BIST 9.890
DOLAR 35,33
EURO 36,77
ALTIN 2.960,14

İstanbul depreminden kaçış yok: 7.2 geliyor

İstanbul depreminden kaçış yok: 7.2 geliyor

Gülben Ergen bu hafta yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür ile bir araya geldi, son dönemde Ege’de yaşanan şiddetli depremleri ve beklenen İstanbul depreminin ayrıntılarını konuştu. Bakın İstanbul'da beklenen korkutucu deprem ne zaman

İstanbul depreminden kaçış yok: 7.2 geliyor

Gülben Ergen bu hafta yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür ile bir araya geldi, son dönemde Ege’de yaşanan şiddetli depremleri ve beklenen İstanbul depreminin ayrıntılarını konuştu. Yıllarını mesleğine vermiş, öğrencilerini yetiştirirken araştırmalar yapıp sadece ülkemize değil dünyaya da hatırı sayılır raporlar teslim etmiş bir bilim insanı Prof. Dr. Naci Görür... Son derece açık, net ve anlaşılır bir dille anlatıyor. Israrla dediği bir şey var: Dikkat önlem alın... Çünkü Marmara depreminden kaçış yok ve en 7.2 şiddetinde olacağı bilimsel raporlar sonucunda ortaya çıkmış durumda. Ben kendi adıma Naci Hoca’nın dediklerini yapacağım. Bugüne kadar bilmediklerim için kızgınım kendime. Şimdi öğrendim ve önlem alacağım. Lütfen dikkatle okuyun. Ve siz de önlem alın.

İstanbul depreminden kaçış yok: 7.2 geliyor

Naci Hocam, Ege depremi bekleniyor mu? - Depremler hep bekleniyor. Ama şöyle bir durum var. Gününü ve adını vereceğimiz bir deprem beklenmiyordu. Ege bölgesinde belirli fay sistemleri olduğunu biliyoruz. Deprem açısından dünyanın en aktif bölgelerinden biri. Tüm Ege, kuzey-güney yönünde gerilmekte. O gerilmeye bağlı olarak doğu-batı yönünde gelişmiş ağırlıklı olarak faylar var. Bunların en bilinenleri Büyük Menderes Nehri’nin içinden aktığı bizim graben dediğimiz, Büyük Menderes grabenini sınırlayan, kuzey ve güneyden gelen faylardır. Veya hemen onun kuzeyinde olan graben ve onu sınırlayan faylar. Aynı şekilde Küçük Menderes grabenini ve Gökova grabenini sınırlayan faylar. Bu bölge doğu-batı yönünde uzanan canlı fay sistemleri ile parçalanmış, bölünmüş vaziyette. Bunlar canlı faylar. Her fay periyodu dolduğu, yeterince enerji biriktirdiği zaman o enerjiyi boşaltıyor. Bu jeolojik yapı Ege’de olduğu için o bölgede ben her zaman deprem beklerim.

İstanbul depreminden kaçış yok: 7.2 geliyor

Depremin şiddetinden ve artçı sallantıların uzun süre devam etmesinde neyi anlamalıyız? - Depremin şiddeti önemli. Her deprem yeryüzünde kırık meydana getirmez. Bir depremin yeryüzünde kırık oluşturabilmesi için belirli büyüklükte olması lazım. Deprem ne kadar büyükse yeryüzünde oluşturacağı kırığın uzunluğu da belirli ölçüde onunla doğru orantılı olur. Büyük depremler büyük kırıklar meydana getireceği veya fayın önemli bir kısmını ya da tamamını kıracağı için onlar çok daha uzun sürede ancak sakinleşirler. Fay küçükse deprem de küçüktür.

İstanbul depreminden kaçış yok: 7.2 geliyor

Gerekli araştırmalar yapılıp büyük bir depremin olacağı önceden tahmin edilebilir mi? Böyle bir sistem var mı? - Yapılabilir. Biliyorsunuz biz Marmara’da deniz araştırmaları yaptık. 8 yerli, 2 uluslararası gemiyle. 1999 yılından 2014 yılına kadar bu araştırmaların başında oldum. Uluslararası ekiplerle birlikte çalıştık. Hem TÜBİTAK’ta Marmara Araştırma Merkezi Başkanlığı hem de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde hocalık yaptığım dönemde bu işleri yaptım. Bizim bu yaptığımız çalışmalar sırasında denizaltılar da kullandık. Denizin dibine daldık. Ben 7 saat denizaltında çıplak gözle fayı inceledim. O dip çalışmasını yaparken faylar boyunca çok miktarda gaz ve su çıkışları gördük. Bunları gördükten sonra hükümete denizaltı gözlem istasyonu kuralım diye müracaat ettik. Bir proje yazdık. TÜBİTAK, DPT gibi yerlere verdik ama reddedildi. Destek görmedi. Dönemin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e de götürdüm projeyi. Denizaltı gözlem istasyonu çok önemliydi. Avrupa Birliği kendi denizlerinde bunu yaptı. Bize de proje konusunda destek verdiler. O zamanın parasıyla 10 milyon Euro’ya ihtiyaç vardı. Denizaltı gözlem istasyonu kurulsaydı fay boyunca çıkan akışkanları izleyecektik. Bunlardan numune alacaktık. Jeokimyasal analizler yapacaktık. Orada aynı zamanda basınç ve hareket ölçerler olacaktı. Ve biz depremleri önceden bilebilmek için önemli veriler elde etmiş olacaktık.