016 perşembe
Ramazan bayramı tatiline yarım gün olan pazartesi ve 8 Haziran cuma güne de dahil edilerek 9 güne çıkarıldı.
2016 YILINDA FİTRE MİKTARI NE KADAR?
2016 yılında fitre miktarı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlendi. Oruç tutmayanlar ise fidye ödeyecek. Peki fitre ve oruç tutmayanların verdiği fidye kimlere verilebilir kimlere verilmez?
Fitre her yıl sosyo ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önüne alınarak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirleniyor. Bu yıl için fitre miktarı 15 lira olarak ilan edildi. Fitre Ramazan ayı içinde arefe gününe kadar bayramdan önce verilmesi gerekiyor.
FİTRE KİMLERE VERİLİR?
Ana babaya, dedeye, büyük anneye, evlada, toruna, hanıma ve kâfire fitre verilmez. Fitre fakir olmak şartı ile geline, damada, kayınvalideye, kayınpedere, kayınbiradere, üvey çocuğa fitre verilir. Hala, amca, dayı, teyze gibi akrabaya fitre vermek daha çok sevap olur. İmameyne göre, borçlu ve fakir kimseye, hanımı fitre verebilir.
ORUÇ TUTLAYANLAR İÇİN FİDYE MİKTARI NE KADAR?
Fidye bazı ibadetlerin yapılamaması ya da yapılması sırasında birtakım kusurların işlenmesi halinde ödenen dini mali yükümlülüktür. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kişiler, daha sonra kaza etmesi mümkün olmayan kimseler oruç tutamadığı her gün için fidye öder. Bir fidye miktarı bir sadaka-i fıtır miktarı kadardır.
Fidye fiyatları her yıl değişir ve bu da Diyanet yetkilileri tarafından açıklanır. Diyanet'in belirlediği sadaka-i fıtır miktarı bu yıl 15 lira olarak ilan edildiği için fidye miktarı da bu kadar oldu. Oruç tutmayanlar her gün için 15 lira vermek durumundalar. Bu alt sınır yani bunun altında oruç fidyesi belirlenip verilemez. İsteyen üstünde bir rakam ödeyebilir. Ramazan ayının tamamında oruç tutmayanların fidye miktarı 450 lira yapıyor.
ORUÇ FİDYESİ İÇİN PARASI OLMAYANLAR NE YAPACAK?
Fidye vermek durumunda olan ancak maddi gücü bulunmayan kişiler ise Allah'tan af diler. Günler uzun olduğu için oruç tutamayan hasta veya yaşlılar kısa günlerde oruç tutarak kaza edebilirler.
ORUÇ FİDYESİ NE ZAMAN VERİLİR?
Oruç fidyeleri Ramazan ayının sonunda topluca verilebileceği gibi, Ramazan ayında günlük olarak ve ayın başında da verilebilir.
ORUÇ FİDYESİ KİMLERE VERİLMEZ?
Ramazan fidyesi zekat verilen kişilere verilebilir. Yani bireyin kendi torunu veya çocuğuna fidye vermesi mümkün değildir. Bunun yanında dedeye, anneye, babaya, büyük anneye, toruna, hanıma, evlada ve kafire fitre verilmez. Eğer gelin, damat, kayınvalide, kayınpeder, üvey çocuk ve kayınbirader gibi kan bağı olmayan akrabalar fakir ise onlara verilebilir. Hala, dayı, amca, teyze gibi kan bağı olan akrabalara fitre vermek daha çok sevaptır.
ZEKAT - FİTRE - FİDYE KİMLERE VERİLİR KİMLERE VERİLMEZ?
Bu konuda islam alimleri zekatı örnek gösteriyor. Zekat verilen herkesi fitre ve fidye de verilir. Peki Zekat kimlere verilir kimlere verilmez? İşte ayrıntılı bilgilenmek isteyenler için soru cevapla bunun yanıtı;
Sual: Zekât, fitre ve oruç fidyesi kimlere verilir?
CEVAP
Bunları maddeler hâlinde bildirelim:
1- Zengin olana, yani kurban nisabına malik olana zekât verilmez. Ana babaya, dedeye, büyükanneye, evlada, toruna, hanıma ve kâfire verilmez. Fakir olmak şartıyla geline, kardeş, hala, amca, dayı, teyze gibi akrabaya, damada, kayınvalideye, kayınpedere, kayınbiradere, üvey çocuğa verilir. Eğer salih iseler, yakın akrabaya vermek, daha çok sevab olur. Sâlih akraba yoksa, başka sâlihleri tercih etmelidir.
