İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'nde terörist işçi soruşturması üzerine Ekrem İmamoğlu'ndan son dakika açıklamalar geldi. CHP Genel Merkezi'nde belediye başkanlarını arkasına alarak canlı yayında açıklamalar yapan Ekrem İmamoğlu doğrudan Süleyman Soylu'yu hedef aldı. İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Erdoğan'dan rol kapmak için böyle bir soruşturma açtığını öne sürdü.
Abone olİçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) çalışan bazı personellerin "terör örgütleri ile iltisaklı veya irtibatlı olduğu yönündeki ihbar ve tespitler üzerine" özel teftiş başlatıldığını duyurmuştu. Bunun üzerine CHP Genel Merkezi, Türkiye genelindeki tüm CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanlarını Ankara'ya çağırdı. Genel Merkez'deki toplanın ardından Ekrem İmamoğlu CHP'li belediye başkanlarını arkasına alıp kameraların karşısına çıktı. İmamoğlu'nun hedefinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu vardı.
İşte Ekrem İmamoğlu'nun açıklamasından satır başları...
- Sayın İçişleri Bakanı'nın ifadeleriyle ilgili şunu söyleyeyim. Öncelikle teftiş doğaldır. Teftiş edilmekle ilgili hiçbir sorunumuz yoktur. Teftiş edilmiştir, edilecektir. Gelen her müfettişimizi de nasıl karşıladığımızı, nasıl ağırladığımızı bilirler.
- Sayın İçişleri Bakanının terörle ilgili mücadelesini buradan biz ona öğretecek değiliz. Ama yanlış giden bazı hususları aktarmak isterim.
- İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan zat 12 Aralık günü TBMM'de konuştu İBB'de tam 557 terörist olduğunu iddia etti. Bir gün önce yaptığı konuşmada da Türkiye'de toplan terörist sayılarının 164 olduğunu söylemişti.
- Neyse tabii her verisi yanlış olan sayın bakana dair şunu hatırlatmak isterim. 12 Aralık'ta bu konuşmayı yapmıştı dün akşam itibariyle tam 2 hafta geçti üzerinden, bu 15 ün boyunca İçişleri Bakanlığı ne yaptı?
Ben 15 Aralık'ta soruşturma izni verdim
- Ben yaptıkları hususlar konusunda ben hiçbir duyum almadım. İBB olarak bir kısım işlemler başlattık. Devlet adabına uygun bir şekilde bu beyanı ciddiye alarak 15 Aralık'ta benim olurumla teftiş kurulunda bir araştırma ve gerekiyorsa bir soruşturmaya izin verdim.
- Bu 15 Aralık'ta benim soruşturmaya dair verdiğimizin belgesidir. Aynı tarihte ise İçişleri Bakanlığı'na yazı yazdık. Bilgi istedik. Dedik ki bakanlığa bize bu konuda bilgi verin, kimdir bunlar, listeyi yolların biz de gereğini yapalım. Bir teröristle ilgili bir tespitiniz varsa bunu ciddiye alalım değil mi?
Gece yarısı Twitter'dan bir soruşturma izni vererek başlattığını...
- Bakanlık buna hiçbir yanıt vermedi. Uyuyan bakanlık dün saat 20.00 itibariyle bu uykudan uyanıp Tweet attı. Tweet atarak hakkımızda bir soruşturma izni işleminin başlattığını duyurdu. Ben açıkçası Twitter'dan bir soruşturma izni vererek başlattığını ilk kez duyuyorum.
- 15 gün sonra pazar akşamı böyle bir tweetle süreci başlatmak aklına geldi acaba neden? Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı pazar günü konuştu. İstanbul'da danışma kurulunda konuştu. İstanbul'la ilgili içi siyaset dolu mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı gözünde rol kapmak için yapıyor
- Buradan cumhurbaşkanının bu konuşmasından sayın bakan bir rol kapma çabasıyla ortaya çıktı. Önce İBB Başkanı olarak İstanbul'da 86 bin çalışanı olan bir belediyenin başkanı olarak bu açıklamayı kınıyorum.
- Burada bütün terör örgütlerinin kalın puntolu reklamını yapan bir bakanlık! Bu açıklama biçimini de devlet adamına uygun olmadığını, ve bu şekilde atılan adımı kınıyorum.
- Öncelikle şunu söyleyeyim sizler yıllardır İstanbul'da görev yapan gazetecilerdir. hangi biriniz sayı ile tespit yapıldıktan sonra bir bakanlığın teftiş başlattığını duydunuz? Yani sayı veriyorsunuz bunlar terörist diyorsunuz hükümde bulunuyorsunuz sonra teftiş başlatıyorsunuz.
Teröristse niye teftiş yapıyorsun tut kulağınan at hapse
- Ya ne teftişi sen bakanlıksın, terörist konusunda takdirde bulunmuşsan, netleşmişse tut kulağından götür at hapse. Böyle bir sürecin uygulanması akıllara zarar. Açıkçası bu işin prosedürü bellidir ama siyasetin ve siyaset aklının hatta kendi siyaset kulvarındaki şahsi çıkarların devlet adabının ve bir bakanlık kültürünün işleyişinin önüne geçtiğini net olarak bu davranışta görüyoruz.
- İBB iştiraklerinde bir kişinin işe girmeyle ilgili prosedürleri bellidir. Adli sicil kaydı istersiniz, o kişi bu belgeyi de Adalet Bakanlığı'ndan alır. O zaman İçişleri Bakanı yanlış yere soruşturma açıyor. Soruşturma açması gereken yer Adalet Bakanlığı. Biz çünkü işe aldığımız her çalışanın adli sicil kaydını isteriz.
