BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

İslam sola daha yakındır

Kanal 7'nin başarılı anchormani ve Sabah yazarı Ahmet Hakan, İslam ve solculukla ilgili görüşlerini, Tempo'ya anlattı.

Abone ol İslam sola daha yakındır Tıpkı dün olduğu gibi bugün de İslamcılık yeni bir tartışmayla kendine bir açılım arıyor. Özellikle Türkiye'de İslamcılar bugüne kadar 'sol' denildiğinde kâbus görüyor gibi olsalar da, devir değişiyor. İslam hem de İslamcıların içinden çıkan yeni bir 'arayış'la tanışıyor: Solcu İslamcılar. İslam solu yeni keşfetti. Bu yakınlaşmanın odağında ise İslam dininin aslında sola daha yakın olduğunun analizi yatıyor. Aslında Türkiye için yeni olsa da İslam ve sol eski bir tartışma konusu. Suriye'deki Müslüman Kardeşler örgütünün liderlerinden Mustafa es-Sıbai'nin İslam sosyalizmi çalışması, Seyit Kutup'un eski bir solcu olarak duruşu, Mısır'daki İslami sol hareketler, İran'da Ali Şeriati gibi devrimi hazırlayan aydınlar, sol ve İslam sentezli bir hareketin Ortadoğu'da fitilini ateşlediler. Türkiye'de ise işin ilginç yanı, geçmişleri itibarıyla Ali Şeriati, Seyit Kutup gibi Arap aydınların bilimsel retorikleriyle İslamcılık yaratan Türk İslamcı aydını, solcu İslamcılık ekolünü daha fazla destekliyor. Bu arada solcu İslamcılık tartışmasını alevlendiren isimse Ahmet Hakan Coşkun. Sabah gazetesinde "İslamcılık eşittir sağcılık mı?" başlıklı üç seri yazı yazan Coşkun, aslında ciddi biçimde var olan hararetin, kamuoyunda tartışılmasına zemin hazırladı. Tempo İslami ve sol kesimin etkili isimlerine bu yeni tartışmayı, yeni İslamcı solcu hareketi sordu. İslamcılık-sağcılık tartışması nereden çıktı? Bu konuda uzun zamandan beri düşünüyor ve fikir geliştiriyordum. Bir gün Sabah gazetesinin birinci sayfasında, "Sağ basın olaya nasıl yaklaştı?" diye bir başlık gördüm. Aynı haber iç sayfada "İslami basın ne dedi?" şekline dönüşmüştü. Demek ki bu başlıkları atan arkadaşlar, "İslamcı eşittir sağcı" anlayışına sahipler. Bu, aslında sadece o arkadaşlara özgü bir durum değil. Türkiye'de 'sağcı' oldunuz mu, aynı zamanda 'dindar' olacaksınız. 'Solcu' iseniz 'dine mesafeli' bir tutum içinde olacaksınız. Böyle bir anlayış var. Ben bu anlayışın hiçbir tutarlı yanı olmadığı kanısındayım ve bunun Türkiye'ye özgü taraflarının ağır bastığını düşüneceksiniz. Sağ ve sol kavramlarına evrensel anlayışla yaklaşırsak, tam tersi bir sonuç çıkar. Tüm bunları okurlarla paylaşmak istedim. Bu, biraz İslamcılık solculuktur anlamı da taşır mı? Biraz değil. Tamamen öyle... Bence İslam dini, sağdan çok sola yakındır. Eğer ille de sağ ve sol kavramlarını kullanmamız gerekirse, İslam'ın ben sola daha yakın olduğunu düşünüyorum. İslamcılık ve solculuk ilişkisini tartışabilir miyiz? En genel anlamda sağ, yeryüzündeki verili düzenin değiştirilmesini değil, aynen muhafazasını savunur. Yeryüzündeki kurulu düzenleri ve yerleşik hiyerarşileri 'veri' kabul eder. Sol ise, böyle bir veriyi kabul etmez. Sol itiraz eder, verili düzenin altüst olabileceğini savunur. Bu anlamda Mekke'deki kurulu düzeni savunan müşrikler için, sağ ve sol gibi evrensel duruşlardan herhangi birini yakıştıracak olursak, kolaylıkla sağcı diyebiliriz. İslam ise, o düzeni veri kabul