İlahiyatçı yazar Mustafa İslamoğlu, 'Cemaat elimizdeki lokmaya bile göz dikti' suçlamasında bulundu.
Abone olİslamoğlu'na göre öncelikleri ümmet değil kendileri. Asıl tehdit paralel din anlayışı.
Yazar Mustafa İslamoğlu, "Hocaefendi'ye 'Cemaat kardeşlerine bakacağı yerde onların paylarını da alıyor' dedim. Başıma gelmeyen kalmadı." dedi.
'Selam Terör Örgütü' bahanesiyle ailesi ve yakın dostlarını teknik ve fiziki takibe aldığı İlahiyatçı Yazar Mustafa İslamoğlu, Gülen'e ve cemaate veryansın etti. Star gazetesine konuşan İslamoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
MAHREMİYETE KULAK UZANDI
"Dinlenildiğimi öğrendiğimde hem yüreğim incindi hem kırıldım hem de bütün bu ülkede yaşayan insanlar gibi endişelendim. Mahremiyetinize bir kulak uzanıyor. Bizi her halimizle dinlemek ve izlemek için Allah'ın yettiğini düşünüyorum ve buna inanıyorum. Semi olan O, Her şeyi işiten O, Her şeyi gören O, O'nun kamerası O'nun mikrofonu yeter diye düşünüyorum. Dolayısıyla Allah dışında bir kul tarafının her halimin gecemin gündüzümün izlenmesini dinlenmesini her kul gibi ben de istemem. İnsanın üçüncü şahıslara açmayacağı meşru olan, helal olan ama açmaması gereken bir sürü hali vardır. Sadece ben dinlenmemişim oğlum da kızımda dinlenmiş, sadece cep telefonum dinlenmemiş ev telefonumda dinlenmiş. Üç yıllık bu dinleme eğer montajcıların eline geçerse binlerce kelimelerden neler çıkarılmaz? Ne senaryolar yazılmaz? Ondan da öte sadece ben değil benim üzerimden derslerimi verdiğim talebelerimi yetiştirdiğim AKABE Vakfı'ndan 60 kişi dinlenmiş. Vakfın genel müdüründen, yönetim kurulu başkanından çaysma kadar, şoförüm ve sekreterim de dinlenmiş."
ÖNCE KURGU YAPILMIŞ
"DİNLENMEDİK kimse bırakılmamış. Peki, 'ne aranıyor' diye soruyor insan kendi kendine bu dinleyenler ne arıyorlar? Önce kurgu hazırlanmış sonra malzeme bulunmaya çalışılıyor. Selam Terör Örgütü kulağa da cok tanıdık geliyor. Ne değişti de bu gün Selam gibi sözüm ona sabıkalı geçmişte zihinlerde bir takım çağrışımlar yaptıracak.Uydurma bir ihbar mektubu üzerinden yola çıkılıyor, ondan sonra da birbiri ile hiç alakası olmayan yüzlerce binlerce insan bu çuvala doldurulup üzerine Selam Terör Örgütü yazılarla dinleniyor."
PEYGAMBERİMİZ İSTİSMAR EDİLİYOR
Asıl tehdit paralel din "İslam; kitabı Kur'an olan bir din ve kuralları bellidir. Bu dinin en temel kuralı tevhittir. 'Aracısız kulluk' Kur'an sürekli muhatabının aklını kullanmasını ister, iradesini güçlendirir, onu bir kişilik olarak bir sahsiyet olarak görmek ister. Paralel dinden korkuyorum ben paralel devletten değil! Paralel devletten korkması gereken devlet olsun onun çaresi var. Ben bir ilim adamı olarak paralel dinden korkuyorum. Bu paralele din meselesi sadece adı gecen yapı ile ilgili bir sey değil malesef bu toplumda. Düşünün ki Sevgili Peygamberimiz'le birilerinin görüştüğü, gece gündüz hem de bunların onun emri olduğu gibi garabet bir durumla karşılaşıyoruz."
