Yaşam şartlarının zorluğunu protesto eden İsraillilerin Arap Baharı'ndan etkilendikleri söyleniyor. BBC muhabiri Kevin Connolly'nin izlenimleri.
Abone olTel Aviv'de yazlar, lüks Rothschild Bulvarı'nı süsleyen ağaç gölgelerinde bile oldukça sıcak geçiyor. Üstelik bu yaz, İsrail'de sıcağı daha da artıran bir siyasi atmosfer var.
Çadır köyü halini almış bir protesto kampı, kent merkezindeki yoğun caddenin ortasındaki dar şerit boyunca uzanıyor.
Çadırlar arasına barınma fiyatının yüksekliği, öğrenci olarak yaşamanın zorlukları ve temel gıda maddelerindeki pahalılıkla ilgili öfkeli pankartlar asılmış.
Protesto çadırları alanına Tahrir Meydanı protestolarıyla biraz Woodstock festivali biraz da Güney Fransa'daki yaz kampları karışımı bir hava hâkim.
Üstü açık bir protestocunun söylediği balalaykaya eşlik eden gruptan genç bir adam, "Devrime hoş geldiniz" diye bağırıyor.
Yaşam şartları
Kentte yan yana dizilmiş alçak kahve masaları, koltuklar ve çadırlar arasında zamanlarını sokaklarda geçiren eğitimli sınıflar sohbet ediyor.
Göstericilerle konuşurken, genç bir kadın bana uluslararası bir gıda şirketinin dağıttığı dondurmalardan ikram ediyor. Öyle görünüyor ki bu, sponsorları da olan bir devrim.
Fakat göstericilerdeki öfkenin derinliğini hafife alan yanlış sonuçlara varmamak gerek. Hükümet de protestolara oldukça tepkili.
Bunlar kendiliğinden gelişen türden gösteriler. Arkada sendikalar ya da muhalif siyasetçiler yok. Öne sürülen somut talepler de söz konusu değil. Ortada daha genel bir memnuniyetsizlik ve muhalefet var.
Protestoların nedeni ülke ekonomisinde özel olarak bir kötüye gidiş de değil. İsrail ekonomisinin büyüme rakamları ve işsizlik oranları iyi durumda.
Gösterilerin ve memnuniyetsizliğin nedeni, yaşam şartlarının sıradan İsrailliler için oldukça zor hale gelmesi.
İsrail toplumunun belkemiği olarak görülen, çalışan, vergilerini ödeyen ve askere giden orta sınıflar hoşnutsuz.
Ürünlerin İsviçre fiyatlarına göre satıldığı, maaşların ise Yunanistan düzeyinde olduğu bu duruma nasıl geldik diye soruyorlar.
Peynir krizi
İsrail'in bu sıcak yazının başladığını işaret eden olaylardan biri, kurulan bir Facebook grubunun süzme peynirin fiyatını düşürme kampanyasının sonuç vermesi oldu.
Süzme peynir deyip geçmeyin.
İsrailliler için sıradan bir şey değil bu. Kahvaltının ana maddelerinden biri. Yurt dışında seyahat ederken en çok hasretini çektikleri şeylerin başında geliyor.
Oldukça öfkeli bir ton sergileyen fakat internetle sınırlı kalan protestolar, İsrailliler kendi peynirlerinin, Amerika'daki, İngiltere'deki ya da Fransa'daki muadillerine oranla ne kadar pahalı olduğunu gördüklerinde başladı.
Peynir krizinin kıvılcımı İsraillilerde, derinlerde yatan öfkeyi ortaya çıkardıkça, protestolar da sokağa taşıp çadır kampları halini almaya başladı.
Barınma sorunu
Protestolar internetten sokağa kaydıkça, öfkenin odağı da yüksek peynir fiyatından, barınma sorununa kaymaya başladı.
Bu tür bir konut sorununda İsrail'e özgü pek çok yön var.
1948 yılında stratejik amaçlarla, ülke topraklarının büyük bölümü kamulaştırıldı ve bürokratik devlet kurumlarının kontrolüne verildi.
İsrail'in kurucularının kolektivist yönlerini ortaya koyan bu adım, o günler için işlevli olsa da bugünün uygun ev bulmakta zorlanan İsraillilerine pek hitap etmiyor.
Yeni ev inşa etmek isteyenlerin aşmaları gereken başvuru süreci, bürokratik bir felaketten geçmek anlamına geliyor.
Haaretz gazetesi yazarı Gideon Levy, İsrail'deki protestonun arkasında Arap Baharı'nın etkisinin de olduğunu söylüyor.
Levy'e göre Tunus'ta başlayan protestoların, İsrail'de aldığı şekil ve ortaya koyulan amaçlardaki farklılık, bu ülkeler arasındaki sistemlerin farklılıklarının bir yansıması.