İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanlığı Genel Direktörü Shaul Meridor "Türkiye'ye boru hattı İsrail için uygun bir ihracat alanı. 2 veya 3 senede İsrail gazı Türkiye'de olabilir" dedi.
Abone olMeridor, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi 2017'nin "Doğu Akdeniz'de Enerji İşbirliğini ve Ticaretini Güçlendirmek" oturumunda yaptığı konuşmada, geçmiş yıllarda İsrail’in büyük miktarlarda doğalgaz keşfettiğini ve bugün buna uygun olarak oluşturdukları bir ihracat politikaları bulunduğunu anlattı.
Türkiye rotası, doğu rotası ve Mısır’daki LNG terminallerinin İsrail’in değerlendirdiği üç seçenek arasında yer aldığını vurgulayan Meridor, “İsrail bugün 3 seçenekten ikisine doğalgaz verebilecek imkanda ve daha da keşfedilmemiş gazımız var” ifadesini kullandı.
İSRAİL İÇİN UYGUN BİR İHRACAT ALANI
Meridor, bu üç seçeneğin kıyaslayıcı değil, tamamlayıcı olduğunu ifade ederek, “Türkiye'ye boru hattı İsrail için uygun bir ihracat alanı. İki veya üç senede İsrail gazı Türkiye'de olabilir. Bu Türkiye’nin iç piyasası için ama aynı zamanda Türkiye’ye olduğu gibi yakın ülkelere de yardımcı olabilir” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nin (AB) de projeyle ilgilendiğini ve doğalgaz çeşitlendirmesine ihtiyaç duyduğunu belirten Meridor, “Ay başında İtalya, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve AB’den yetkililer İsrail’e ziyarette bulundu. Burada hemen yarın için olmasa da 8 sene sonrası için büyük bir potansiyel var. Bu fırsatları karşılıklı incelemek gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
AMAÇ BÜYÜYEN TALEBİ KARŞILAMAK
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alparslan Bayraktar da Bakan Berat Albayrak'ın Türkiye'nin enerji politikasını açıkladığını ve bu politikanın üç önemli ayağının tedarik güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasa olduğunu anımsattı.
Bayraktar, bu enerji politikasının amacının Türkiye açısından büyüyen talebi karşılayabilmek ve ithalat bağımlığını azaltmak olduğuna işaret ederek, LNG, yüzer LNG santrali ve yer altı depolama tesisleri olmak üzere gaz altyapısına yoğun bir şekilde yatırım istediklerini aktardı.
Aynı şekilde nükleer enerjinin de Türkiye için çok önemli olduğunu dile getiren Bayraktar, hem kaynakların hem de ülkelerin çeşitlendirilmesi gerektiğini, bu kapsamda da Doğu Akdeniz gazının çok güzel bir opsiyon olabileceğini söyledi.
Bayraktar, tedarik ülkelerini çeşitlendirerek rekabetçi bir piyasanın oluşturulabileceğini ve Türkiye'nin bir projeye destek olabilmesi için söz konusu projenin kazan-kazan esasına dayanması, tedarik güvenliğini sağlaması ve bölgesel huzura katkıda bulunması gerektiğini söyledi.
Bu kapsamda, uzun dönemli enerji iş birliği istediklerini ve bunun için de bir denge tutturulması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, "Bunun için son birkaç aydır İsrail'den potansiyel ithalatı düşünüyoruz." ifadesini kullandı.
'İŞİN TİCARİ TARAFI EN ÖNEMLİSİ'
Bayraktar, Türkiye'de gaz talebinin büyümesinin fiyatlara ve rekabetçiliğe bağlı olduğunu ama Türkiye'nin çeşitli önlemlerle doğalgaz talebini düşürmeye çalıştığını da aktardı. Türkiye'nin elektrikte son 10 yılda yaşadığı dönüşümü bir şekilde gaz piyasasında da yaşayacağını belirten Bayraktar, "Türkiye'nin gaz kontratlarına bakıldığında yeniden bir müzakere noktasındayız. Bu konuda Türkiye'yi de bir aşamaya getirme konumundayız. Yeni gaz kaynakları için yer var ama bu sadece talebin artışıyla ilgili bir durum değil. Talep çok hızlı artmasa bile, kontrat yapılarına bakıldığında Doğu Akdeniz ve Irak gazının Türkiye için bir seçenek olma imkanı var ama bu durumlar talepten daha çok rekabetçiliğe bağlı. Burada işin ticari tarafı ve ihtiyaç en önemlisi" diye konuştu.
Bayraktar, ayrıca küresel gaz piyasasının da değiştiğine, daha kısa vadeli veya alternatif şekillerde kontrat şekillerinin ortaya çıktığına dikkati çekti. Tüm bu gelişmeleri anlayarak ortak bir nokta bulunabileceğini ve piyasanın ihtiyaçlarına cevap verilebileceğini belirten Bayraktar, oyunun sürekli değiştiğini ve yeni gelişmelerin de gelecekteki tabloyu kesinlikle etkileyeceğini sözlerine ekledi.