BAŞIMIZA GELMEYEN İŞ KALMADI
"YILLAR öncesinden beri ben cemaate yönelik eleştirilerimi iyi niyetimle ifade ettim. Benim oralara gitmeme, Hocaefendi'yle görüşmeme gerek yoktu. Ben dedikoduya dönüsmesini bunun hosgörmedim. Ben bizatihi hocamıza söylemek istedim. Bunu bir iman borcum olarak gördüm. Birincisi 'Cemaat obez bir abiye dönüştü. Bugünün dünyasında ümmet annesiz ve babasız bir yetime benziyor' dedim. 'Kardeşler içinde iri bir kardeş var fakat bu kardeş küçük kardeşlerine bakacağı yerde onların paylarını da alıyor' dedim. '99 koyunu var, diğer kardeşlerinin 1 koyununu alıyor' dedim. 'Cemaat Allah'ın arslan yarattığını disi tırnağıyla kuzulastırıyor. Cemaat insanları akıl ve iradeden muaf hale getiriyor. Dördüncüsü burada cemaatin menfaat grubu gibi hareket ettiğini ve böyle bir izlenim olduğunu' söyledim. Elindeki imkanlarla güc ve nüfuza yatırım yaptığı kanaatimi paylaştım. Bunu ben söylemiştim diye bir mektupla da pekiştirdim. Hocaefendi'ye verildi, iyi ve güzel karşıladı bunu. Ama ondan sonra basımıza gelmeyen is kalmadı."
TAKİYYE KONUSUNDA ŞİA'YI GEÇTİLER
"HAKİKATEN benim de tebessümle karşıladığım, Selam Terör Örgütü olarak hayal bir örgüt kuracaksınız İran'la bizi suçlayacaksınız. Ben ümmetin geleceğini her şeyden önce görürüm, mezhepci holiganlığına karsı cıkmısımdır, Şiiliğin ve Sünniliğin de. Cemaat Sia konusunda cok bölücü ama takkiye konusunda Sia cemaatin eline su dökemez. Ben diyorum ki sizinle karşılaştığımda kendimi neden güvende hissetmiyorum diyorum, taa bu olaydan yıllar önce. Neden benden bir şeyler saklıyorsunuz ya da benden bir sey alıyorsunuz izlenimi veriyorsunuz, neden diplomatça ilişkiler kuruyorsunuz?Bu anlamda Şia'nın takkiye konusunda eline su dökemez. Mesela Bediuzzaman, Sia ile ortkalık kurmak için bir şeyler yaptı. Mesela cevsen, celcelutiye falan Sia ile gelir, Siilik'te yer alan unsurları Sünnilik ile buluşturdu. Bu güzel bir sey aslında.
Birilerini İrancılıkla suçlayıp bunu yapıyorsun ama boynunda Sia unsuru cevsen var."
ARAŞTIRDIK PARALEL YAPI ÇIKTI
"AKABE çatısı altında bir yöneticimizin bir Bağ-Kur davası var, kendi de mağdur. Bağ-Kur memuru primleri topluyor, yiyor, yolsuzluk yapıyor. Dava acılıyor, bu arkadaşlar borcunu ödemiyor deniliyor. Ama derdest ediliyor, zorla getiriliyor. Kayseri'de, Muş'ta, Van'da bir gece kalacak, öyle gidiyor. Paralel yapının işleyişi böyle. Biz cok uğraştık, hakim, savcı, bakan telefon etti. Arkasını kazıyınca paralel yapı çıktı.
Şaşırdık. Yine AKABE çatısı altında vergiden muaf olmaları için, yardım kurulusu var, Ankara'ya gittik, olumlu izlenim aldık ama bir müdür, 'Size olumlu rapor vermem siz cemaati eleştiriyorsunuz' dedi. Bu esasında güc ve nüfuzun tek elde tutulması isteğinden başka bir sey değil."