İsrail Maslahatgüzarı duyurdu: Türk büyükelçi güven mektubunu Kudüs'te sunacak
İsrail'in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Irit Lillian, “Türk büyükelçisi de diğer tüm ülkelerin büyükelçileri gibi güven mektubunu Kudüs’te sunacaktır. Umuyorum ki Türkiye, Büyükelçiliğini ilerleyen dönemde Kudüs’e taşır” dedi.
Abone olİsrail Maslahatgüzarı Irit Lillian, basın mensuplarına Türkiye - İsrail ilişkilerini değerlendirdi. Lillian'ın açıklamalarındaki Kudüs detayı çok konuluşacak türden.
Türk büyükelçi güven mektubunu Kudüs'te sunacak
“Türk büyükelçisi de diğer tüm ülkelerin büyükelçileri gibi güven mektubunu Kudüs’te sunacaktır.” diyen Lillian, “Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı alan her ülke adına elbette çok mutluyuz. Şu an için bunu yapmaya karar veren çok sayıda ülke yok. Neyse ki, ABD büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıdı. Ama gerçekçi olmak gerekirse, Türkiye'yi bunu yapan ilk ülkelerden biri olarak görmek gerçekçi olmaz. Umuyorum ki Türkiye, Büyükelçiliğini ilerleyen dönemde Kudüs’e taşır” ifadelerini kullandı.
Lillian, Türkiye ile karşılıklı büyükelçi atanmasında İsrail’de sürecin çok farklı işlediğini belirterek, her iki tarafın da büyükelçinin kim olacağının duyurulması arasında zaman farkı olabileceğini, İsrail’in atanacak büyükelçinin siyasi biri mi yoksa bir diplomat mı olacağına karar vereceğini söyledi ve “Seçimden önce de olabilir, seçimden sonra da olabilir” dedi.
Sadece seçimler yüzünden İsrail tarafında işlerin ertelenebileceğini söyleyen Lillian, “Ama umarım olmaz. Umarım zamanında olur ve sadece birkaç hafta daha sürer ve süreç sona erer” dedi.
Son bir yıldır Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkinin çok yoğun olduğunu ve iyi yönde ilerlediğinin altını çizen Lillian, “Başka bir kanalımız daha oldu. Bu, ilişkilerimize çok somut, sağlam bir temel oluşturmaya çalışmak ve temel kararımızı vermek olan diplomatik kanaldır. Neredeyse 75 yıldır devam eden ilişkilerimiz var. Bu yüzden, bu sefer gerçekten yapmaya çalıştığımız iyi sağlam temeller ve yeterince esnek olacak temeller oluşturmaya çalışmak olduğunu söyleyebilirim. Bölgemizde yaşanan krizi çok iyi biliyoruz” diye konuştu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile sürekli diyalog halinde olduklarının altını çizen Lillian, krizler olduğu takdirde bu kişiler ile muhataplarının arayıp konuşabileceğini kaydetti.
“Bölgede barış, güvenlik ve istikrarı artırmak için ortak bir görevi ve ortak bir dileği paylaştığımıza inanıyorum” diyen Lillian, “Bunu yapabilmek için, bu açık diyalog kanalı çok önemlidir. Baştan beri anlaşamadığımız pek çok konu olduğunu söyledik. Türkiye ve İsrail'in aynı fikirde olmadığı pek çok konu olduğunu çok iyi biliyoruz, ancak asıl görevin ve asıl amacın iki tarafın paylaştığı ortak bir şey olduğunu düşünüyoruz. Bu da bölgemizin daha güvenli, daha huzurlu olmasını sağlamak” diye konuştu.
"Rakamlarla İsrailli turistlerin Türkiye'ye geri dönmeyi gerçekten özlediğini söyleyebilirim"
Rakamlardan yola çıkıldığında bu yılın çok başarılı olacağına dikkati çeken Maslahatgüzar Lillian, şöyle devam etti:
“İnsanların 10 yıldır söylediklerinden anlıyorum ki İsrailliler Türkiye'ye turist olarak zar zor geldi. Güvenilir olmamasından korktular. Bu çok üzücüydü, çünkü iki ülke arasındaki siyasi ilişkiler ne olursa olsun, yıllar boyunca halklar arası ilişkiler her zaman çok sıcaktı. Yine, çoğunlukla İsrail için konuşabilirim. Rakamlarla İsrailli turistlerin Türkiye'ye geri dönmeyi gerçekten özlediğini söyleyebilirim. Yüzde 300'lük bir artış gördük. Korona virüs pandemisi olduğu için bu kadar artış olduğunu söyleyebilirsiniz fakat önceki yılların rakamlarına bakarsanız geçen yıla göre daha da düşük olduğunu görürsünüz. Bu yıl, gerçekten çok sayıda İsraillinin yaz tatili için geldiğini görüyoruz. Ben de daha çok Turizm Bakanlığı'nın yayınladığı rakamlara baktığımda yaklaşık 400 bin olduğunu söyleyebiliriz. Bu çok büyük bir sayı.”
