BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,74
ALTIN 2.962,77
HABER /  GÜNCEL

İsrail'den Türkiye'ye tarihi destek

Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne üyelik için yaptığı girişime ilk destek İsrail'den geldi. İsrail, Türkiye'ye vereceği desteği resmi yazıyla taahhüt eden ilk ülke oldu.

Abone ol

Türkiye'nin, dünya politikasına yön veren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne üyelik için başlattığı girişime, destek vereceğini resmi yazıyla taahhüt eden ilk ülke İsrail oldu. SEÇİM 2008'DE YAPILACAK İsrail Dışişleri Bakanlığı, üç paragraftan oluşan destek mesajını 7 Mart'ta Büyükelçiliğimiz'e iletti. İlk paragrafta, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne 2009-2010 dönemi için üye olmak istediği hatırlatıldı. İkinci paragrafta, "İsrail, Türkiye'ye destek vereceğini temin eder" denildi. Son paragrafta da, "en üst düzeyde saygılar" sunuldu. ERDOĞAN'IN ELİ GÜÇLENDİ Resmi taahhüt, gittiği her ülkeden bu konuda "şifai" destek alan Başbakan Erdoğan'ın İsrail ziyareti kesinleşmeden önce iletildi. Böylece Erdoğan'ın, destek talebini Kudüs'te bizzat tekrarlamasına gerek kalmadı. İsrail'in bu tavrı, Arap dünyası karşısında Türkiye'nin elini güçlendirmeyi hedefleyen bir siyasi jest olarak yorumlandı. İsrail'den tarihi jest "İsrail Devleti Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin İsrail Büyükelçiliği'ne iyi niyetlerini sunarak; '2008 senesinde New York'ta toplanacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda düzenlenecek olan seçimlerde, Türkiye'nin 2009 - 2010 dönemi için Güvenlik Konseyi üyelik adaylığının desteklenmesi' yönündeki talebinizden bahsetmekten onur duyar. İsrail Devleti Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin İsrail Büyükelçiliği'ni, talep edildiği şekilde; İsrail'in, Türkiye'nin Güvenlik Konseyi üyelik adaylığına destek vereceği hususunda temin eder. Dışişleri Bakanlığı, bu vesileyle Türkiye'nin İsrail Büyükelçiliği'ne, en üst düzeydeki saygılarını tekrar ifade etmek ister." Bu üç paragraflık mektup, Türkiye'nin bütün dünyada aramakta olduğu desteğe verilen ilk "resmi" olumlu yanıt. "Tarihi destek mesajı", Kudüs'teki Dışişleri Bakanlığı tarafından, Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği eliyle Ankara'ya iletildi. İsrail Devleti'nin "resmi taahhüdü"nü içeren bu yazı, 7 Mart 2005 tarihini taşıyor. Tarih şu açıdan önemli: İsrail, Türkiye'ye siyasi destek sözünü, henüz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülkeyi ziyaret edeceği kesinleşmemişken resmen açıkladı. Yani atılan adım, Türk Başbakanı'nın İsrail gezisi öncesi yapılan bir "jest" olmaktan çok daha ciddi ve manalı. Hele bir de, iki ülke ilişkilerinin içinden geçmekte olduğu süreç düşünüldüğünde, İsrail'den Türkiye'ye verilen bu desteğin anlam ve öneminin iyice arttığı yorumunu yapmak yanlış olmasa gerek. Destek mesajının içindeki mesajlar Türkiye'nin 2009 - 2010 yıllarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Üyesi olma isteğinin ne derece önemli ve ciddi bir proje olduğundan bahsetmek herhalde abesle iştigal olur. Ankara, bu konuda bütün dünya başkentlerine gönderdiği ortak mesaj ile bir süredir destek arayışında. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da (son dönemdeki Etiyopya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Tunus ve Fas örneklerinde olduğu gibi) her gittiği ülkede muhataplarından adaylık için destek istemeye devam ediyor. Erdoğan'ın ziyaret ettiği ülkelerden aldığı destek henüz "şifahi" boyutta. Yani sözlü olarak bir niyet beyanı seviyesinde. Oysa İsrail'den gelen mesaj, yazılı ve resmi. Bu anlamda, gerçek destek olarak "ilk". Söz konusu olan bir "siyasi jest" ama bu desteğin iki ülke ilişkilerinin her boyutuna yansıyacağı da aşikar. Tabii en başta da, Türkiye ile İsrail arasındaki ekonomi gündemine... Mesajın içerdiği mesajlara devam edelim... İsrail'in desteğini açıklamasıyla birlikte, Başbakan Erdoğan'ın diğer dış gezilerinde yaptığı gibi, daha önce tüm dünyaya iletilen yazılı / standart destek talebini, Kudüs ziyaretinde bizzat tekrar etmesine gerek kalmamış oldu. Bu noktada doğrusu aklımıza şu ihtimal de gelmiyor değil: İsrail, Türk Başbakanı'nın destek talebini bir kez de sözlü olarak iletmesini beklemeden bu adımı atarak, jest içinde jest yapmayı amaçlıyor belki de. Yani İsrail erken davranarak, Erdoğan'ı Arap dünyası ile ilişkilerde sıkıntıya düşürebileceği ihtimalini gördüğü bu konuda, Türkiye'nin elini rahatlatmayı hedefliyor olabilir.