MÜSİAD tarafından gerçekleştirilen İzmir Genel İdare Kuru (GİK) toplantısı ardından hazırlanan sonuç bildirisi yayınlandı
Abone olMÜSİAD tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in katılımıyla gerçekleştirilen İzmir Genel İdare Kuru (GİK) toplantısı ardından hazırlanan sonuç bildirisi yayınlandı. Bildiride, ‘Sosyal Güvenlik Sistemine İlişkin Genel Değerlendirme ve Çözüm Önerileri’ yer aldı.
MÜSTAKİL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (MÜSİAD) Genel İdare Kurulu Toplantısı 18 – 20 Aralık 2008 tarihlerinde Ticaret ve Turizm Merkezi İzmir’de MÜSİAD Genel Başkanı, Şube Başkanları ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in katılımıyla gerçekleşti. Toplantı sonrası yayınlanan İzmir GİK Sonuç Bildirisi’nde iş ve çalışma hayatını yakından etkileyecek önemli konulara değinildi.
Bildiride; Toplumun birçok kesimi ve MÜSİAD üyeleri tarafından takdirle karşılanan ve Türkiye’nin en önemli reformlarından birisi olarak gösterilen Sosyal Güvenlik Kanunu’nun, ‘Sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler’ boyutunun eksik olması eleştirilirken, ‘Sosyal güvenlik sistemi reformu, kamudaki tasarruf düzeyini artıracak ve özel sektörün dış borçlanma ihtiyacını ortadan kaldıracak finansman yapısını sağlamalıdır’ denildi.
Kayıt dışılığın önlenmesi için istihdam üzerindeki vergi ve prim oranlarının düşürülmesine dikkat çekilen bildiride şu ifadeler yer aldı:
Türkiye için çok önemli, bir reform olan Sosyal Güvenlik Kanunu’nda “sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler” boyutunun henüz tamamlanamamış olmasının bir eksiklik olduğunu düşünmekte ve bu konuya dikkatinizi çekmek istemekteyiz.
Sosyal güvenlik sistemi reformu, kamudaki tasarruf düzeyini artıracak ve özel sektörün dış borçlanma ihtiyacını ortadan kaldıracak finansman yapısını sağlamalıdır. Bunun için hep savunduğumuz üzere, kayıt dışı istihdam; prim oranları düşürülerek, mutlaka kayda alınabilecek altyapıya kavuşturulmalı, kaçak sigortalılık (işçilik, esnaflık) önlenmelidir.
Kayıt dışı istihdamı önlemek için, bu vergi ve prim oranlarının söz konusu direnç düzeyinin altına çekilmesi gerekmektedir.
SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
Sosyal güvenlik”, temel insan haklarındandır. Reformun her bireyi ve her günü kapsayan Genel Sağlık Sigortası, aktüeryası yeterince gözetilmeden uygulanırsa, bütçe üzerinde ilave yüklere yol açabilecektir. Yeşil kart kullanımı sadece hakkı ve ihtiyacı olanların yararlanacağı şekilde düzenlenmeli, haksız olarak bu imkandan yararlananlar tamamen tasfiye edilmelidir.
Sosyal Güvenlik Reformu bütün unsurlarıyla “âcil ve âdil” olarak hayata geçirilmelidir. Bütün değişiklikleriyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK), sosyal güvenlikte tutarlı bir devlet politikasına olan ihtiyaç doğrultusunda, adil bir bütünlük içerisinde uygulanmalıdır.
Genel sağlık sigortasında gelir ve çalışma durumuna göre bir ayrım yapılmaksızın, herkese eşit ve kabul edilebilir düzeyde sağlık hizmeti verilebilecek bir sistem getirilmelidir. Toplumun tümünü kapsayacak bir Genel Sağlık Sigortası uygulamasına gidilirken, bu yapılanma içinde etkin bir “aile hekimliği” müessesesinin de hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle “sağlıkta dönüşüm programı” çerçevesinde sürdürülecek sağlık reformuyla genel sağlık sigortasına uyumlu bir yapı kurulmalı; aykırı davranışlar da yüksek ceza ve vergi artışlarıyla önlenmelidir.
İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ
İşsizlik sigortası primi olarak % 2 işveren payının % 1’e indirilmesi de çok yararlı sonuçların doğmasını sağlayacaktır. Bu yeniden yapılanma sürecinde sosyal güvenlik reformu yoluyla devlet katkısının sağlanması çok önemli bir adım olacaktır. Devlet katkısından 10 ve daha fazla işçi çalıştıran işverenlerin daha fazla yararlandırılmaları; devletin prim katkısının müterakki oranlı olması, az işçi çalıştırana az, çok işçi çalıştırana çok katkı yapılmasını içerecek bir düzenleme yapılması gereklidir.
