İspanya'da nüfusun azalması sorunu tarihi kentleri ve kırsal yaşamı tehdit ediyor. 6 kişinin yaşadığı Quinoneria kasabasının Belediye Başkanı İsidro Gil, "Bana göre iç göçün çözümü yok. Burada insanların tek bildiği iş tarım ve hayvancılık. O da desteklenmiyor" dedi.
Abone olİspanya'da ekonomik gerekçelerle son 20 yıldır yaşanan iç göç sonucunda her 10 belediyenin 6'sında görülen nüfus azalması sorunu tarihi kentleri ve kırsal yaşamı tehdit ederken, ülkenin siyasi yapısını da değiştirmeye başladı.
Nüfus azalmasına karşı bu zamana kadar sosyal bir hareket olarak faaliyet gösteren 160'tan fazla sivil toplum örgütü, "Boşalan İspanya" (Espana vaciada) adıyla siyasete girme kararı aldı.
İspanya'daki 17 özerk yönetim arasından en büyük yüzölçümüne (94 bin 224 kilometrekare) sahip Castilla y Leon bölgesinde 13 Şubat'ta yapılacak yerel parlamento seçimlerine ilk kez katılacak Boşalan İspanya, köylerde olmasa bile en azından küçük kentlerdeki nüfus kayıplarını durdurmayı amaçlıyor.
Castilla y Leon'daki 9 ilin 5'inden (Valladolid, Burgos, Soria, Salamanca, Palencia) aday çıkaran bu sosyal hareket, ülkedeki geleneksel iki siyasi partiye (Sosyalist İşçi Partisi ve Halk Partisi) meydan okuyor.
Anketler, ülkede bugün genel seçim olsa Boşalan İspanya'nın meclise 15 milletvekili gönderebilecek kapasiteye sahip olduğunu gösteriyor.
Boşalan İspanya oluşumu içinde yer alan "Soria Ya" adlı sosyal hareketin sözcüsü ve aynı zamanda milletvekili adayı Antonio Palomar, AA muhabirine, 21 yıldır faaliyet gösterdiklerini söyledi.
Çok fazla gösteri yaptıklarını ancak sonuç alamadıklarını anlatan Palomar, "Hükümetlerin verdikleri vaatler yerine getirilmiyor. Altyapı eksik, endüstrileşme az, yatırım yok. Siyasete girmekten başka çaremiz kalmadı. İspanya'daki belediyeler nüfusun yüzde 40 boşalması riskiyle karşı karşıya. Bu, İspanya gibi bir ülke için sürdürülebilir bir durum değil." dedi.
Castilla y Leon'un İspanya'nın yüzölçümü en büyük bölgesi olmasına rağmen başkent Madrid'den 2,3 milyon daha az nüfusa sahip olduğunu, her yıl ortalama 11 bin kişinin göç ettiğini aktaran Palomar, "İspanyol anayasası (Her İspanyol'un hakları ve yükümlülükleri eşittir) diyor ama bugün bu geçerli değil. İspanya'daki nüfusun yüzde 90'ı ülke toprağının sadece yüzde 30'unda yoğunlaşmış durumda. Tüm endüstriyi Bask'a, Katalonya'ya, Madrid'e taşıdılar. Bizi ölüme terk ettiler. Bu kabul edilemez." şeklinde konuştu.
Palomar, iç göçü durdurmanın tek yolunun istihdam yaratılması ve altyapı hizmetleri verilmesi olduğunu vurgulayarak, sıfır bütçesi olan ve sadece bağışlarla siyasi kampanyasını yürüten Boşalan İspanya'nın, sağ veya sol ideolojileri bir kenara bırakarak sadece ortak çıkarlar için çalıştığını söyledi.
Antonio Palomar, önceliklerinin sağlık başta olmak üzere tüm temel sorunlar olduğunu, halkta heyecan ve değişim arzusu yarattıklarını savunarak, ilk defa katılmalarına rağmen seçimden iyi bir sonuç alacaklarını iddia etti.
İspanya'da merkezi hükümetteki sol koalisyonun, nüfus azalması sorununa karşı bazı devlet kurumlarını Madrid'in dışına çıkarma planını da değerlendiren Palomar, "Bunu tabi ki destekliyoruz. Soria'ya da Sosyal Güvenlik Bilgi Merkezi'nin taşınacağı vaat edildi. Hatta bunun devlete tasarrufu bile olacağı açıklandı. Ama halen atılan bir adım yok." ifadelerini kullandı.