etmedi ve darmadağın etti. Bu açıdan İslam, sola yakındır. İslam, kapitalizme düşmandır. Her şeyin paraya endekslendiği, iyi olanın kazandığı vurgun düzenleri, en başta dinin karşı çıktığı düzenlerdir. Sol, aslında bir ahlaki çıkıştır. Ahlaki kaygılar ise, en başta dinde var. Kişisel olarak zaman zaman solcu jargonu kullanmanız, solcu bir duruş içinde olmanız için ne diyeceksiniz? Ben bu anlamda, zihinsel bir tutarlılık içinde olduğumu düşünüyorum. Yapay bir şekilde solcu jargonu kullandığım söylenemez. Kişisel olarak durduğum yerin neresi olduğunu ise, bu tartışmanın selameti için söylemek istemiyorum. Benim söylemek istediğim, kendisini 'dindar' olarak tanımlayan bir kişinin sağcı bir duruş sergilemektense, solcu bir duruş sergilemesinin daha tutarlı olacağını belirtmek. Bu konuyu daha önce de ifade etmiştim. Bugüne kadar İslamcılık solculuğa, solculuk İslamcılığa karşı düşmanca bir tavır içindeydi. İki tarafın birbiriyle ilişkisini tartışabilir miyiz? Benim üzerinde durduğum 'evrensel anlayış'... Türkiye'de bu işin çivisi çıkmış. Yıllardır tartışılır, Türkiye'de sol sağdır, sağ soldur diye... Bu anlayış, zaman zaman gündeme gelmiş. İdris Küçükömer'in Demokrat Parti'yle ilgili yaptığı analizleri anımsayalım. Türkiye'de sol hep elitist olmuş, hep halkın değerlerine uzak, dine mesafeli olmuş. Evrensel anlamıyla solu temsil eden kaç kişi var ki Türkiye'de. Büyük şehirlerin varoşlarındaki yoksullar kime oy veriyor bir düşünelim. Zengin semtlerinden kime oy çıkıyor bunu da düşünelim. İslamcılara gelince... 60'lı yıllarda ne olduğuna bakalım: O dönemlerde dindar aydınlar, solcuların dine uzak tavırları nedeniyle sağa yanaşmışlar... 6. Filo'yu taşlayacaklarına, tutmuşlar 6. Filo'yu taşlayan solcuları taşlamışlar. Ezildikleri halde gitmişler sağcı partilerin oy deposu olmaya aday olmuşlar. Bir de şu var: Kuran-ı Kerim'de 'sağcılar'dan söz ediliyor, olumlu olarak... Ama orada geçen sağın, bugün tartıştığımız sağ kavramıyla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yok. Ama Türkiye'de dindar insanların sağa kucak açması için, işin bu yönü çok istismar edildi ve bu konuda epey mesafe de kat edildi... Bir İslamcı aynı zamanda solcu da olabilir mi? Bir İslamcı, belki kendisini tanımlarken sadece 'Müslüman' tabirinin yeterli olacağını düşünüyordur. Bu, anlayışla karşılanabilir. Benim üzerinde durmak istediğim şey şu: Bir Müslüman, kendini bugünün ideolojik kavram dünyasıyla açıklamaya kalkarsa, sol perspektif ve anlayışın kendisine daha yakın durduğunu belirtmek zorundadır. Aksi takdirde tutarsız olur. Sen kendini solcu bir İslamcı olarak tanımlayabilir misin? Ben kendimi bir tanımın içine sokmak niyetinde değilim. Ben sadece kavramsal bir tartışmaya önayak olmak istiyorum. Hem söylediklerim sadece Müslümanlık için geçerli değil. Hıristiyanlık için de geçerli. Bütün dinler, ahlaki bir çağrı yaparlar insanlığa... Sağcılık ise, ahlaki çağrılara kulak verme yerine bunu kullanmayı öngörür. Bir okurumun hatırlattığı bir söz var, Latin Amerikalı bir rahibe ait... Şöyle diyor: "Ben Marx okuyarak kapitalizmi öğrendim. İncil okuyarak kapitalizme neden karşı çıkmam gerektiğini öğrendim." İncil'i çıkarın Kuran-ı Kerim yazın, bir şey değişmez...