İSTİHDAMDA KAYIT DIŞILIK
Kayıt dışı istihdamın en önemli nedeni, istihdam üzerindeki mali yükün oldukça yüksek olmasıdır. Türk sosyal güvenlik sistemi yüksek oranlı primlerle çalışan bir sisteme sahiptir. Ülkemizde, işçinin eline geçen net ücrete yakın bir tutar, sigorta primi, gelir vergisi ve damga vergisi olarak ilgili kamu kurumlarına ödenmektedir. İstihdam maliyetinin yüksek olmasının en önemli nedeni, prim oranlarının yüksek olması, diğer nedeni ise ücretten kesilen vergi oranının yüksek olmasıdır. Asgari ücret üzerinde çalışan bir sigortalının ücretine, asgari ücret yerine genelde daha yüksek olarak belirlenen SSK alt sınırına zaten yüksek olan prim oranlarının uygulanması nedeniyle, sigorta priminin işverene olan maliyeti iyice artmaktadır. Sonuçta bu durum, kayıt dışı istihdamı meydana getirmekte ve devletin elde edeceği vergi ve parafiskal gelirlerine olumsuz etki yaparak vergi kayıp ve kaçağına neden olmaktadır.
Kayıt dışı istihdamı önlemek için, iş ve sosyal güvenlik denetim mekanizmalarının rasyonel bir etkinliğe kavuşturulması da gerekmektedir. İşte bu nedenle tek çatı uygulamasının, yani SGK örgütlenmesinin tabii bir sonucu olarak, sosyal güvenlik müfettişlerinin de tek çatıda toparlanması ve yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu, İş ve Sosyal Güvenlik Teftiş Kurulu haline getirilerek “SGK Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı”nda görevli müfettişleri de kapsayan bir kurumlaşmaya geçirilmeli; böylece çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında büyük bir denetim örgütü kazanılmalıdır.
İŞ KAZALARI
İş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı sigortalının yaralanması veya ölümü hallerinde, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’nun yaptığı harcamalar hakkında ‘rücu’ hakkı ile sigortalının veya sigortalının ölümü halinde hak sahibi – vârislerin tazminat haklarının işvereni iktisadî faaliyetinde aşırı zorladığı bilindiği halde, sosyal güvenlik sistemi içerisinde halen bir destekleme imkânı bulunmamaktadır. İş kazaları ve meslek hastalıklarından doğan maddi – manevi tazminat yükümlülükleriyle SGK’nın rücû tazminatı talebi gibi hallerde SSGSSK’na ve Borçlar Kanunu Reformuna yapılacak ek düzenlemelerle bu çelişki giderilerek genel sigortacılığa ek maddî destek imkânları oluşturulmalıdır.
İş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgilenecek, Meslek Hastalıkları hastaneleri kurulması yönünde ilgili bakanlıkla birlikte çalışmalar yürütülmelidir.
PRİM TAHSİLÂTI
Sosyal Güvenlik Kurumu, iller düzeyinde örgütlenmiş, fakat ilçelerin tümünde örgütlenememiştir. Sosyal güvenlik primlerinin toplanmasında etkin hale gelebilmesi için, bu anlamda tüm il ve ilçelerde örgütlenmiş olan Maliye Bakanlığı teşkilatının birimlerinden yararlanılması tercih edilebilir ve bu doğrultuda mevzuat eksiklikleri giderilebilir.
KIDEM TAZMİNATI
Birçok Avrupa ve gelişmiş ülke ile karşılaştırıldığında Türkiye’de kıdem tazminatının ülkemizde çok yüksek olduğu görülmektedir. Bu konuda yapılacak çalışmalarla işçi-işveren karşı karşıya getirilmemelidir. Tazminatların yüksek olması kayıt dışı gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Bu sorunun çözümüne katkı yapacak bir öneri olarak; çalışan personelin ihbar ve kıdem tazminatının devlet tarafından karşılanmak suretiyle; Şeffaflık, Devlet gelirlerinin göreceli artışı ve çalışanın moral motivasyonu sağlanacak ve girdi maliyetlerine yansıtılan bu gider kaleminin ortadan kalkması ile genel fiyatlara olumlu yansıması olacaktır.
Hükümetin bir kıdem tazminatı yasa tasarısı hazırlığında olduğu bilinmektedir. Kıdem tazminatı işçilerin bir nebze gelecek güvencesi ve sigortasıdır. Ama günümüzde geçerli olan kanuni şartlarla bu müessese düzgün işlememekte işverenler bu konu ile ilgili hareket sahası bulamamaktadırlar. Kıdem tazminatı konusunda mevcut sistem de yaşanan sıkıntılara son verecek hem işveren hem de işçinin menfaatini gözetecek bir yasa çıkarılmalıdır.
Yasa tasarısı çalışmalarından bilindiği üzere, işsizlik fonu gibi bir kıdem tazminatı fonunun kurulması düşünülmektedir. Bu fon, işçi ve işveren çıkarlarını gözetecek şekilde düzenlenmelidir. Bu şekilde işçilerin zamanla biriken kıdem tazminatları yükü iş verenden alınmalıdır. Getirilen yeni düzenleme de işçilerin de geleceğinin güvencesi olan bu tazminatta bir eksilmeğe geri gitmeğe neden olmamalıdır.
NİTELİKLİ YABANCI ELEMAN İSTİHDAMI
Bazı hassas ve ülkemiz için önem arz eden sektörlerde ihtiyacımız olan nitelikli yabancı istihdamıyla ilgili olarak çalışma izini, oturma izini, yetki belgesi gibi bir takım bürokratik engellerle karşılaşılmaktadır. Bu nedenle ihtiyaç duyulan yabancı istihdamıyla ilgili gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.