İsrailli yazarlara göre, Mescid-i Aksa'nın kapılarına konulan dedektörleri kaldırarak geri adım atan Netanyahu, bu karara tepki gösteren ülkedeki aşırı sağcılara "Biz hâlâ güçlüyüz" mesajı vermek için tansiyonu yükseltiyor.
Abone olMescid-i Aksa'nın kapılarına konulan dedektörleri kaldırarak geri adım atan İsrail hükümetinin, bu karara tepki gösteren ülkedeki aşırı sağcılara "Biz hâlâ güçlüyüz" mesajı vermek için tansiyonu yükselttiği belirtiliyor.
İsrailli "Barış Şimdi" Hareketi yöneticilerinden yazar Yariv Oppenheimer, Mescid-i Aka'nın önündeki dedektörlerin ve demir bariyerlerin kaldırılmasına rağmen polisin dün şiddet kullanmasını ve bugün 50 yaş altı erkeklerin Mescid-i Aksa'ya girişini yasaklamasını AA muhabirine değerlendirdi. Oppenheimer, "Netanyahu, kendisinin ve sağcı hükümetinin zayıf olmadığını göstermek için elinden geleni yapıyor. Tabanına çok güçlü bir sağcı hükümet oldukları imajını vermeye çalışıyor." dedi.
İSRAİLLİLERİN ÇOĞU NORMAL BİR HAYAT İSTİYOR
İsrail'in "popüler" değil, "sorumlu ve makul" siyaset izleyen bir lidere ihtiyacı olduğunu ifade eden Oppenheimer, "Umarım Netanyahu bunu anlar. İsraillilerin çoğunluğu tansiyonun yükselmesini değil, normal bir hayat istiyor. Eğer Netanyahu bunu anlamazsa kendisi için de problem olacağını düşünüyorum." diye konuştu.
İsrail'in en büyük haber portallarından, beş dilde yayın yapan "Timesofisrael" sitesi yazarı Raphael Ahren de benzer değerlendirmelerde bulundu. Ahren bugünkü yazısında, Mescid-i Aksa'nın kapılarına konulan engeller konusunda geri adım atan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, aşırı sağcı politikalara yönelerek dikkatleri başka yöne çekmeye çalıştığını söyledi.
İSRAİL AŞIRI SAĞI TATMİN ETME ÇABASINDA
Tatmin Ahren'e göre Netanyahu'nun "terörist" olarak adlandırdığı kişiler için idam cezası getirilmesi gerektiğini açıklaması ve işgal altındaki Batı Şeria'nın bir kısmını İsrail'e ilhak etmek istediği yönünde basına bilgiler sızdırması, "İsrail aşırı sağını tatmin etme çabasından" ibaret.
İsrail basınında dün, Netanyahu'nun idam cezasının getirilmesini desteklediği ve işgal altıdaki Batı Şeria'nın bir kısmını İsrail'e ilhak etme hazırlığında olduğu yönünde haberler çıkmıştı.
SON İKİ HAFTADA NELER YAŞANDI?
İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi öldürmüştü. Olayda yaralanan 2 İsrail polisinin ise kaldırıldıkları hastanede öldüğü açıklanmıştı.
Olayın ardından Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatan İsrail güçleri, Harem-i Şerif'in iki kapısını 16 Temmuz Pazar günü açmış, ancak kapılara elektronik metal arama dedektörleri yerleştirmişti.
İSRAİL POLİSİ MÜSLÜMANLARA SALDIRDI
Filistinliler, dedektörlerin yerleştirildiği günden beri Aksa'nın kapılarında toplanarak namazlarını burada eda ederken, sık sık İsrail polisinin sert müdahalelerine maruz kalıyordu.İsrail Güvenlik Kabinesi'nin aldığı karar üzerine Mescid-i Aksa'nın kapılarındaki dedektörler 25 Temmuz'da kaldırılmıştı.
Müslümanlar, Kudüs alimlerinin çağrısı üzerine dün ikindi namazı için Harem-i Şerif'e geldi. İsrail polisi önce Aksa'nın bazı kapılarını açmadı. Filistinlilerin yoğun tepkisi üzerine Mescid-i Aksa'nın tüm kapıları açıldı ve on binlerce kişi Harem-i Şerif'e girmeye başladı.
SES BOMBALARI VE PLASTİK MERMİ KULLANILDI
İsrail polisi daha sonra Aksa'nın içinde ve dışındaki Filistinlilere ses bombaları ve plastik mermilerle müdahale etmeye başladı ve Aslanlı (Esbat) Kapısı dışındaki tüm kapıları kapattı. Polisin müdahalesinde yüzden fazla Filistinli yaralandı.
MESCİD-İ AKSA'NI KAPISINI KIRMAYA ÇALIŞTILAR
Bu durum Filistinliler ile İsrail polisi arasında Aksa'nın avlusunda ve kapılarında arbedeye yol açtı. Yatsı namazından sonra İsrail polisi, Mescid-i Aksa'ya girerek Kıble Mescidi'ndeki Müslüman cemaati zorla dışarı çıkarmaya çalıştı. Kudüs İslami Vakıflar Medya Koordinatörü Firas ed-Dibs, İsrail güçlerinin, müdahale etmek için Kıble Mescidi'ndeki kapılarından birini kırmaya çalıştığını ifade etti.