BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  MEDYA

İsrail Kürt devletini neden istiyor?

İsrail Başbakanı Netenyahu'nun Kürdistan'ın bağımsızlığını destekleyen açıklaması ne anlama geliyor? Fehim Taştekin yazdı.

Abone ol

İsrail'in Kuzey Irak Kürtleriyle olan sıcak ilişkisinin ayrıntılı geçmişini yazan Fehim Taştekin'e göre, İsrail için Irak Kürdistanı artık Irak, İran ve Suriye üzerinde bir göz.

İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu'nun Kuzey Irak'ta bağımsız Kürdistan devletine selam vermesi konuşuluyor. Netenyahu'nun "Bağımsızlığı hakediyorlar" çıkışı aslında yeni değil.

İsrail'in Kuzey Irak'a olan ilgisinin detaylı bir şekilde anlatan Radikal si dış politika yazarı Fehim Taştekin, köşesinde İsrail'in çıkışını ve bölgede gelinen son durumu yazdı. İşte yazarın "Kürt devletine İsrail selamı" başlıklı yazısından bir bölüm:

SESSİZLİĞİ BOZAN GİZLİ İTTİFAK

"İsrail’e gelince; Kürtlerin uzun soluklu ve son derece haklı mücadeleleriyle ilgili ne düşündükleri sır değil. Yahudi devletini tanıyan Mısır ve Ürdün bir yana Arap kuşatmasına karşı İsrail, her zaman İslam dünyasında meşruiyetini güçlendirecek müttefikler aradı. Mesela Türkiye’den sonra Azerbaycan bu boşluğu dolduran ülkeydi. Bu bağlamda Kürtleri de önemsiyor. Bunun ötesinde İsrail, Irak’taki Kürtlerle derin bir geçmişe sahip. Barzan ve Akre’deki ‘Yahudi Kürtler’le Barzani ailesinin ilişkileri hep iyiydi. Araştırmacı Selin Bölme’nin 2008’de SETA’ya yaptığı derlemeye göre İsrail’in kuruluşu ve 1967 savaşı sonrası Yahudilerin İsrail’e göçünde Kürtlerin yardımları oldu. Geçmişe dayalı iyi ilişkiler, bugün 150 bin kadar Yahudi Kürt’ü barındırdığı belirtilen İsrail ile temaslara da olumlu yansıyor. Baas’ın Araplaştırma politikasına Kürtler isyan ettiğinde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi lideri Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani, İsrail’le ilk görüşmeyi 1963’te yapmıştı. İran istihbaratı SAVAK’ın ayarladığı görüşme sonrası Mossad, Kürtlere silah, para ve istihbarat desteği sundu. 1964’te dönemin İsrail Savunma Bakan Yardımcısı Şimon Peres ile görüşen Kürtlerin Avrupa temsilcisi Kamuran Ali Bedirhan temaslarda kilit isimdi. Yine İsrail medyasının sırası geldiğinde yayımladığı Molla Barzani’nin 1967’de dönemin İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan’la çekilmiş fotoğrafları da bu özel ilişkinin tarihine ışık tutuyor. Molla Mustafa Barzani, İsrail’e ikinci ziyareti 1973’te yaptı.

IRAK, İRAN VE SURİYE ÜZERİNDE GÖZ

Kürtleri koruma adına gizli tutulan ilişkileri 1980’de eski Başbakan Menahem Begin ifşa etti. İsrail medyası 2004’te Mesud Barzani ve Celal Talabani’nin eski Başbakan Ariel Şaron’la bir araya geldiğini yazmıştı. Kürtlerle Bağdat arasında 1970’te yapılan özerklik anlaşması Kerkük’ün paylaşımı krizine düğümlenip hayata geçirilemezken İsrail, Kürdistan bölgesinde özerk unsurların oluşmasında hatırı sayılır katkılar sunuyordu.

