İsrail'in Gazze'ye sekiz gün süren hava saldırısının üzerinden bir yıl geçti. Gazze Şeridi'nden de İsrail'e karşılık verilen çatışmalarda yüzden fazla Filistinli öldü. Bir yılın ardından Gazzeliler ve İsrailliler savaş günlerini anlatıyor...
Abone olİsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği ve sekiz gün süren askeri operasyonun üzerinden bir yıl geçti.
İsrail’in ‘Gazze’den füze atışlarına son verme amacıyla düzenlediğini’ belirttiği saldırılarda Hamas’ın üst düzey bir askeri yetkilisi de ölmüştü.
İsrail, Gazze Şeridi’ne yüzlerce defa hava saldırısı düzenlerken Hamas ve bölgede faal olan diğer gruplar da İsrail’e karşılık verdi.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre çatışmalarda 101’inin sivil olduğu tahmin edilen ve 168’inin doğrudan İsrail saldırılarında öldüğü tahmin edilen toplam 174 Filistinli hayatını kaybetti.
Hamas Sağlık Bakanlığı ölen Filistinli sayısının 185 olduğunu ve çoğunun sivil olduğunu belirtiyor.
İsrailli yetkililer de, Gazze’den atılan füzelerin 2 İsrail askeri ile 4 İsrailli sivilin ölümüne neden olduğunu ifade ediyor.
Gazzeliler ve İsrail’in güney bölgelerinde yaşayanlar bir yılın ardından çatışmalarda yaşadıklarını anlatıyor…
Ebu Muhammed, berber, Zeytun, Gazze
Geçen yıl bu zamanlar çok zordu. En kötü hatıram, ambulansların İsrail’in hava saldırısında hedef olan bölgelere girememesi nedeniyle cesetlerin eşek sırtında taşındığını görmek oldu.
Şimdilik sakin, ama siyasi ve ekonomik durum bizi etkiliyor.
Mısır’a açılan Refah kapısı kapalı. Mısır’la sınırın altından geçen tünellerden neredeyse hiçbir şey gelmiyor.
Gazze’de ihracat yok ve işsizlik oranı çok yüksek. Bu beni de etkiliyor çünkü insanlar çok az para harcıyor ve saçlarını kestirmek için bana gelmiyorlar.
Gazze’de halk ara sıra düzenlenen hava saldırılarına alışık. Her an yeni bir savaş çıkabileceğini düşünüyoruz. Çatışma çıkarsa, ailemizi koruyabileceğimiz güvenli bir yere kaçmak zorunda olduğumuzu biliyoruz.
Ebu Yusuf, esnaf, Gazze
Geçen yıl çok kötü zamanlar yaşadık ve çok zor günlerden geçtik. Ama yine de 2008-2009 savaşı kadar kötü değildi.
Tuhaftı, bir film gibiydi, yalnızca bir hafta süren savaş… ‘Neden ve nasıl olduğu’ sorusu kaldı aklımızda.
Şimdi güvenlik durumu iyi. Ama bir yılın ardından yaşam kalitemiz düştü.
Elektrik kesintilerinin sıkıntısıyla karşı karşıyayız. Yakıt olmadığı için jeneratörümü çalıştıramıyorum. Buzdolabındaki yemekler bozuluyor. Çocukların ödevlerini yapabilmeleri için ışık yok. Tüm bunlar baskı yaratıyor ve aileme bir çözüm sunamadığım için öfkeleniyorum.
Şu aşamada yeni bir savaş olacağını sanmıyorum ama İsrail bize saldırırsa Mısır’ın kapılarını bize açacağını umuyorum. Mısırlılar kaçakçılık yapılan tünelleri açmayacak ama bize sınır geçişlerinden yardım gönderebilirler.
Salva, yedi çocuk annesi, Jabalya mülteci kampı
Geçen yılın en zor anları, patlamalar olduğu zaman evden kaçıp güvenli bir yer aradığımız zamanlardı.
Burada, Gazze’de güvenlik yok. Aslında işler kötüden daha da kötüsüne gidiyor.
Tüm o şiddetin üzerinden geçen bir yılda fiyatlar arttı ve çok zor koşullarda yaşamaya başladık.
