BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İstanbul depreme bu tarihte yakalanacak!

Türkiye Jeofizik Kurumu Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan hem İstanbul için deprem tarihini verdi hem de Van'da yeni bir deprem beklediğini söyledi.

Abone ol

Depremlerin önceden bilinebileceğini belirten Türkiye Jeofizik Kurumu Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul'da depremin 2045'te olacağını söyledi.

Ercan, üç önemli tespiti ise herkesi bilmesi gerektiğini belirterek, "Birincisi; "Van'da hâlâ tehlike sürüyor. Yeni bir deprem olabilir. Asla evlere girilmemeli!" İkincisi; "İstanbul'daki yapıların sadece yüzde 2'si 7.5'lik depreme dayanıklı, sağlam yapılar. Oralarda da zenginler oturuyor... Bunun dışında tüm Türkiye'de en sağlam adres, TOKİ konutları.Bir tek Yalova'dakiler dışında, o da zemin sebebiyle..." diye konuştu. 

Ercan Vatan gazetesine verdiğ ropörtajda çarpıcı tespitlerde ve çok ses getirecek öngörülerde bulundu. Ercan'ın ropörtajının satırbaşlarını sizler için derledik:

İSTANBUL DEPREMİ 2045'DE1.20111114104209.jpg

Ve üçüncüsü, biraz kalbimize su serpecek bir bilgi, "İstanbul'da 2045 yılına kadar deprem olmayacak!" Diyeceksiniz ki, "Çoğu uzman depremin zamanı tespit edilemez diyor. Bu nasıl oluyor?" Cevabı Prof. Ercan veriyor:

"4 bin yıllık bir deprem tarihi araştırması yaptım. Tam 15 yılımı aldı. Dört hafta önce bunu Budapeşte'de bilimsel bir tebliğ olarak sundum. Kesinlikle söylüyorum, en erken 2033, en geç ise 2071'de İstanbul sallanacak, yaklaşık 7.5 büyüklüğünde. Eğer önlem alınmazsa, İstanbul'u kimse kurtaramaz!" Önlem deyince hiç bina güçlendirmeyi falan düşünmeyin. Ercan da Başbakan gibi düşünüyor, "Güçlendirme bir çözüm değil. Binalar yıkılacak, baştan yapılacak. Benim 81 yaşındaki annemi 18 yaşında yapabilir misiniz? İşte bu kadar net!"

DEVLET REHAVETE KAPILMASIN DİYE SÖYLEMEDİM

İstanbul'da 2045'e kadar deprem olmayacak. Bu deprem 7.3 büyüklüğünde olacak ve tek çare var o da binaları yıkıp baştan yapmak, güçlendirmekle olmaz. Eğer bu yapılmazsa, İstanbul'u kimse kurtaramaz!

İSTANBUL İÇİN BEKLENTİLER

Deprem kestirmelerinde 3 aşama vardır. Uzun erimli çalışmalar, orta erimli çalışmalar, kısa erimli çalışmalar olarak... 

4 BİN YIL GERİYE GİTTİM

Uzun erimli çalışmalarda biraz önce anlattığım gibi o bölgenin deprem geçmişine bakarsın. Benim yaptığım iş şu anda o. Ben 4 bin yıl geriye kadar gittim. Eski depremleri, arkeolojik verileri, tarihsel verileri ve güncel depremleri karşılaştırdım... Bu epey bir zamanımı aldı tabii. Aşağı yukarı 15 yıldır bunun üzerine çalışıyorum.

İSTANBUL'DA İKİ DEPREM OLACAK!

Şunu rahatlıkla diyebilirim; İstanbul'da iki deprem olacak. Biri Bakırköy-Küçükçekmece yönünde olacak, kıyıdan 10-15 kilometre uzakta, denizin içinde ve 5-7 kilometre derinde. Bu depremin büyüklüğü 6.4-6.7 arasında olur. Diğer deprem de Marmara Ereğlisi yönünde olacak. O da denizin içinde, aşağı yukarı 7 kilometre derinde olacak ve büyüklüğü de 7.0-7.2 arasında olacak. Yani aşağı yukarı Van Depremi kadar bir deprem olacak. İkisinden boşalan enerjinin toplamı ise 7.3 olacak.