2- Kadın, dinen fakir olan kocasına İmameyn’e göre zekât verir. Kocası maddî sıkıntı içinde ise, bu kavle uymakta mahzur olmaz.
3- Hayır kurumlarına zekât verilmez. Müctehid imamların hiçbiri, (Hayır kurumlarına zekât verilir) dememiş ve bu konuda icma hâsıl olmuştur. Öğrenci yurtlarına veya vakıflara zekât verebilmek için, bu kurumların bir yetkilisi, bir fakirden vekâlet alır. Fakir, kurumdaki yetkili şahsa vekâlet verirken, (Benim adıma zekât almaya ve aldığın zekâtı dilediğin yere vermeye seni vekil ettim) der. Yahut sadece (Seni zekât almaya umumi vekil ettim) demesi de kâfidir. O zaman vekil, aldığı zekâtı, talebelerin veya kurumun ihtiyaçlarına sarf edebilir. Böylece dine uyulmuş, zekât da dine uygun olarak verilmiş olur.
4- Hadis-i şerifte, (İlim öğrenmekte olanın 40 yıllık nafakası olsa da, buna zekât vermek caizdir) buyuruldu. Din bilgilerini öğrenmekte ve öğretmekte olanlar yani işi, mesleği bu olanlar, dinen zengin olsalar da, çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekât alabilirler. (Dürr-ül-muhtar)
5- Babası zenginse, küçük çocuğuna zekât verilmez. Babası fakirse, fakir olan küçük çocuğa zekât verilir. Deliye de, fakirse zekât verilir. Çocuğa, deliye verilecek zekât, babasına veya velisine yahut vasisine verilir. Zenginin küçük oğluna, fakir olsa da zekât verilmez, ama zenginin büyük çocuğuna, zenginin hanımına veya zenginin babasına fakirseler verilebilir. Burada büyük demek âkıl baliğ olmuş demektir. Küçük ise, henüz âkıl baliğ olmayana denir.
6– Peygamber efendimizin soyundan gelen seyyidlere ve şeriflere eskiden zekât verilmezdi. Günümüzde, bunlara da zekât verilir. (Dürr-i Yekta)
Zekât alıp verirken nelere dikkat etmeli?
Sual: Zekât alıp verirken nelere dikkat etmeli?
CEVAP
Maddeler hâlinde bildirelim:
1- Gayrimüslime zekât verilmez. [Zimmi, İslam devleti uyruğunda olan, gayrimüslim vatandaş demektir.] Zimmi varken, zimmiye zekât hariç, fitre, kefaret, nezir [adak] ve sadaka verilirdi. Bugün, dünyada zimmi yoktur.
2- Zekât verilecek kimseyi araştırmadan rastgele zekât verilmez. Zengine, ana baba, evlat gibi yakına veya Müslüman olmayana zekât vermek sahih değildir. Ancak araştırıp, zekâtını verdikten sonra, bunun zengin veya gayrimüslim olduğu anlaşılsa da verilen zekât sahihtir. Araştırdığı için, tekrar vermek gerekmez.
3- Zekâtta salih akrabayı tercih etmeli, çünkü zekâtı, salih olan fakir akrabaya vermek daha sevabdır. Hadis-i şerifte, (Fakir akrabası varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez) buyuruldu. Yani zekât borcundan kurtulursa da, zekâttan hâsıl olan büyük sevaba kavuşamaz. Sâlih fakir akraba yoksa başka sâlihleri tercih etmeli.
4- Fakire verilen altın, onu zengin edecek kadar fazla olmamalı. Borçsuz fakire nisap miktarı yani 96 gram altın veya daha çok zekât vermek, mekruh olur. Fakirin 10 gr altın borcu varsa, 100 gr altını alması mekruh olmaz. Fakir çocukları da varsa, onlar adına da alabilir.
5- Zekât verirken, zekât demek gerekmez, hediye dense de caizdir.
6- Bir günlük yiyeceği olanın, zekât veya sadaka istemesi haramdır, fakat istemeden verilen sadakayı, zekâtı alması caizdir. Zekâtı mümkünse, salih olan muhtaçlara vermeli.
7- Fakire zekât için altın verip, tekrar onu ucuza satın almak mekruhtur. Kâğıt para isterse, değerinden satın alınabilir.