Norveç ve İskoçya'nın göçü durdurmak için başarılı projeler uyguladığını anlatan Palomar, şöyle devam etti:
"Bu birkaç yılda olacak bir şey değil. İç göçü durdurmak için ulusal bir değişim şart ve bu en az 15-20 yıllık bir zaman gerektiriyor. Şimdiye kadar ki genel kanı, çocukların büyük şehirlerdeki üniversitelerde okuyup, çalışmasını desteklemek oldu. Bu mantaliteyi değiştirmek gerek. Kırsal alanda da çok fazla fırsat var. Çocuklarını rahat bir şekilde büyütebileceğin, huzurlu, büyük şehre nazaran daha ucuz, hava kirliliğinin daha düşük olduğu bir yaşam var. Pozitif enerji yaratmak gerek."
Sadece 6 kişinin yaşadığı Quinoneria kasabası
İspanya'daki nüfus azalması sorununun bazı yerlerde trajikomik bir hal aldığı da görülüyor.
Soria'nın Quinoneria adlı kasabasında mevcut durumda sadece 6 kişi yaşıyor. Kasabanın 38 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olduğu düşünüldüğünde her 6 kilometreye 1 kişi düşüyor.
Quinoneria'da hayvancılık yapan ve aynı zamanda belediye başkanı olan İsidro Gil, "Arkamdaki yıkık evi görüyor musunuz? Burada her yer böyle olacak. Bana göre iç göçün çözümü yok. Burada insanların tek bildiği iş tarım ve hayvancılık. O da desteklenmiyor. Ne aile var ne çocuk. Diğer köyler de benzer durumda. Göç eden insanları nasıl geri getirecekler? Kim gelir buraya." değerlendirmesini yaptı. İsidro Gil, bölgedeki büyük çoğunluğun kendisi gibi karamsar olduğunu söyledi.
"Boşalan İspanya hareketinin iyi şeyler söylese de propagandadan öteye gidemeyeceğini" savunan Gil, beklenti içinde olmadıklarını kaydetti.
"Bu bir meydan okuma ve hepimiz bir tarafından tutmalıyız"
San Pedro Manrique kasabasında restoran işleten Maria da "Nüfus her zaman azalıyor. Giden geri gelmiyor. Geçtiğimiz ay karşımdaki tuhafiyeci emekli oldu. Buradaki tek tuhafiyeciydi. Yerine başkası açılmayacak. Bize göre bu sorunun çözümü yok." dedi.
Soria'da yaşayan 73 yaşındaki Carlos ise gençlerin iş bulmak için göç ettiğini anlatarak, "Benim kızım da gitti ama dönmek istiyor. Burada siyasetçisinden işverenine, halka kadar herkesin suçu var. Bu bir meydan okuma ve hepimiz bir tarafından tutmalıyız. Siyasetçiler de üzerlerinde baskı hissetmeli. Hepimiz aynı gemideyiz ve birlikte kürek çekmeliyiz." dedi. Carlos, iyimserliği elden bırakmamak gerektiğini de vurguladı.
Son 20 yılda 5 binden fazla belediyede nüfusun azaldığı İspanya'da Sevilya, Burgos, Salamanca, Segovia, Bilbao, Cadiz, Leon, Santander, Granada gibi tarihi kentlerde de aynı sorun görülüyor.
İspanya'da nüfus yoğunluğuna göre kilometrekareye ortalama 93 kişi düşerken, bu sayı Madrid ve Valensiya'da 5 binin üzerini, Barselona'da ise 16 bini buluyor.
Avrupa Birliği kriterlerine göre kilometrekare başına 12 kişinin altında olan yerler nüfus kaybı açısından yüksek riskli olarak tanımlanırken, İspanya'da toplamda 1 milyon 295 bin 587 kişinin yaşadığı 3 bin 948 belediye yüksek riskte bulunuyor.
Ülkede mevcut durumda nüfusun yüzde 19'una denk gelen 65 yaş üstü yaşlıların oranının 2050'de yüzde 30'a çıkacağı öngörüsü de sorunun gelecekte çok daha büyüyeceğine işaret ediyor.