İslam'a ve Hz. Muhammed'e hakaret içeren 'Müslümanların Masumiyeti' adlı provokatif film, Libya'dan Irak'a, Tunus'tan Endonezya'ya kadar İslam âleminde infiale yol açtı.
Abone olBirçok ülkede Amerikan elçiliklerinin önünde protestolar yapıldı. İslam dünyasının önde gelen isimleri ise Müslümanları, sağduyulu olmaları ve provokasyona gelmemeleri konusunda uyardı.
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, şiddete dönüşen saldırıların İslam'a zarar vereceğini söyledi ve "Tepkiler, şiddete dönüşmemeli." dedi.
Dünyaca tanınan Mısırlı alim Yusuf el-Kardavi'nin başkanı olduğu En Nusra el-Alemiye teşkilatınca yayımlanan ortak bildiride de ABD büyükelçiliklerine yönelik saldırıların durdurulması istendi. Bildiride, Hz. Muhammed'in elçilerin öldürülmesini yasakladığı belirtilerek, "Değerlere yönelik hakaretlerin fitne çıkarmaktan başka amacı yok. Bu gibi provokasyonlara şiddetle cevap vermek, fitnecilerin istediğini yapmaktır." denildi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ise şöyle konuştu:
"Film ne kadar pespaye, bayağı ve provokatif olursa olsun Müslümanların, ona insan öldürerek, büyükelçiliklere saldırarak, ilgisi olmayanları katlederek karşılık vermesinin İslam'a göre meşru bir gerekçesi olamaz."
Endonezya'dan Sudan'a, Avrupa'dan Körfez ülkelerine yüzlerce İslam aliminin üyesi olduğu teşkilatın yayınladığı bildiride, "Peygamber'i savunmak özenilecek İslami bir davranıştır. Ancak Müslüman'a düşen görev, İslami hukuka ve Peygamber'in direktiflerine göre hareket etmektir. Öyle ki O'nu savunduğumuzu düşünürken O'na muhalefet etmiş olmayalım." ifadelerine yer verildi. Öncelikle Müslümanların öfkelerine hakim olması gerektiği vurgulanarak, "Peygamberimiz'e yöneltilen bu hakaretin derhal durdurulması ve sorumlularının cezalandırılmasına odaklanılmalı. Bu hedefle bağlantılı olarak bu tarz hakaretleri körükleyici, yayılmasına sebep olan ya da sorumluların özgürlük söylemi öne sürülerek korunmasına yol açabilecek hareketlerden uzak durulmalı." denildi. Müslümanların, tepkilerini büyükelçiliklere saldırarak değil, Hz. Muhammed'in hayatını, yüce ahlakını ve kalıcı mesajını dünyaya anlatarak göstermesi istendi. ABD elçiliklerine yönelik şiddet eylemlerinin, İslami ölçülere uymadığını belirten İslam alimleri, "İslami kural ve ahlaka göre, üzerimize düşen her zaman anlaşmalara sadık kalmaktır. Elçiler, tüccarlar ve sözleşmeli bir şekilde ülkeye girenlere hiçbir şekilde zarar verilmez. Peygamberimiz, elçilerin öldürülmesini yasaklamıştır." hatırlatmasını yaptı.
İHSANOĞLU: TEPKİLER ŞİDDETE DÖNÜŞMEMELİ
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Bingazi'de ABD'nin Libya Büyükelçisi Christopher Stevens ve 3 konsolosluk görevlisinin öldürülmesini kınayarak, şiddete dönüşen saldırıların İslam dünyasının imajına zarar vereceği uyarısında bulundu.
, "Tepkiler şiddete dönüşmemeli. Müslümanlar provokasyona gelmemeli. Şiddet içeren eylemleri hiçbir gerekçe haklı çıkaramaz. Sükunetle davranılmalı." çağrısında bulundu. Bu olayların İslam dünyası aleyhine bir kampanyaya dönüştürülme riski bulunduğunu dile getirdi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de Müslümanların filme tepki olarak şiddete başvurmalarını tasvip etmediğini söyleyerek, "Lanet, lanetle ortadan kaldırılmaz. Hakaret daha büyük bir hakaretle temizlenmez." diye konuştu. Bu tür şiddet eylemlerinin referansını İslam'dan almasının da mümkün olmadığını kaydeden Görmez, hakaret filmini kabul etmenin mümkün olmadığını, ancak buna asla sağa sola saldırıp ilgisi olmayan insanları katlederek cevap verilemeyeceğini belirtti. Görmez, "Müslümanlar sadece hikmetli davranarak Peygamberimiz'in kendisine yönelik saldırılarda verdiği cevaplar neyse onları dikkate alarak karşılık vermek zorunda." uyarısını yaptı.
Yusuf el-Kardavi
Peygamberi savunduğumuzu düşünürken O'na muhalefet etmemeli. O elçilerin öldürülmesini yasaklamıştır.
Ekmeleddin İhsanoğlu
Uluslararası toplum, fanatikler tarafından gerçekleştirilen bu şiddet eylemlerinin tutsağı olmamalı.
Mehmet Görmez
Müslümanlar, Peygam-berimiz'in, kendisine yönelik saldırılarda verdiği cevaplar neyse öyle davranmak zorunda.