8- Fakirdeki alacağını zekâta saymak caiz olmaz. Fakirde alacağı olan zengin, fakire borç senedini verip, (Alacağımı zekât olarak sana verdim. Sen de borcuna karşılık kabul et) dese, fakir de kabul etse, zengin zekâtını vermiş olmaz, çünkü zekât, borç senedi vermekle, razı olmakla verilmiş olmaz. Ancak mal teslim etmekle verilmiş olur. Bu zenginin, zekâtını fakire vermesi, fakirin de, aldıktan sonra, tekrar zengine geri vererek borcunu ödemesi gerekir.
9- Fakirde alacağı olan zengin, fakirin borcunu vereceğine güvenemiyorsa, güvendiği birini fakire gösterip, (Zekâtını almak ve borcunu ödemek için, bunu vekil yap) der. Zekâtı bu vekile verir. Vekil de, zengine geri vererek, fakirin borcunu öder. Böylece hem zekât dine uygun verilmiş, hem de, fakirin borcu ödenmiş olur. (Dürr-i yekta, Mizan-ı kübra)
10- Ev kirasını ödeyemeyen fakir kiracıya, mal sahibi, kirayı almadan bağışlasa, bu para zekât yerine geçmez, sadaka olur. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Anne ve babaya zekât verilir mi? Kimlere verilmez?
CEVAP
Ana babaya, dedeye, büyük anneye, evlada, toruna, hanıma ve kâfire zekât verilmez. Fakir olmak şartı ile geline, damada, kayınvalideye, kayınpedere, kayınbiradere, üvey çocuğa zekât verilir. Hala, amca, dayı, teyze gibi akrabaya zekât vermek daha çok sevap olur.İmameyne göre, borçlu ve fakir kimseye, hanımı zekât verebilir.(Mevkufat)
Sual: Fakir bir çocuğa zekât vermek istiyorum. Yaşı küçük olduğu için, zekâtı babasına verebilir miyim?
CEVAP
Evet.
Zenginin ailesine zekât
Sual: Bir kimse, zengin birinin fakir çocuğuna veya fakir hanımına yahut zenginin fakir babasına zekât verebilir mi?
CEVAP
Bir kimse, zekâtını zenginin küçük oğluna veremez; ama zenginin büyük çocuğuna, zenginin hanımına veya zenginin babasına fakirseler verebilir. (S. Ebediyye)
Burada büyük demek akıl baliğ olmuş demektir. Küçükse henüz akıl baliğ olmamış demektir.
Sual: Kızımın aldığı evlatlığa zekât verebilir miyim?
CEVAP
Kızınızın aldığı evlatlık, onun çocuğu olmadığı gibi, sizin de torununuz olmaz. Ona zekât verebilirsiniz. Hatta kızınız da ona zekât verebilir.
Sual: Fakir kardeşe zekât verilir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Fakir kardeşe zekât verilir mi?
CEVAP
Zekâtınızı, zengin değilse kız kardeşinize veya çocuklarına vermenizde mahzur yoktur.
Sual: Bir fakir aldığı zekâtı herhangi bir zengine veya bizzat zekât veren zengine hediye etse, zenginin o parayı kullanması caiz olur mu?
CEVAP
Fakir aldığı zekâtı, zengine verebilir. Verdiği hediye olur. Zenginin bunu alması helal olur. Çünkü fakir kendi mülkünden vermiştir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Şu beş Müslüman zengin zekât alabilir:
1- Allah yolunda cihad eden,
2- Zekât toplamakla görevli olan,
3- Borçlu ve borcunu ödeyemeyen zengin,
4- Kendi memleketinde zengin olduğu halde, bulunduğu yerde parasız kalan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalan.
5- Fakir, aldığı zekâtı zengine hediye ederse, zengin bunu alabilir.) [Ebu Davud]
Sual: Fakir kardeşe zekât verilir mi?
CEVAP
Malını israf edene, haramda kullanana zekât ve fitre vermek layık değildir. Verilirse sevabı az olur.
Salih olmayan fakir müslümana da, zekât vermek sahihtir. Fakat salihleri tercih etmek çok sevaptır. Fâsıka zekât vermek, kıraç yere ekin ekmeye benzer, bire 3-5 alınabilir. Salihlere vermek ise, mümbit toprağa ekin ekmeye benzer. Sulak, verimli toprağa tohum atılırsa daha çok mahsul alınır.