İki ülkenin turizmde büyük bir potansiyeli olduğunu düşündüğünü söyleyen Lillian, “İsrail havayollarının buraya geri dönecek olması elbette hem turizm hem de karşılıklı ekonomik bağlar ve ticaret için çok çok iyi bir haber. İlişkilerin onarımı daha geniş bağlamda da görülebilir. Bu, İsrail'in Müslüman dünya ile olan ilişkilerinin büyüyen doğasıdır” açıklamasında bulundu.
"İsrail'in Türkiye'nin İstanbul'daki Hamas ofisini kapatmasını beklediği de bir sır değil"
Lillian, İsrail ile temas halinde olan Müslüman ülkelerin çemberinin 5-6 yıl öncesine göre çok farklı olduğunu vurgulayarak, “Ben bu ilişkilere inanıyorum. Ben bu ilişkilere çok inanıyorum. Ama çok iyi biliyoruz ki, hala orada olan engellerden başımızı çevirmemeliyiz. Bunlardan bol miktarda vardır. Ama bizim açımızdan, bence temel engellerden biri de Hamas'ın doğudaki ofisinin uluslararası toplum tarafından terör örgütü olarak tanınan bir terör örgütü olması tabii ki. İsrail'in Türkiye'nin bu ofisi kapatmasını beklediği de bir sır değil. Bunu ilişkilerde bir engel olarak görüyoruz. Ama daha önce de söylediğim gibi, anlaşamadığımız konular var. Bizim tarafımız taleplerini karşı tarafa sunacak. Zaman, bu engellerin tamamen önümüzden çekilip çekilmediğini gösterecek” ifadelerini kullandı.
Ticarette de iki ülkenin büyük bir potansiyelinin olduğunu düşündüğünü ifade eden Lillian, her iki ülkenin de en çok ithalat yapılan ülkeler sıralamasında birbirlerini ilk 10’a koyduklarını bildirdi.
İran ile ilişkilerini de değinen Lillian, “Türkiye, İran'la çok uzun bir sınırı paylaşıyor ve İran'a karşı hassasiyetleri var. İsrail ve Türkiye'nin İran'ın bölgesel güvenliğe yönelik tehdidi konusunda pek çok açıdan aynı fikirde olduğunu düşünüyorum. Bence hiçbir ülke üçüncü bir ülkenin kendi topraklarından turistlere karşı terörist hücreler işletmesine izin vermezdi. Türk makamlarının bu tehditlere karşı koyma kararlılığı çok etkileyiciydi bunun için çok müteşekkiriz” açıklamasında bulundu.
İran’ın nükleer tehdit olduğunu ve sadece İsrail için değil, büyük bir tehdit olduğunu dile getiren Lillian, “Bizim için çok somut. İsrail Devleti'nin yıkılması için çağrıda bulunuyorlar, ancak bu bölgedeki barış ve istikrar için büyük bir tehdit” dedi.
Türkiye'de farklı hükümetlerle iyi ilişkiler görüldüğünü ve yıllar boyunca farklı hükümetlerle iyi ilişkilerin olduğunu hatırlatan Lillian, “İsrail'deki seçimlerin sonuçlarının ne olacağını söyleyemem. Türkiye'de bu yıl yapılacak seçimlerin sonuçlarına neyin öncülük edeceğini söyleyemem. Ama umarım şu anda inşa ettiğimiz şey, sağlam bir ilişki temeli dediğim şeydir. İlişkilerin temellerine yapılan bu yatırım, her iki tarafta da seçim sonuçlarıyla herhangi bir bağlantı olmaksızın ilişkileri sürdürmemizi ve geliştirmemizi sağlayacaktır” diye konuştu.
"İsrail yıllardır Filistin sorununun tek çözümünün iki taraf arasında doğrudan müzakereler olduğunu düşünüyor"
İsrail ile Filistin arasındaki ilişkilere de değinen Lillian, “Tek temennim Filistin meselesinin çözümünün bulunmasıdır. Ama sizi temin ederim ki İsrail'in bu konudaki tutumu değişmedi. İsrail yıllardır Filistin sorununun tek çözümünün iki taraf arasında doğrudan müzakereler olduğunu düşünüyor. Genel olarak, her iki tarafın da çözümü bulabileceğine inanıyoruz. Bu sadece her iki taraftaki liderlerin birlikte oturup birbirleriyle konuşmaya istekli olmaları meselesidir. Maalesef son birkaç yıldır Filistin tarafında böyle bir irade görmedik. Dahası, Filistin toplumu içinde radikal güçlerin yükselişini gördük. Dediğim gibi, burada Hamas ofisinin kapatılmasının katkıda bulunabileceğine inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.