İnsanlar yeni bir savaş çıkacağını tahmin ediyor ve sürekli bundan bahsediyor. Çatışmalar başladığı an evimi terk edip güvenli bir yere geçmeyi planlıyorum çünkü karadan saldırı olursa benim mahallem tehlikede olabilir.
Bir yandan da siyasi ve ekonomik durumumuzun düzelmesi için dua ediyorum. Sınır geçişleri tamamen açılırsa ticaret yapabiliriz, gençlerimiz iş bulur ve dünyanın birçok ülkesindeki insanlar gibi bizim de istikrarlı bir hayatımız olur.
Kobi Levi, Aşdod, İsrail’in güneyi
Geçen yıl gece gündüz atılan füzelerle çok zor zamanlardan geçtik. Dört günün ardından İsrail’in kuzeyinde bir otele yerleştik.
Üç çocuğum var. Çok korkuyorlardı. Evin yanındaki sığınağa yakın olmaları gerektiği için ev dışında oyun oynamaya gidemiyorlardı.
Demir Kubbe’nin yakınında oturduğumuz için, evimizin tepesinde füzelerin infilak ettiğini duyuyorduk. Sirenleri hatırlıyorum. Çocuklar hep hatırlayacak.
Şimdi Aşdod çok sakin ama böyle devam edeceğini sanmıyorum. Birkaç ay içinde yine bize ateş açacaklarını düşünüyorum. Bunu engellemek için hiçbir şey yapılamaz. Bize ateş açmak için her zaman bir sebep bulacaklar, bizi burada istemiyorlar. Bu kadar basit.
Yeraşimel Simon, Kiryat Malaki, İsrail’in güneyi
Benim mahallemde eskiden yaşadığım binanın yanına füze düştü. Komşularım öldü. Ölenlerin arasında birlikte büyüdüğüm üç kişi de vardı.
Ondan sonra tüm sirenler beni korkuttu. Bugün bile nerede olursam olayım, özellikle açık bir alandaysam siren duyduğumda nereye koşarım diye düşünüyorum.
Artık kendimi güvende hissetmiyorum. Yeni bir füzenin düşmesi an meselesi sonra her şey aynı olacak. Burada kaç kişi ölecek? Ya orada kaç kişi ölecek?
Değişen bir şey yok. Filistinliler bizden nefret ediyor. Bizi işgal etmek istiyorlar. Bu anlayış değişene kadar ki hiçbir zaman değişmeyecek, bu olaylar yaşanmaya devam edecek.
Şimdilik bir çözüm göremiyorum. Toprakları vermek ve görüşmeler yapmak işe yaramıyor ve hiçbir zaman da yaramayacak. Sanırım daha güçlü olmamız lazım. Bize saldırdıkları anda kendimizi savunmalı ve biz de tüm gücümüzle saldırmalıyız. Böylelikle bize yeniden saldırmadan önce iki defa düşünürler.
Beverly Cemil, seyahat acentesi, İsrail’in güneyi
Seyahat acentemizde saklanabileceğimiz güvenli bir oda yok. Geçen yıl da gelip çalışıyor, yapmamız gerekenleri hızla yapıp gidiyorduk. Çocuklarımız evdeydi, güvende olduklarından emin olmamız gerekiyordu. Ben ayrıca gönüllü sağlık çalışanı ve ambülans şoförüyüm. Telefonum durmadan çalıyordu.
Şimdilik sessiz. Bu sessizliğin sürmesini umuyorum ama bombalarla, füzelere geri dönülebilir. Çocuklarımız huzurlu, mutlu büyümelerini istiyorum. Gazze’de yaşayanlar için de aynı durum söz konusu.
İlk siren sona erene kadar kendimi güvende hissediyorum. Nisan ayında Londra’daydım ve Oxford Caddesi’nde yürüyordum. Yanımdan sirenlerini açmış bir polis aracı geçti ve kendime “Dur bir dakika, İngiltere’deyim. Bu sığınaklara gitmem için uyarı yapan kırmızı alarm sireni değil” diye hatırlatmam gerekti.
İşler doğru dürüst yoluna sokulana ve barış için çözüm bulunana kadar bir umut yok. İşlerin yeniden alevlendiğini görüyorum. Tüm fıçıyı ateşlemek için ihtiyacınız olan tek şey çürük bir elma.