Kâfir, her ibadet gibi zekât vermekle de mükellef değildir. Gayrı müslime zekât vermek caiz değildir. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, Muaz bin Cebel hazretlerini Yemen’e gönderirken, zekâtın, uşrun, kimlerden alınıp kimlere verileceğini bildirirken, (Müslüman zenginlerinden al, fakirlerine ver) buyurdu. (Buhari)
Bu hadis-i şerifi açıklayan âlimler, zekâtın müslüman zenginlerden alınacağını ve onların [müslümanların] fakirlerine verileceğini, gayrı müslime verilmeyeceğini bildirmişlerdir.
Sual: Akrabaya sadaka, zekât vermek çok sevab deniyor; ama benim akrabalarım fâsıktır. O parayla, içki içerler. Bunlara vermeyip, salihleri mi tercih etmeliyim?
CEVAP
Evet, salihleri tercih etmek gerekir. Salih akrabaları tercih etmekse, daha çok sevabdır. Hadis-i şerifte, (Fakir akrabası varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez) buyuruldu. Yani, zekât borcundan kurtulursa da, zekâttan hâsıl olan büyük sevaba kavuşamaz. (F. Bilgiler)
Gayrimüslime sadaka
Sual: Gayrimüslime, sadaka veya zekât verilebilir mi?
CEVAP
Zimmi varken, zimmiye zekât hariç, fitre, kefaret, nezir [adak] ve sadaka verilirdi.. Bugün, dünyada zimmi yoktur. Yani, şimdi gayrimüslime, zekât da, sadaka da verilmez. [Zimmi, İslam devleti uyruğunda olan, gayrimüslim vatandaş demektir.]
Sual: Salih bir Müslümana, dinen fakir olup olmadığını sordum. Hesap etti. Nisaba ulaşmadığını, fakir olduğunu söyledi. Ben de zekâtımı ona verdim. Aradan bir müddet geçtikten sonra, o kimse, ben yanlış hesap etmişim, dinen zenginmişim, verdiğin parayı da harcadım. Sen zekâtını bir fakire ver dedi. Zekâtımı tekrar bir fakire vermem gerekir mi?
CEVAP
Fakir mi, zengin mi diye, gerekli araştırmayı yaptığınız için, tekrar vermek gerekmez. Zekât verilebileceğini, soruşturup anlayarak, zekâtını verdikten sonra, bunun zengin olduğu anlaşılsa, zararı olmaz; yani zekât kabul olur. Fıkıh kitaplarında deniyor ki:
Zekât verilecek olan kimse, fakir olduğunu, zekât alabileceğini söylemiş ise, bu kimsenin, zekât almaya hakkı olup olmadığını araştırmak gerekmez. Buna zekât verince, soruşturarak, araştırarak vermiş sayılır. (Nehr-ül-Faik)
Sual: Çocuğa ve deliye zekât verilir mi?
CEVAP
Babası zengin ise, çocuğa zekât verilmez. Babası fakir ise, fakir olan çocuğa zekât verilir. Deliye de fakir ise zekât verilir.
Çocuğa, deliye verilecek zekât, babasına veya velisi olan akrabasına veya vasisine verilir. Zenginin küçük oğluna fakir olsa da zekât verilmez; ama büluğa ermiş oğlu fakir ise verilir. (S. Ebediyye)
Din ilmi talebesi
Sual: Din ilmi öğrenen öğrenciye, zengin de olsa zekât verilir deniyor. Ben her gün dini kitap okuyup, dinimi öğrenmeye çalışıyorum. Zengin de olsam, zekât alabilir miyim?
CEVAP
Dinini öğrenmek, her Müslümanın vazifesidir. Din ilmi tahsil eden öğrenci farklıdır.
Kocaya zekât
Sual: Şâfiî’de kadın, fakir olan kocasına zekât verebilir mi?
CEVAP
Evet, verebilir. (Mizan-ül-kübra)
Hanefî’de ise ihtilaflıdır, esah olan kavle göre, kadın kocasına zekât veremez.
Müellefe-i kulüb
Sual: Kur’an-ı kerimde, müellefe-i kulüb denilen kimselere zekât verilebileceği bildirilirken, niye şimdi bunlara zekât verilmiyor?