BU KONUDA TEKİM

Belki de Türkiye'de bu konuda uzun erimli deprem kestirmeleri yapan tek kişiyim. 1980'de, ABD'de MIT'de doktora üstü çalışmamı da bu konuda tamamladım. O yıllarda depremlerin kestirilmesi konusunda ABD'de derin araştırmalar yapılıyordu. Çünkü California'da deli bir fay var, San Andreas fayı. Bizim Kuzey Anadolu fayına çok benziyor. O fay üzerinde yapılan jeofizik çalışmalara ben de katıldım. Türkiye'ye döndüm, tam bu konuları teşvik ederken, 1999 depremi oldu ve ne yazık ki Ahmet Mete Işıkara, "Depremler önceden bilinemez" diye bir açıklama yaptı. Çok talihsiz bir açıklamaydı.

Ben depremleri önceden kestirme konusunu basın aracılığıyla halka anlatıyordum, "İstanbul için projeler yapılsın" diyordum. Işıkara da ısrarla, "Deprem kestirilemez" diye açıklama yapıyordu. Işıkara'nın pozisyonu çok önemli bir pozisyondu o günlerde, Kandilli Gözlem Evi'nin müdürüydü ve neredeyse ilahlaştırılmıştı. Ağzından çıkan her söz doğru kabul ediliyordu. Tabii basında da bir baskı unsuru yaratıyordu bu.

DEPREMİ BİLİM ADAMLARI DEĞİL, MEDYA YARGILADI

O günlerde Uğur Dündar, "Bu akşam haber programında birlikte olabilir miyiz?" dedi. Uğur Bey ile de çok önceden tanışırım. Yapı yolsuzlukları, heyelan alanlarının yapıyla doluşması, çarpık kentleşme üzerine programlar yapmıştı. Ben de bilirkişi olarak katılmıştım. Kendisine saygım vardır. Teklifine "Tabii" dedim. Gittim baktım bir yanında da Şener Üşümezsoy oturuyor. Uğur Bey, bana döndü ciddi bir tavırla şöyle dedi; "Sayın hocam, siz depremler kestirilir diye halka umut veriyorsunuz. Bunu neden yapıyorsunuz? Duydunuz, Sayın Işıkara depremler önceden kestirilmez dedi." Yani "Işıkara bunu söyledikten sonra sen ne diyorsun" diyor. Çok tuhafıma gitti, ama belli ki çok inanmış Işıkara'ya... "Bu konuda 15 tane jeofizik parametre vardır. Bunların 12'si çakışırsa, jeofizik mühendisleri deprem uyarısı yapar" diye başladım anlatmaya... Örnekler verdim.

DOĞA DEPREMİN İŞARETİNİ VERİR

1975'te Çin'deki 7.3 büyüklüğündeki Haichang depremi 5 saat önceden bilinmişti. 300 bin kişinin yaşadığı kent tümüyle boşaltılmıştı. Jeofizikçiler Haichang'te yaşayan binlerce insanla birlikte 5 yıl öncesinden çalışmaya başlamıştı ve yer kabuğunda olası tüm değişiklikler gözleniyordu. Doğada oluşan olağanüstü her olay Jeofizik Kurulu'na iletiliyordu.

Depremden 1.5 ay önce, dağlarda yuvalarından çıkmış ve karda donarak ölmüş yüzlerce yılan bulunmuştu. Su kaplumbağalarının suları terk ederek kaçıştıkları, kedi ve köpeklerin deprem günü huysuzlaştıkları gözlenmişti. Depremden 7.5 saat önce kuyulardaki su düzeyi 1 metre yükselmişti. Jeofizik algılamalarda ise; 1.5 ay öncesinden depremsellik artmış, deprem olacağı günün sabahı aniden depremler durmuş, bunun üzerine halka uyarı yapılmış, uyarıdan 5 saat sonra da büyük deprem olmuştu. Böylece 300 bin kişinin hayatı kurtarılmıştı. Çin'de tam bir yıl sonra 7.8 büyüklüğündeki Tanshang depremi de önceden bilindi, ancak uyarı yapılmadı ve 255 bin insan öldü.