Kürt bölgesindeki Mossad’ın eski istasyon şefi Eliezer Tsafrir’e göre İsrailli danışmanlar 1963-1975 arasında Kürt birliklerini eğitti. Gelişen askeri işbirliği nedeniyle Kerkük rafinerisindeki sabotajda da Mossad parmağı arandı. İsrail, 1991’de Çöl Fırtınası Harekatı sırasında Türkiye üzerinden Kürtlere yardım göndermiş, dönemin Başbakanı İzak Şamir de ABD’den Kürtlere koruma istemişti. Amerikalı gazeteci Seymour Hersh’e göre 2003’deki işgalin ardından yüzlerce İsrailli ajan Peşmergeye eğitim verdi. Hersh’e konuşan İsrailli bir yetkiliye göre İsrail için Irak Kürdistanı artık Irak, İran ve Suriye üzerinde bir gözdü. 2006’de BBC, İsrailli ajanların verdiği atış taliminin görüntülerini ekrana taşımıştı. Mesut Barzani de 2006’ta Kuveyt’e ziyareti sırasında “İsrail’le ilişki kurmak suç değil. Bağdat İsrail’le diplomatik ilişki kurarsa biz de Erbil’de konsolosluk açabiliriz” demişti.

Kürtlerin sessiz kaldığı geçmişteki ilişkiler konusunda İsrail inkârcı bir politika izledi. Bunun nedeni Türkiye ile ilişkileri bozma riski taşımasıydı. Türkiye-İsrail ilişkileri limonileşince, dahası Türkiye’nin Kürtlerle geliştirdiği ilişkiler tahayyülün ötesine geçince İsrail’in susma gerekçesi değişti. İsrail Savunma Bakanlığı yetkilisi Amos Gilad geçen hafta bu sessizliğe “Suskunluğumuz en iyisi. Gereksiz bir ifade sadece Kürtlere zarar verir” diye açıklık getirdi. Tsafrir de Reuters’a demecinde ilişkilerin gizli kalmasını Kürt tarafının istediğini vurguladı.

İSRAİL HAZIR, ABD ERTELEMEKTEN YANA

Şimdi böylesi özel bir geçmiş nedeniyle Türkiye’nin Erbil’le imzaladığı 50 yıllık anlaşma çerçevesinde Ceyhan’a pompalanan petrolü alan gemilerin Aşkelon’a demir atması şaşırtıcı değil. Yine CNN’e “Irak açıkça çöküyor. Kürdistan’ın geleceğini belirleme vakti geldi” diyen Mesut Barzani’ye ilk olumlu tepkinin İsrail’den gelmesi de sürpriz değil. Görevi yeni cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’e bırakmadan önce ABD Kongresi’nin verdiği altın madalya için Washington’a giden İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, 25 Haziran’da Başkan Barack Obama’ya Irak’ın yoğun bir dış müdahale olmadan bir arada tutulamayacağını belirtip "Kürtler fiilen kendi demokratik devletlerini yarattılar” diyerek Kürtlerin bağımsızlığına destek istedi. Ertesi gün Paris’te ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşen İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, “Kürtlerin bağımsızlığı kaçınılmaz bir sonuç” dedi.

Başbakan Benyamin Netanyahu ise önceki gün mesajı daha da netleştirdi: “Kürtlerin bağımsızlık arzularını desteklemeliyiz.”

Peres’in açıklamasının en dikkat yönü ise petrol satışına arabuluculuk etmesine atfen Türkiye’nin Kürtlerin yeni statüsünü kabul edeceği görüntüsü verdiğini söylemesiydi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 27 Haziran’da Financial Times’a demecinde Peres’in öngörüsünü haklı çıkardı: "Eskiden bağımsız bir Kürt devleti mevzuu Türkiye için savaş nedeni sayılıyordu. Hatta Kürdistan kelimesi bile insanları sinirli yapmaya yeterliydi. Ama onların adı Kürdistan. Irak bölünürse ki bu kaçınılmaz görünüyor; onlar bizim kardeşimizdir."

Demeçlerden çıkan sonuç; İsrail bağımsız Kürdistan’a akşamdan razı. ABD ve Türkiye ise Irak’ı bir arada tutma seçeneğini tüketilinceye kadar bağımsızlığın ötelenmesini istiyor."