İstanbul barajlarında alarm! Sular çekilince korkutan görüntü ortaya çıktı
İSTANBUL'un barajları her geçen gün daha çok alarm veriyor. İSKİ verilerine göre en dikkat çeken baraj ise Alibeyköy barajı oldu. Barajdaki su seviyesi yüzde 22,55 gerilerken, baraj havzasında bulunan eski elektrik direkleri su seviyesinin düşmesiyle birlikte ortaya çıktı.
İSKİ verilerine göre bugün barajlardaki doluluk oranı yüzde 30,63'e geriledi. Başka bir anlamda İstanbul barajlarının yüzde 69,37 boş durumda. İstanbul'un önemli barajlarından Alibeyköy barajında da doluluk oranı yüzde 22,55'e gerilerken, baraj havzasında bulunan eski elektrik direkleri suyun çekilmesiyle birlikte ortaya çıktı.
''Son 5 yılın en düşük seviyesi'': Barajlardaki doluluk oranının son 5 yılın en düşük seviyesinde olduğunu söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Barajlara baktığımız zaman son 5 yılın en düşük seviyesinde. 2020 yılına baktığımız zaman Ekim ayı neredeyse bitmek üzere, güneşli bir havadayız ve hala sonbahar yağışlarını almadık. Eylül, Ekim ayı kurak geçti ve barajlardaki su seviyesi hızla düşmeye devam ediyor. İstanbul Eylül ayında yüzde 8, Ekim ayında yüzde 12 oranında yağış alıyordu, bu yağışları almadı. Baraja su yeterince gelmedi. Yağan yağmurların toprak tarafından emilmesi gerekiyordu, bu yağmurlar daha çok toprağın kendi ihtiyacını karşılayacak miktarda yağdı" dedi.
''Maalesef ağaçları yağmur suyundan mahrum bırakıyoruz": Gün geçtikçe barajlardaki su seviyesinin düşmesi nedeniyle yağmur sularının verimli kullanılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Toros, adeta kaldırımlara hapsedilen ağaçların çevrelerinin açılarak yağmur sularını emebilecek hale getirilmesi belirtti. Prof. Dr. Toros, "Özellikle yol kenarlarında ağaçlara bir yağmur yağdığı zaman ağaç yağmur suyundan istifade etmesin diye etrafı kapatılmış şekilde dikiliyor. Bu şekilde olduğu zaman yağan yağmur doğrudan caddeye gidiyor. Eğer bu ağaçların etrafı açık olsa, hatta biraz çukur ve eğimli olsa yağan yağmurlar ağacın dibinde birikecek hem ağaç sulanmış olacak hem yer altı suyu desteklenmiş olacak hem de cadde selleri önlemiş olacak. Bunlara hapsedilen ağaçlar diyebiliriz. Maalesef ağaçları yağmur suyundan, doğal sudan bu şekilde mahrum bırakıyoruz" diye konuştu.
''Şu an İstanbul'da üç kuralık türünü yaşıyoruz'': İstanbul'da meteorolojik, hidrolojik kuraklık ve zirai kuraklık yaşandığının altını çizen Prof. Dr. Toros, "İstanbul'da ekim ayında yüzde 12 oranında yağmur yağması gerekiyordu bu yağışlar olmadı. Bu meteorolojik olarak kurak geçirdiğimizin işareti. Hidrolojik kuraklık ise su kaynaklarını su ihtiyacının karşılanamaması, barajların havzaların yeterince beslenememesi. Şu an İstanbul'da üç kuralık türünü de yaşıyoruz. Buna göre çözümler yapılması gerekiyor. Özellikle yağmur hasadı herkes için ortak çözüm olabilir. Yani yağmur sularının biriktirilmesi gerekiyor. Yağan yağmurun suyunu mümkünse yer altında büyük depolarda biriktirebiliriz. Araziniz varsa bir kısmını kullanmak için ayırabilirsiniz. Apartmanlarda, büyük sitelerde depolar yapıp, park ve bahçelerde su ihtiyacını planlayarak yine depolama yöntemi ile saklayabiliriz" ifadelerini kullandı.