HALK NEDEN UYARILMAMIŞTI

Bunun nedeni şu; Haichang Depremi'nde olduğu gibi benzer değişimler bu bölgede de saptandı. Ancak bu sefer öncü depremler oluşmadı. Sonuçta kararı verecek olan siyasilerdi ve onlar da öncü depremlerin beklenmesi gerektiğine inandırılmıştı. Bunun üzerine halka duyuru yapılmadı. Ne yazık ki bu deprem öncü deprem üretmeden oluştu ve resmi rakamlara göre 255 bin insan öldü. Sonuç çok daha vahimdi ama...

YA UYARI YANLIŞ OLURSA?

Tanshang Depremi'nden bir ay sonra Hong Kong yakınındaki Kwangtung Bölgesi'ndeki çalışmada ise kestirimler tutmadı. Milyonlarca insan iki ay süreyle dışarıda tutuldu, ancak deprem olmadı.

TÜRKİYE'DE BUNU YAPACAK KURUM VAR MI?

Kurul yok ama tek tek bilimciler var. Kopuk kopuk da olsa çalışmalar yapılıyor.

METE IŞIKARA VE ÜŞÜMEZSOY DÜN SÖYLEDİKLERİNİ BUGÜN UNUTTU...

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...[PAGE]Türkiye gibi deprem kuşağında olan bir ülkede bu çalışmaları yapacak bilim adamlarının kopuk kopuk değil, bir arada çalışması gerekmez mi? Evet. Ama onlar bir araya gelemiyor... Neyse, o akşam televizyon programında Uğur Dündar'a da bunları anlattım, örnekleri verdim. O yine de Şener Üşümezsoy'a döndü, "Hocam siz ne diyorsunuz? Ercan Hoca'nın ve Ahmet Mete Işıkara'nın dediğine? Depremler önceden kestirilebilir mi, kestirilemez mi?" diye sordu. Şener'in konusu deprem kestirmeleri değil ama o da "Kestirilemez" dedi. Uğur Dündar bana döndü, "Bakın gördünüz mü hocam, halka boşu boşuna umut vermeyin" dedi. Deprem konusu yargılandı basın tarafından. Bu çizmeyi çok aşmaktı aslında. Üzülerek eve dönerken "Ahmet" dedim, "Sen başla yarın bir kitap yazmaya." Ertesi sabah kalktım, "Deprem nasıl bilinir?" diye yazmaya başladım. Ondan sonra bir kopyasını Uğur Dündar'a, bir kopyasını Şener Üşümezsoy'a, birini de Işıkara'ya yolladım. Ama tabii talihsizlik şu; Türkiye çok yıl kaybediyor.

NE ZAMAN OLACAK?

Benim en olası beklediğim tarih 2045. 1999 depremi olduğu zaman bazı arkadaşlarımız hemen, "İstanbul'da 1 yıl içinde deprem olacak" dediler, daha sonra 3 yıla çıkardılar bu süreyi... Ben de "2007'ye kadar deprem olmayacak" diye bir açıklama yaptım. Ama "2007'de olacak" demedim; "2007'de yeni bir açıklama yapacağım" dedim. 2007'de basın mensupları geldiler, bu sefer "İstanbul'da 2015'e kadar deprem olmayacak" dedim. Yine 2045'i söylemedim. Söylemememin nedeni şuydu; eğer insanlara çok uzun zaman verirsem aheste davranırlar ve yapılarını iyileştirmezler diye düşündüm.

