BIST 9.601
DOLAR 35,26
EURO 36,78
ALTIN 2.961,74

İşkolik Hacer'in kuzusu olduğu bir annesi vardı

06.30'da koyulur yola. 07'de işinin başındadır. Bir tek cumartesi günüdür dinlenme saati. Gecenin 12'sinde biter mesaisi...

Haber merkezimizin annesidir Hacer... "Çocuğum" demediği üç kişi var, gerisi Hacer'in çocuğudur. Kızdığı zaman, en ağır sözü "çocuğum" veya "kuzum"dur. 

Annesinin "kuzu"sudur o...

"Kuzu" dediği için annesi ona, o da haber merkezindeki "çocukları"na öyle hitap ediyor. İşler tıkırında gittiğinde, isimleriyle çağırır onları, aksi olduğunda "çocuğum ne yaptınız?" diye çıkışır!

                            ***

06.30'da koyulur yola. 07'de  işinin başındadır. Bir tek Cumartesi'dir dinlenme günü.. Gecenin 12'sinde biter mesaisi... Patron matron dinlemez elinde iş varsa, "tozol"dur en kibar hali.. Misafir gelir bazen, duymaz çoğu kez, uyarıyoruz yüksek sesle.. Şöyle bir döner, "elimde iş vardı özür" dedikten sonra gelen misafirle ilgilenir öylesine.

Tekrar iş!

Yakasını bırakmayan lanet sigarasıdır onu masasından uzaklaştıran. Kızıyorum ya ben sigaraya, azıcık havadır bahanesi... Hava alırken, daha doğrusu bahçede sigarasını tüttürürken, aklı yukarıdadır, hazırlayacağı PSD'de...

 Dikilir karşıma bazen...

Yüzüm asıksa sorar:

"Var mı, yapabileceğim bir şey?"

Eski dosttur çünkü, eli omuzumdan hiç inmedi Hacer'in... 16 yıllık geçmişimiz var onunla, sigaramızı da, yemeğimizi de paylaşmışlığımız vardı. Bıraktım ben 14 yıl önce, o hala ciğerlerine duman pompalamaya devam ediyor.

Dedim ki:

- Bırak!

Güldü:

- O beni bırakmıyor...

Babası hastanede can çekişiyordu yıllar önce, yanına gitmekten korkuyordu. Ölümün acısına hazır değildi. Zorla yolladım içeriye, gitti öptü kokladı babasını. Helallik aldı. Bir saat geçmedi, ölüm haberi geldi. Öldüğüne çok üzüldü ancak babasıyla vedalaşmasına da bir o kadar sevindi. Sigarası hem dert ortağı oldu, hem de sevinci...

                           ***

İşkolik Hacer'in "kuzu"su olduğu bir de annesi vardı!

Sigaraya daha fazla yapışmasının nedeni, annesinin hastalığıydı. Kalbi teklemişti Vesile annenin. Onun kalbi teklemişti belki ama Hacer'in dünyası kararmıştı sanki. İkinci bir ölüm haberi almak istemiyordu.

Benim yanımda aradı bir gün annesini:

- Sigarayı bıraktım!

Vesile annenin en çok duymak istediği şeydi bu...

Üç gün bile sürmedi Hacer'in sigarayla vedası...

Hasta annesine içiyordu!

                           ***

Sabah aradım Hacer'i...

Titrek sesi...

Akıttığı gözyaşları...

Ben karışık kuruşuk olunca, ortaya da böyle karışık kuruşuk bir yazı çıktı.

Başın sağolsun Hacer'im...

Başımız sağolsun!