- Dolayısıyla bence bir başka soruşturma açılması gereken yer de bu 557 teröristi tutuklamıyorsa İçişleri Bakanlığı olduğunu düşünüyorum hatta bakanın kendisi olduğunu düşünüyorum. ben bu denli risk taşıyan güvenliği bu kadar riske taşıdığını gördüğü bir içişleri bakanıyla ilgili bir işlem başlatmıyorsa da ben bir vatandaş olarak sayın Cumhurbaşkanını göreve çağırıyorum.
İstanbul seçiminde bütün sandık görevlilerini terörist ilan etmediniz mi?
- Buradan hepinizin hafızanda tazelemesi gereken bir husus var aynı şahsiyetler İstanbul seçiminde de bütün sandık görevlilerini de terörist ilan ettiler.
- Çaldılar dediler sonra dediler ki biz bunu hukuken söylemedik siyasi olarak söyledik dediler. Günün sonunda ne oldu elde var sıfır. Tek bir kişi, bakın seçimin iptal edildiği sürecin öncesinde yine terörist ilan ettikleri binlerce kişiden tek bir kişi ile ilgili ne bir soruşturma ne bir tutuklama ne bir tespit yapıldı.
- Millet buna artık gülüyor. Bizler iki kere İstanbul’da halkın cevap verdiği yapılan hatadan sonra büyük bir demokrasi dersi vermiş bir süreci yaşamış insanlarız. İstanbul’la ilgili kim konuşuyorsa konuşsun 16 milyon insanın huzurunda konuşurken dikkatli olmaya davet ediyorum.
- Biz bugün İstanbul olarak 1 milyona yakın sosyal yardım talebi almış kurumuz. Burada bulunan belediye başkanı arkadaşlarım bunları milyonlarca diyebilecek bir durumdayız.
- Bu kadar güncel ekonomik ve problemli bir süreci yaşarken İçişleri Bakanlığı’nın ortaya koyduğu bu tavrı tamamen gündemi kaydırma başka yere taşıma çabası olduğunu düşünüyorum. Bizim verilemeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Hele hele vatanperverliğimizi, cumhuriyetimize bayrağımıza olan duygularımızı sorgulayacak kişi henüz doğmadı bu topraklarda."
Mektup yazmak ne zamandan beri ayıp oldu
- (Erdoğan’ın mektup tepkisine) Yanlış bilgilerle konuşan ne yazık ki aldatılan bir cumhurbaşkanımız var ben büyük Türkiye Cumhuriyeti’nin saygı değer cumhurbaşkanlığı makamının yanlış şeyler söylemesini istemediğim için kendilerini bilgilendirmek zorunda hissettim kendimi. Ben ilk defa da mektup yazmıyorum, devletin farklı kurum ve kuruluşlarına şu anda bakanlık yapan birçok bakanın kendi makamında mektuplarım vardır. Çünkü tarihe not düşmeyi severim. Yanlış yapıldığında uyarmayı a severim. Mektup yazarım resmi kayda da bunları sokarım.
- Çünkü devletin hafızasında kalması gereken hususlardır bunlar. Sayın Cumhurbaşkanı eğer utanılacak mektup arıyorsa ben hatırlatayım 31 Mart seçimlerimde rakibim lehinde cezaevinden rica edilen mektup utanılacak bir mektuptur. Benim mektubun hiç utanılacak bir mektup değildir. Benim mektubum bir uyarı mektubudur. Bundan sonra da yazmaya devam edeceğim. Ama açıkçası benim saygılı ve bilgilendirici bir dilim vardır.
Bunları tespit etmiş olan Bakan yerinde oturuyor!
- (Soylu'nun terörist tespitine) Bunları tespit etmiş bakan yerinde oturuyor gevrek gevrek de bunları basının önünde söylüyor o kişiler de İBB 'de görev mi yapıyor şu anda? Valla hemen İçişleri Bakanı görevinden istifa etsin. Görevini yapmayan İçişleri Bakanı, Ya görevini yaptın onları tutuklasın ya da benim 15 gün önce kendisine yazdığım mektuba yanıt versin. 15 gündür bunu bize açıklamayan basın önünde açıklayan bu akıl nedir biliyor musunuz? Aynen şöyle; biz onu hukuken söylemedik siyaseten söyledik diyecek yarın öbür gün. Ayıptır. Derhal tutuklasınlar. İstihbarat ben değilim, otursunlar İçişleri Bakanı Adalet Bakanı gitsinler Sayın Cumhurbaşkanı'na bu konuda hesap versinler hesap verecek ben değilim.
Torun: İstifa etmesi gerek bir İçişleri Bakanlığı ile karşı karşıyayız
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da basın toplantısında "İstifa etmesi gereken bir İçişleri Bakanı ile karşı karşıyayız. Saraya yaranmak için kendini kurtarmak için çeşitli çalışmalar içinde bulunan bir bakan ile karşı karşıyayız" dedi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN SUÇLAMASI NE?
İçişleri Bakanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde terör örgütleri ile bağlantılı çalışanlar olduğunu iddia etti ve şu açıklamayı yaptı:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bağlı kuruluşları ve şirketlerinde işbaşı yaptırılan personelden;
455'inin PKK/KCK,
80'inin DHKP-C,
20'sinin MLKP,
2'sinin MKP, ayrıca bazılarının FETÖ ve diğer terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı olduğu yönünde ihbar, şikayet ve elde edilen tespitler üzerine, konunun tüm yönleriyle soruşturulması için Bakanlığımızca özel teftiş başlatılmıştır. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesine DİAYDER referansıyla, PKK terör örgütü irtibatlı ve iltisaklı kişilerin yerleştirildiğine yönelik İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan tespitler sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamelerdeki iddia ve tespitler bahse konu özel teftişin kapsamındadır."