AMA YİNE BİNALAR GÜÇLENDİRİLMEDİ

Evet. Şu an o aralık içindeyiz. Ve aynı zamanda bu aralıkta bir açıklama daha yaptım ve dedim ki, "Bütün dünyada 2013'te çok deprem olacak. Bunun da ana nedeni şu; yerçekirdeğinde olağanüstü büyük değişimler var. Dolayısıyla 2015'e kadar devam edecek bu felaket yılları. Dünya üzerindeki felaketler artacak. Sadece depremler değil, yanardağ patlamaları, heyelanlar, tsunamiler, hortumlar artacak." Şimdi o arada depremler önceden bilinemez diyen Işıkara, "İstanbul'da 2012'de deprem bekliyorum" dedi. Yine depremler bilinemez diyen Naci Görür, "Ben Fransız gemisiyle Marmara'da faya indim, baktım köpürüyor, çok yakında deprem olacak" dedi. Halk galeyana geldi. Bunun üzerine ben de çıkıp "2015'e kadar deprem olmayacak" demek zorunda kaldım. Ama yine "2015'te deprem olacak" demedim. Şu anda bu süre içindeyiz. Ama artık açıklamak istiyorum, İstanbul'da 2045'e kadar deprem olmayacak... Deprem en erken 2033'te olur, en geç de 2071'de! Eğer 2033'te olursa, şaşırtıcı olur benim için.

BİLİMSEL GEREKÇESİ

Hata sınırı içinde olduğu için. 2071'de de olursa şaşırtıcı olur. Çünkü 4 bin yıllık uzun erimli kestirim çalışmaları yaptım. Bir de dünya üzerinde daha hiç yapılmamış doğrusal, en küçük kareler kestirim yöntemi uyguladım. Deprem oluşum yıllarıyla deprem sırasına baktım. Roma döneminden Osmanlı'ya, oradan günümüze kadar hiç şaşmadan gidiyor. Ve bunu bilimsel bir tebliğ olarak da 4 hafta önce Macaristan'da Budapeşte'de Balkan Jeofizik Kongresi'nde sundum.

İSTANBUL'DA KAÇ YILDA BİR DEPREM OLUYOR

Depremlerde bir dönemsellik yok. İstanbul'daki depremlerin denklemini çıkarttım. Dünyada ilktir bu. O denklemi vermeyeyim, şimdi herkes onun üzerinden oynayıp harikalar yaratmaya kalkar! Çünkü çok net. Belli bir sabiti, deprem sırası ve bir katsayıyla çarpınca deprem yılını veriyor. İstanbul için çıkan sonuç; 2045 yılı. Hiç şaşmadı bugüne kadar. Bütün geçmişteki depremlerle denetledim.

VAN'DAKİLER TOKİ EVLERİNDE KALSIN!
Ben TOKİ'yi başarılı bulan öğretim üyelerinden biriyim. Kaldı ki Van'da siz de gördünüz, TOKİ evlerinde herhangi bir yıkım yoktu. Ben olsam orada TOKİ evlerinde kalırdım. Çünkü sağlam yerde, sağlam yapılar Van'daki TOKİ konutları...

VAN'DA BİR DEPREM DAHA BEKLİYORUM

Van'da tehlike bitmedi. Gerginlik boşalmadı daha. Van'da yeni bir deprem daha bekliyorum. 5.2 ve 5.4'ten daha büyük olabilir. İrkitik bir deprem olabilir. 6 büyüklüğünde bile olabilir. 6.2'den büyük olması biraz zor. Çünkü geçmişteki deprem kimliklerini araştırınca şunu görüyorsunuz; en büyük artçı deprem ana depremin yaklaşık bir puan düşüğü kadar oluyor. Ama ille de bu böyle olacak anlamına gelmez. Biz jeofizik mühendisleri bir büyük deprem olduğu zaman arkasından daha büyüğü gelecek mi diye kuşkulanırız. Bu kuşku bende çok fazla yoktu. Çünkü 2003 yılında bu bölgeyi çalıştığım zaman, Van-Erciş'te 7.3 büyüklüğünde bir deprem olacağını söylemiş ve bunu kitabımda da yazmıştım.

BU TARİH NASIL SAPTANDI?

Biz buna 'Uzun erimli deprem kestirme çalışması' diyoruz. Oradaki geçmiş depremlerin kimliklerini tek tek incelemek gerekiyor. Depremler genelde sağlam karakterlidir, kişiliklidir, insanlar gibi sonradan kişilikleri bozulmaz. Yani güvenebilirsin depremlere. Geçmişte nasıl davranmışsa, gelecekte de aynen öyle davranır. O zaman geçmiş çözümlemesini iyi yapmak gerekir. O bölgedeki kırık boylarına, yerkabuğunun yapısına ve 4 bin yıllık deprem geçmişine baktığımızda üretebileceği en büyük deprem 7.3 çıkmıştı. Belki Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da onun için, "Van'da daha büyük bir deprem beklentisi yok" dedi...