CEVAP
Kalblerine imanın yerleştirilmesi veya kötülükleri önlenmek istenilen bazı kâfirlere ve yeni iman etmiş ve iman yönünden zayıf Müslümanlara müellefe-i kulûb denirdi. Resulullah efendimiz, bunların üçüne de zekât verirdi, fakat hazret-i Ebu Bekr zamanında, beyt-ül-mal emini olan Hazret-i Ömer, bir hadis-i şerif okuyarak,(Müellefe-i kulüb olanlara zekât verilmesini Resulullah nesh etmiştir) dedi. Halife ve Eshab-ı kiramın hepsi, bunu kabul ederek, nesh edilmiş olduğunda ve artık bunlara zekât verilmemesi hususunda icma hâsıl oldu. Nesh, Resulullah hayattayken olur. İcmaise, vefatından sonra olur. Bu inceliği anlamayanlar, bunu Hazret-i Ömer’in nesh ettiğini sanıyorlar. Eshab-ı kirama ve fıkıh âlimlerine dil uzatıyorlar. Bedâyi ve diğer kitaplarda bildirildiği gibi, İslamiyet’e yardım için, düşmanın zararını önlemek için, onlara mal, para her zaman ödenir, fakat bu beyt-ül-malın zekât bölümünden değil, başka bölümünden ödenir. Görülüyor ki, müellefe-i kulüb denilen kimselere ödeme yapılması yasak edilmemiş, onlara zekât verilmesi yasak edilmiştir. (F. Bilgiler)
Bakılan kişiye zekât
Sual: Kocası ölmüş ve kimsesiz kalmış fakir kayınvalideme evimde bakıyorum. Zekâtımı ona verebilir miyim?
CEVAP
Evet, vermek iyi olur.
Seyyidlere zekât
Sual: Peygamber efendimizin soyundan gelen seyyidlere ve şeriflere eskiden zekât verilmezdi. Şimdi verilir mi?
CEVAP
Evet, bugün için bunlara zekât verilir. (Dürr-i Yekta)
Zenginin çocuğu
Sual: Babası veya annesi zengin olan baliğ olmamış çocuğa zekât verilebilir mi?
CEVAP
Babası zenginse zekât verilemez. Babası fakir, annesi zenginse, ona zekât verilebilir, çünkü baliğ olmamış bir çocuk, annesinin malıyla zengin sayılmaz. (Redd-ül-muhtar)
Kime zengin denir?
Sual: Dinimize göre, zengin ve fakir kime denir?
CEVAP
Kurban nisabına malik olana, dinen zengin denir. Bu nisaba malik olanın, zekât alması haram olur. Kurban nisabına malik olmayana ise,dinen fakir denir. Bu kimse zekât alabilir. İhtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar [96 gram altın veya o değerde] malı veya parası bulunan Müslüman, kurban nisabına malik demektir.
Müellefe-i kulûb
Sual: (Müellefe-i kulûb sınıfına zekât vermek, misyonerlerin parayla insanları Hristiyan yapmasına benziyor) denilerek konuyla ilgili âyet tenkit ediliyor. Acaba bu iddiayı misyonerler mi yapıyor?
CEVAP
Elbette, öyledir. Müslüman olan kimse âyet-i kerimeyi nasıl tenkit eder ki? Ya ateisttir veya misyonerdir. Müellefe-i kulübe zekât vermekteki maksat, kâfirlerin kötülüklerini önlemek, onlarla iyi geçinmek ve İslâmiyet’in güzel ahlakını her yere yaymaktır. Müellefe-i kulübe dâhil olanların bir kısmı da, kalblerinin kazanılması ve İslamiyet’e ısındırılması istenen yeni Müslüman olmuş kimselerdir. Yani sadece kâfirlere değil, yeni Müslüman olmuş kimselere de verilirdi.
Bedayî ve diğer kitaplarda bildirildiği gibi, İslamiyet’e yardım etmek ve düşmanın zararını önlemek için, onlara mal, para her zaman ödenir. Ama bu, Beyt-ül-malın zekât bölümünden değil, başka bölümünden verilir. Demek ki, müellefe-i kulübe giren kimselere ödeme yapılması yasaklanmamış, onlara zekât verilmesi yasaklanmıştır. (F. Bilgiler)
Üvey evlada zekât
Sual: Karımın ölen kocasından olan erkek ve kız çocuğuna, yani üvey çocuklarıma, zekât vermem caiz midir?
CEVAP
Çocuklar fakirse caiz olur. Mecmua-i Zühdiye’de şöyle deniyor:
Karısının ilk kocasından olan fakir evlâdına, üvey babası zekât verebilir. (İbni Nüceym)