BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,73
ALTIN 2.980,91
HABER /  GÜNCEL

İsrail askeri tuvalete bile göndermemiş

Mavi Marmara davasında olay günü yaşanan skandallar ortaya çıkmaya devam ediyor.

Abone ol

Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi'ne Akdeniz'de uluslararası sularda düzenlenen saldırıya ilişkin görülen davada, mağdur ve müştekilerin ifadelerinin alınmasına devam edildi.

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada dinlenen müşteki Hüseyin Çelebi, Mavi Marmara gemisinin güverte reisi olduğunu belirterek, İsrail askerlerinin gemiyi ele geçirmesinin ardından 16 saat boyunca elleri arkadan bağlı olarak bekletildiklerini söyledi.

Bu süre içerisinde tuvalet ihtiyaçlarını bile karşılamalarına izin verilmediğini ifade eden Çelebi, ''60 yaşında adamım. Altıma işedim'' dedi.

Hala kelepçeden dolayı acı çektiğini belirten Çelebi, ''Sürekli psikolojik tacizde bulundular. Aramalar sırasında kafamda platin olduğu için güvenlik kontrolü sırasında alarm çalıyordu. Bu yüzden de sürekli durdurdular. Bunun üzerine 'soyun arayım' dedim'' şeklinde konuştu.

Olaydan zarar görüp görmediği ve şikayetçi olup olmadığı sorulan Çelebi, ''Hem de nasıl'' sözleriyle şikayetçi olduğunu dile detirdi.

Müştekilerden Hüseyin Tamgüney de, İsrail askerlerinin önce sis bombası, rüzgarın sisi dağıtması üzerine kulakları sağır edecek şekilde ses bombası ardından da gaz bombası attığını belirterek, İsrailliler'in yapay merminin ardından gerçek mermilerle ateş ettiklerini söyledi.

Askerlerin kendisini yaşlı gördükleri için kelepçe takmadıklarını, kendisini diğer kişilerden biraz yukarıda bir yere oturttuklarını ifade eden Tamgüney, ''200 kişi dizlerine çökmüş elleri kelepçeli olarak yerde duruyordu'' dedi.

Tamgüney, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.

-Mahkeme Başkanı: ''Devlet yargılamıyorum''

Mavi Marmara gemisinde çalışan Ayhan Altıntaş ise, ifadesinde detaylara girince Mahkeme Heyeti Başkanı Ümit Kaptan araya girerek, saldırıyla ilgili kendisine yönelik konularda konuşmasını istedi.

Altıntaş da, ''Bizim olayın mağdurları olarak hakkımızı arayabileceğimiz tek yer burası. Bırakın burada her şeyi anlatalım'' dedi.

Bunun üzerine Başkan Ümit Kaptan, ''Ben devlet yargılamıyorum. Ben sadece iddianameye bağlıyım'' şeklinde konuştu.

Altıntaş ifadesini uzatınca Başkan Kaptan, yine müştekiyi uyararak, kısa konuşmasını istedi. Altıntaş'ın, ''Bütün dünya bu olayda 9 şehit olduğunu biliyor. Burada önemli olan ayrıntılar'' sözleri üzerine Kaptan, ''Ben burada dünyaya yayın yapmıyorum. Ben size ne yaptıklarını soruyorum'' diye konuştu.

Defne Y gemisinde bulunan kameraman Abdullah Camioğlu da, bütün elektronik cihazlarına el koyan İsrail askerlerinin, bunların yerine kendisine sadece üzerine işenmiş iki tişörtünü geri verdiklerini söyledi.

Mavi Marmara gemisinde gazeteci olarak bulunan Sümeyye Ertekin de, el konulan fotoğraf makinesi için Ululararası Gazeteciler Sendikası'na başvurduğunu, ancak kendi makinesi yerine başka bir fotoğraf makinesinin gönderildiğini söyledi.

Bu olaydan sonra 10 yıl boyunca İsrail'e girme yasağı verildiğini ifade eden Ertekin, ''Ben gazeteciyim. Bu nedenle mesleğimi rahatlıkla yapamıyorum'' dedi.

-13 kişi dinlendi-

Saldırı sırasında ölenlerden Cengiz Songür'ün oğlu İsmail Songür de, babalarını kaybetmelerinin ardından ailece mağdur olduklarının belirterek, 2 kız kardeşinin eğitimlerini bıraktıklarını, annesinin antideprasan ilaçlarla ayakta durduğunu söyledi.

Songür, ''operasyona katılan askerlerden genelkurmaya kadar olayda kimin sorumluluğa varsa, şikayetçiyiz'' dedi.

Bugünkü davada 13 mağdur ve müştekinin dinlenildiği duruşmada daha sonra avukatlara söz verildi.

Müşteki avukatlarından Süleyman Arslan, dava kapsamında sadece 4 İsrailli komutanın değil, olaya dahil olan asker ve sivil herkesin yargılanması gerektiğini söyledi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Ümit Kaptan da, ''Ben 4 kişiyi yargılıyorum. Talebinizi soruşturma savcılığına iletin'' diye konuştu.