İsrail'in Arap komşularıyla barış ve birlik içinde yaşamak istediğini, Filistinliler ile aralarındaki kavganın bitmesi için de ellerinden gelen çabayı göstereceklerini söyledi.
Abone olİsrail'in yeni başbakanı, Likud lideri Binyamin Netanyahu, İsrail'in Arap komşularıyla barış ve birlik içinde yaşamak istediğini, Filistinliler ile aralarındaki kavganın bitmesi için de ellerinden gelen çabayı göstereceklerini söyledi.
Binyamin Netanyahu, son ana dek üzerinde çalıştığı yeni hükümetini ve hükümet programının ana başlıklarını İsrail Meclisi'ne sundu. Netanyahu'nun konuşması, muhalefet milletvekillerinin sözleriyle sık sık kesilirken, konuşması sırasında hemen her cümlesinden sonra tartışmalar yaşandı.
Mecliste başbakan olarak ilk konuşmasında çok genel başlıklar halinde bir konuşma yapan Netanyahu, bir bölümünde radikal İslam ve İran tehdidi üzerinde durdu ve İsrail'in bugün içinde bulunduğu askeri durumun, büyük ölçüde radikal İslam'ın yükselişiyle bağlantılı olduğunu bildirdi. Radikal İslam'ın ülke çevresinde genişlemeye çalıştığını belirten Netanyahu, ''Oysa biz, Arap komşularımızla barış ve birlik içinde yaşamak istiyoruz. Aşırı İslam, yalnızca bizi değil, tüm dünyayı tehdit ediyor. Arap ülkelerini eline geçirmeye çalışıyor; Ortadoğu'yu, Asya'yı, Avrupa'yı, Amerika'yı tehdit ediyor'' dedi.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ''İsrail'i haritadan silmek'' istediği yolundaki sözlerine atıfta bulunan Netanyahu, ''Kendisini birşey sanan megalomanlar ayakta durduğu sürece, biz de daha fazla güçle ayakta durmak zorundayız'' diye konuştu.
Netanyahu, İslam'ın zengin içerikli bir din olduğunu vurgulamasına karşın, radikal İslam'ın ülkeyi güney ve kuzeyinden kuşatmak istediğini savundu.
FİLİSTİNLİLER İLE BARIŞ
''Filistinler ile aramızdaki kavganın bitmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız'' diye konuşan Netanyahu, iki devletli çözümden hiç sözetmedi. Filistinliler'e ''Barış istiyorsanız, barışı elde etmek çok kolaydır'' diye seslenen Netanyahu, bugüne dek 6 hükümetin barış yapmak için uğraştığını ama sonuç alamadıklarını hatırlatıp, ''Karşımızda hiçbir zaman barış için bir taraf bulamadık'' görüşünü öne sürdü.
Tüm girişimlerin ters teptiğini ileri süren Netanyahu, Filistin lideri Mahmud Abbas ile ilişkilerini sürdüreceklerini ve Abbas'ı güçlendireceklerini vurguladı.
Netanyahu, Gazze sınırında kaçırıldıktan sonra, yaklaşık 3 yıldır tutulan İsrailli asker Gilad Şalit'in geri getirilmesi için elinden geleni yapacağını da anlattı.
İsrail'in yeni başbakanı, güvenoylaması öncesi, hükümetin programından kısa başlıklar halinde sözetti ve ilk sırada ülke güvenliğini sayıp, ''ülke güvenliğini herşeyin önünde tutacaklarını'' dile getirdi. Netanyahu, ikinci sırada ekonomik krize yer verip, bunun için elbirliğiyle çalışılması gerektiğini vurgulayıp, yoksullukla mücadele edeceklerini kaydetti.
Dünyanın her tarafındaki Yahudiler'i İsrail'e çekmek, eğitimde reform, ülke vatandaşlarının din özgürlüğüne saygı, çevresel sorunlar da ana başlıklar halinde Netanyahu'nun konuşmasında sıralandı.