BEN OLSAM TOKİ EVLERİNDE KALIRIM

Ama Van'da çok da sorumlu davranılmadığı ortada. Hasarlı binalar hep çöktü. Onu irdelemek biraz zor... Bakan aslında çok çalışkan, iyi niyetli bir insan. İnsanları hemen kolay yıpratmamak gerekiyor. Bakanın tabii kafası karıştı. Yeni bir bakan, bu konuyu iyi bilmiyor. Kendisi inşaat mühendisi, sürekli inşaatlarla ilgilenmiş. Tabii bu arada gereksiz yere, "Bu artçı deprem midir yoksa irkitik deprem midir?" konusu tartışıldı basında. Öğretim üyeleri de bunu yaptı. Gereği yok ki! Bu bir deprem! 7,2'lik ana depremin etkisiyle olmuş bir deprem, ister adı artçı olsun, ister irkitik olsun. İkisi de aynı kapıya çıkar. Biz genellikle ana kırığın üzerinde olmuş depremlere artçı deprem deriz. Ama Van depreminde ana kırığın hangisi olduğunu bilmiyorduk ki! Hâlâ da kuşkumuz var ana kırığın hangisi olduğu konusunda.

DERİNLİĞİ BİLE ÇELİŞKİLİ

Derinliği konusunda da Türkiye yaklaşık 5 km veriyor, ABD 7 km veriyor. Deprem büyüklüğüne de Türkiye önce 6.6 dedi, daha sonra 7.2'ye çıktı, ABD 7.3'te ısrar etti. Bunun pazarlığı da olmaz. Bunu nasıl netleştirirsiniz? Alan çalışmaları yapılır, kırığı görürsün, kırık boyunca atımları görürsün, kırığın boyuna, yüzey alanına bakarsın, oradan bu deprem 7.2 mi, 7.3 mü onu bulursun. Ama yüzeyde kırığın boyu görülmüyor. Benim hesaplarıma göre kırığın boyu yaklaşık 57 kilometre. Depremin süresi de 29 saniye. Yeri yamultma oranı, yani yerin yer değiştirme oranı da yaklaşık 2 metre 40 santim. Şimdi güneyde Gevaş-Edremit kırığı var. Tam kuzeyde de buna koşut Erciş kırığı var. Bunlar neredeyse birbirlerine dik. Deprem bu kırıkları hareket ettirdi şu an... Şimdi kuzeydeki kırığı irkitebilir.

İRKİTİRSE NE OLUR?

Yeni deprem Erciş'teki yıkılmayan yapıları yıkar. Bütün o gördüğümüz çatlamış yapıların çoğu, Van'daki gibi göçer gider. Erciş hâlâ tehdit altında.

Bana göre tehdit altında. Dolayısıyla sağlam olmayan evlere girilmemesi gerekir. Bu tehdit bitmemiştir. Tabii bu açıklamalarımla bütün Van'ı boşaltmak gibi bir niyetim yok. Ama bir bilimcinin de halkı uyarması gerekiyor. Bizim görevimiz bu. Ama ben Erciş ya da Van'da olsam ya çadırda yaşarım ya da Anadolu'nun daha güvenli yerlerine göçerim... En azından deprem konutları yapılıncaya kadar. Ya da TOKİ konutlarında otururum. İstanbul'da da TOKİ konutlarında otururum. Çünkü 2007 deprem yönetmeliğine göre ve sağlam yerde yapılıyorlar. Sonra çok iyi denetleniyor yapılar. İyi malzeme kullanılıyor. Ne onların danışmanıyım ne de başka bir ilişkim var TOKİ ile. Sadece deprembilimci sorumluluğu altında gittim, konutları inceledim. Çok estetik yapılar değiller ama hepsi dayanıklı. Ve dünya üzerinde kim 100 lira aylıkla konut elde ediyor? Ev kirası bile değil 100 lira. Var mı böyle bir mucize?