MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var´ deniliyorsa bütün bunların delilleri daha somut şekilde ortay...
Abone olMHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var´ deniliyorsa bütün bunların delilleri daha somut şekilde ortaya konulmalıdır" dedi.
Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan’ın diktatörlük ile ilgili açıklamasına değinen Vural, Erdoğan’ın, "Milli Şef döneminde diktatörlüğe karşı çıkan olabildi mi?" diye sorduğunu anımsattı. Başbakan’ın 3 Mayıs 1944 yılında, on binlerce gencin demokrasi hakkını nasıl kullandığını bilmediğini savunan Vural, "Gençler o dönemde Ulus’ta toplandılar, mahkeme binasına kadar yürüdüler. O günün en anlamlı demokratik tepkisi ortaya koydular. MHP her zaman demokratik tepkisini ortaya koymuştur. Nasıl 1944’te susmadıysak, nasıl 12 Eylül mahkemesi de susturamadıysa, bugünkü zihniyet de milliyetçileri susturamayacaktır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın ’Ben diktatör değilim, diktatörlükler adamı sallandırırlar’ sözlerine göndermede bulunan Vural şunları söyledi: "Yani Recep Tayyip Erdoğan’a şükretmek lazım, yoksa sallandırır bizi. Sallandırılmadığımız için Türkiye’de çok demokratik bir ortam var demek ki. Sallandırmadıkları için dua edin. Türkiye’de adam sallandırılmadığı için Türkiye demokratik bir ülke. Şu zihniyete bakın. Önce kendilerini sorgulasınlar. Bir taraftan Cumhurbaşkanı, ’sandık her şey değildir’ diyor diğer taraftan Başbakan ’sandık milli iradenin ta kendisidir’ diyor. Bir anlaşın bakalım, demokrasi nedir? Özgürlüklerimize yönelik kısıtlama varsa, ötekileştiriliyor ve susturulmak isteniyorsak, tehdit ediliyorsak, sanatçılar, iş adamları, medya tehdit ediliyor ve yönlendiriliyorsa, sivil toplum örgütleri eleştiremiyorsa, meslek örgütlerinin kaynakları kesiliyorsa, muhalefet Meclis’te susturuluyorsa, yargı yürütmenin emrindeyse; soruyorum, bunun neresi ileri demokrasi?"
TDK’da diktatörlük kelimesinin karşılığının, bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış kimse olduğunu belirten Vural, Erdoğan’ın her yerde her alanda bütün siyasi yetkileri topladığını iddia etti. Türkiye’de güçlerin tekelleşmesi olduğunu savunan Vural, "Vatandaşın hürriyeti bu güçler tekelinde yok edilmektedir. Bütün bunlar karşısında, Mısır’daki darbeye karşı çıktı diye demokrasi havarisi olarak ’helal olsun’ mu diyeceğiz? Bizi sallandırmıyorlar, o zaman Türkiye’de dikta yok’ demek yerine özgürlüklerimizi, hürriyetlerimizi sallandırıyorlar mı buna bakmak lazım. Bilgi alma, eleştirme, eşit şekilde ihalelere girme özgürlükleri sallandırılıyor mu bakmak lazım. İnsanın hayat biçiminden dolayı dışlanması, yargılanması da bir bakıma insanın sallandırılmasıdır" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, kendisine yönelik saldırıda bulunan kişinin serbest bırakılmasına ilişkin açıklamasını değerlendiren Vural, "Bu saldırı kesinlikle kabul edilebilecek bir hareket değil. Ama ’yargı paketlerini güçlendiriyoruz’ diye çıkanlar, bu olay karşısında ’böyle yargı olur mu?’ demek durumunda kalıyorlar. HSYK, Başbakan Yardımcısı’nın bu ifadeleri karşısında savunma mekanizması geliştiriyor. Böyle bir zihniyet olur mu? HSYK, Bekir Bozdağ’ın, hakim ve savcıları tehdit ederek ’O hakimler yumruk yediğinde’ ifadesini kullandığı için tepki göstermeli ve açıklama yapmalıydı" diye konuştu.
Terör örgütü elebaşı Öcalan’ın cezaevinde daha geniş bir odaya taşındığını anımsatan Vural, "Herhalde bu taşınmadan dolayı bir hediye ile de gider AKP. Bir yeni ev hediyesi götürürler herhalde. Yetmedi, Öcalan’ı ipten kurtardılar. MHP’nin ’hayır’ dediği idamın kaldırılmasına ’evet’ diyerek Öcalan’ı ipten kurtardılar, ağırlaştırılmış müebbet hapse çevirdiler. Ne ağırlaştırılmış müebbet hapsi, her gün hafifleştirilen bir müebbet hapis. Adım adım. İmtiyazlı bir mahkum statüsüne yükseltiliyor. AKP, Öcalan’ı memnun etme gayretine girmiştir. Hukuk devleti için utanç verici tablolar.Ağırlaştırılmış müebbet hapis yoktur artık, kimseyi kandırmasınlar. Yavaş yavaş orayı ev haline dönüştürüyorlar" dedi.
Vural, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Başbakan Erdoğan’ın Mısır’daki darbenin arkasında İsrail’in olduğuna yönelik ifadelerinin anımsatılması üzerine Vural şunları söyledi: "Yutmuyor artık millet. Adama sorarlar, İsrail’in güvenliği için NATO füze kalkanına, patriotlara neden ’evet’ dedin? BOP’un eş başkanı sen değil misin? Yahudi cesaret madalyası alan sen değil misin? ABD, Sayın Başbakan’ın ifadeleri üzerine ağır bir kınamada bulundu. Nerede ’şeytanla bile görüşürüm’ diyen kılavuzlar. Karmaşık ilişkiler, giderek Ortadoğu politikasında Türkiye’nin güvenirliğini ortadan kaldırıyor. Türkiye Irak’ta yok; Suriye’de çatışmanın, Mısır’da ayrışmanın parçası haline geldi. Başbakan’ın sık sık görüştüğü Hamas bile Mısır’a destek veriyor. Filistin ve Suudi Arabistan da destek veriyor. ABD’nin kullandığı bu ağır sözler. ABD karşısında net bir şekilde buna cevap verilmesi gerekiyor. Eğer gerçekten Sayın Başbakan’ın ifadesiyle, ’Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var’ deniliyorsa bütün bunların delilleri daha somut şekilde ortaya konulmalıdır. Öyle bir noktaya geldik ki Mursi’yi destekliyor. Darbe yapanı Mursi getirdi. Darbe yapanların Cumhurbaşkanı atadığını da Mursi getirdi. Şimdi de ’bu işin arkasında İsrail var’ deniyor. Kimin arkasında ne var; cevaplandırılması gereken bir çok konu var."
Başbakan Erdoğan’ın, darbeden 40 gün önce Mısır Genelkurmay Başkanı Sisi ile görüşmesinde çekilen fotoğrafı gösteren Vural, "Sisi ile ne görüşüldü, ne yapıldı, bunları değerlendirmek lazım" dedi.
Vural Başbakan Erdoğan’ın, 2002 yılı öncesinde ABD konsolosuyla 17 defa nerede ne görüştüğünü de açıklamasını isteyerek, "O dönemde batı kaynaklı uygulanan bir itibarsızlaştırma politikalarına karşı Türkiye’yi savunan ne yaptın sen?" dedi.
(İHA)