Son yıllarda yaşadığımız kapkaçcı olayları giderek yaygınlaşırken şiddet boyutlarını da artırıyor. İşsizliğin artması, kapkaçı tetikleyen en önemli unsur olarak göze çarpıyor
Abone olSon yıllarda yaşadığımız kapkaçcı olayları giderek yaygınlaşırken şiddet boyutlarını da artırıyor. Olaylar, değeri ne kadar olursa olsun 500 milyonu geçmeyecek bir cep telefonu için kendi yaşıtı bir genci öldürmek, ya da ailesine destek olmak için mendil satan çocuğun iki milyonuna yaralayarak el koymak noktasına gelmiştir. Bunlar ülkenin içinde bulunduğu işsizlik ortamında ürkütücü sonuçlara doğru hızla yaygınlaşmaktadır. İşsizlik, 2004 yılının ilk çeyreğinde resmi verilere göre 2003 yılının aynı dönemine göre yüzde 10'dan yüzde 12'ye yükselmiş. Tabi elde edebildiğimiz oranlar ne kadar sağlıklı ise. Yaşananlara bakılırsa oranların yüzdesi daha da fazla gibi görünüyor. İş bulamayanlar, mevsimlik işsizler, işini kaybederek işsiz kalanlar. 2002 yılındaki işgücüne katılma oranı yüzde 50 iken, 2004 yılının ilk çeyreğinde bu oran yüzde 45.9'a inmiş. İşgücüne katılma oranı yüzde 50 olduğu varsayımına göre ise işsiz ve eksik istihdam edilenlerin sayısı yaklaşık 5 milyon kişi, işsizlik oranı da yüzde 20'ye yakın demektir. İşsizlikte kırsal kesimdeki oran yüzde 8.2 olmasına karşın kentsel kesimde bu oran yüzde 15.6'ya eksik istihdamla birlikte yüzde 20.7'ye yükseliyor. Genç nüfusta ise işsizlik oranı yüzde 24.8. Kırsal kesimdeki işsizliğin oranının düşük olması göç ile bağlantılı. Tarımın çökertilmesi, kırsal kesimdeki işsizliğin temel noktasını oluşturuyor. Göç eden aileler kentlerde iş olanaklarına çok güç ulaşabildiklerinden ya da hiç ulaşamadıklarından ailenin gençleri de ekonomik koşular gereği okuma fırsatına bile sahip değiller. Böylece, bir kısmı yaşam için kapkaç gibi haksız yollardan kazanç elde etmeye yönelmektedir. İşin en vahim noktası bu olayların yaralama ya da öldürmeye varmasıdır. Yüksek okul eğitimini tamamlayan genç nüfus ise, edindiği meslek dalında iş bulamadığı için geçici ya da eğitim düzeyinin altında işlere talip olabilmekte bu da onu mutsuzluğa itmektedir. Mutsuz bir insanın işine kendini ne kadar ait hissettiği ve her an kendini kapı önünde bulabileceği ihtimalleri ile yaşamaktadır. Giderek, toplumsal ve ekonomik bir sorun olan işsizliğe çare bulmanın yöntemlerinin ne olduğunu bizim kadar yetkililerde bilmektedir. IMF tarafından sunulan programlar yerine ülke için acil ihtiyaç olan programlar uygulanmalıdır. Bu ülkede yaşayan herkesin yarınından güven duyması ya da sokağa çıktığında evine güven içinde dönmesinin sağlanması devletin asli görevlerindendir. Okul yaşındaki bir çocuğun evine katkı sağlamak için mendil satmasına, gözlerini komşusunun bileziklerine onun canına kıymak pahasına da olsa sahip olmak isteyen gençlerin sorunlarına çözüm bulunmalıdır. Bugün bir telefon ya da bilezik, yarın üç kuruş için bu olayların yaşanmasına engel olmalıyız ve böyle bir ülke yaratmak zorundayız. YAZI:Ayla YILMAZ KAYNAK:BİRGÜN