Netanyahu daha sonra, yeni hükümet listesini parlamentoda okudu. Yeni kabine üyeleri okunurken de muhalefet sıralarından sözlü sataşmalar üzerine Netanyahu, ''Ben de muhalefet sıralarında oturdum ama buranın sirk durumuna getirilmesine asla izin vermedim'' dedi.
Kendisini başbakan ve sağlık bakanı olarak sunan Netanyahu, daha sonra diğer 29 yeni bakanın isimlerini sıraladı.
KNESSET TOPLANTISI ÖNCESİ, SON DAKİKA ATAMALAR
Öte yandan mecliste milletvekillerinin toplandığı saatlerde Netanyanu, kendi partisi içindeki çalkantılara son vermek amacıyla, eski dışişleri bakanlarından Silvan Şalom ile son dakika görüşmesi yapıp, Şalom'u bölgesel kalkınmadan sorumlu bakanlığa getirdi.
Dışişleri bakanlığında veya başbakan vekilliğinde ısrarlı olan Şalom'a ayrıca başbakan yardımcılığı ve ulusal güvenlik kabinesi üyeliği de verildi.
Mecliste hemen toplantı öncesi yapılan yarım saatlik görüşmede, Şalom'un da bu atamaya ''evet'' dediği belirtilirken, yeni kabinenin meclisteki güvenoylaması öncesi Netanyahu'nun, Şalom'a dışişlerini önerebilmek için, İsrail Evimiz (Yisrael Beiteniu) lideri Avigdor lieberman'a koalisyon protokolüyle verdiği bu pozisyonu geri almak istediği söylentileri dolaştı. Lieberman'ın yardımcıları ise böyle bir durumun mümkün olmayacağını ve dışişlerinden vazgeçmeyeceklerini belirtip, bu tür söylentilerin, kurulmadan önce Netanyahu hükümetine büyük zarar vereceğini dile getirdiler.
OLMERT
Netanyahu'nun kürsüye gelmesinden önce başbakan olarak son konuşmasını yapan Ehud Olmert, yeni koalisyondan, kendi hükümetinin izlediği rotadan ayrılmamasını ve barış sürecini yeni dönemin başlıca odak noktalarından biri yapmasını istedi.
''Yoğun barış çabalarımız uluslararası toplumun da takdirini kazanmış bulunuyor'' diyen Olmert, Netanyahu'dan, özellikle kendisinin başlatmış olduğu Suriye ile görüşmeler sürecini sürdürmesini istedi.
''Başbakanlık görevini devrederken arkamda pişmanlık duyacağım hiçbir şey bırakmıyorum'' diyen Olmert, hükümetinin başarılarından gurur duyduğunu da kaydetti.
Olmert, konuşmasında, hükümetinin 2006 yılında Lübnan'daki savaş ve Gazze Şeridi'ndeki son operasyonla ilgili kararlarını da savundu. İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin dünyanın moral değerlere en bağlı ordu olduğunu savunan Olmert, bunun İsrail'in son Gazze saldırısındaki tutumuyla da kanıtlandığını ileri sürdü.
Olmert, son Gazze operasyonuna değinirken, Türkiye'den de sözetti ve bir kez daha, Ankara'ya son ziyareti sırasında operasyondan haberdar olmadığını vurguladı. Olmert, ''Ankara'da yanlış birşey söylemedim. Buraya (İsrail'e) geldikten 2 gün sonra operasyon için karar verildi'' dedi.
Yönetilme biçiminin büyük eleştirilere hedef olmasına karşın 2006 yılında Hizbullah militanlarına karşı İkinci Lübnan Savaşı'nı başlatma kararını da ileri süren Olmert, uzun dönem için değerlendirildiğinde bu savaşın sonuçlarının olumlu olduğunu ve sınır boyundaki stratejik dengeyi İsrail lehine değiştirdiğini kaydetti.