İskoçya halkı tarihi referandumda bağımsızlığa "Hayır" dedi. Şimdi sıra İskoçya bölgesel yönetimine daha fazla yetki verme sürecine geldi. BBC'den Andrew Black bunun ne anlama geldiği ve nasıl olacağı sorularına cevap arıyor.
Abone olİskoçya halkı tarihi referandumda bağımsızlığa "Hayır" dedi.
Bugün için bunun anlamı İskoçya'nın Birleşik Krallık'ın bir parçası olarak kalmaya devam edeceği. Fakat İskoçya bölgesel yönetimine daha fazla yetki verme sürecine de giriliyor.
Şimdi bütün dikkatler, David Cameron'un başbakanlık yaptığı Birleşik Krallık hükümetinin, Edinburgh'daki İskoç parlamentosuna vaatte bulunduğu yetki devrinin nasıl gerçekleşeceği üzerinde yoğunlaşıyor.
Olası gelişmeler şöyle sıralanabilir:
İskoç parlamentosuna yetki devri
İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık çapında aktif olan üç ana siyasi parti - Muhafazakâr, İşçi ve Liberal Demokrat - arasında İskoçya parlamentosuna daha fazla yetki devredilmesi konusunda hemfikir. Referandum kampanyası sırasında, bağımsızlığın reddedilmesi halinde İskoçya'ya daha fazla yetki verileceği vaadinde bulunmuşlardı.
Eski başbakan ve İskoçya milletvekili Gordon Brown'ın bu değişikliklere dair sunduğu takvim partiler tarafından kabul edilimişti.
Referandum sonucu belli olur olmaz Başbakan Cameron eski BBC yöneticilerinden Lord Smith'i vergi, bütçe ve sosyal harcamalar konusunda yetki devri sürecini izlemek üzere görevlendirdiğini açıkladı.
Bu konudaki yasa tasarısının, Brown'ın takvimine uygun olarak Ocak ayında hazır olacağını belirtti.
Bu takvim ayrıca hükümetin yetki devrine ilişkin tüm önerilerini içeren resmi belgeyi Ekim ayı içinde hazırlamasını öngörüyor.
Kasım ayı sonunda bu belgenin yasa tasarısı halini alması, 25 Ocak 2015'te de "İskoçya Yasası" olarak Birleşik Krallık parlamentosuna sunulmak üzere yayımlanması öngörülüyor.
Ancak Birleşik Krallık'ta genel seçimler Mayıs 2015'te yapılacağı için yasa ancak yeni parlamentonun oyuna sunulabilecek.
Partiler arası farklar
İngiltere'deki merkezi hükümet, Galler ve Kuzey İrlanda'ya olduğu gibi İskoç parlamentosuna da her yıl belli bir bütçe aktarıyor. Bu oran nüfusa göre belirleniyor ve bölgesel parlamentolar karar yetkisine sahip oldukları eğitim, sağlık, belediye hizmetleri, ulaşım gibi alanlara ne kadar harcama yapacaklarına kendileri karar veriyor. Üç ana parti bu formülü korumayı hedefliyor.
İskoç parlamentosuna kendi bölgesinde gelir vergisi oranını belirleme konusunda daha fazla yetki tanınacak. Fakat önerilen bu değişikliklerin derecesi konusunda partiler arasında görüş birliği bulunmuyor.
Bağımsızlık kampanyasını yürüten İskoç Ulusal Partisi lideri Alex Salmond muhtemelen bu yetkileri yeterli bulmayacak; ancak referandum sonucunu kabul ederek gerekli adımları atması gerekecek. Salmond daha fazla yetki devrinin hayata geçirilmesinde anahtar rol oynayacak.
Salmond'un maksimum yetki devri için mücadele etmesi, gelir ve kurumlar vergisi, uçuş vergisi ve sosyal harcamalar konusunda tam yetki talep etmesi bekleniyor.
Müzakereler
Birleşik Krallık'taki ana akım partilerin görüş ayrılıklarını gidererek tek bir öneriyle ortaya çıkması gerekecek. Fakat bu sürece başkaları da katılacak.
1999'da İskoç Parlamentosu'nun kuruluşu sürecinde Birleşik Krallık hükümeti iki yıl öncesinden devredeceği yetkileri oylamaya sunmadan önce yasa tasarısı şeklinde yayımlamıştı.
İskoçya bölgesel yönetiminin oluşum sürecinde, 1989'da kurulan ve İskoç siyasi partileri, kiliseler ve diğer sivil toplum örgütlerinden oluşan İskoç Anayasa Konvansiyonu'nun önemli bir işlev gördüğü belirtiliyor.
Lord Smith'in başkanlık edeceği yeni oluşum da benzer bir işlev görebilir.
SNP'nin geleceği
Yakın gelecek açısından, İskoçya bölgesel yönetimini oluşturan İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) kurduğu hükümet göreve devam edecek.
Ama bütün gözler partinin Kasım ayındaki yıllık genel kuruluna çevrilmiş durumda.
Çok da uyumlu bir geçmişe sahip olmayan SNP, 2007'de seçildiğinden bu yana büyük bir disiplin sergiledi. Bu durum devam edecek mi?
Lideri Alex Salmond, İskoçya parlamentosu için 2016'da yapılacak seçimlere kadar bölgesel hükümetin Başbakanı olarak görevine devam edeceğini açıklamıştı. Ancak bu durum bazı rakip politikacıların çıkıp onu "yetersizlikle" eleştirmesine engel değil.
SNP'nin son seçimlerde gösterdiği başarıya bakılarak gelecek seçimlerden de başarıyla çıkması mümkündür.
Ancak bir aşamada SNP'de liderlik yarışının olması bekleniyor. İskoçya bölgesel hükümetinde Başbakan Yardımcısı Nicola Sturgeon en öndeki aday olarak görünüyor.
Birleşik Krallık'ın diğer parçaları
İskoç parlamentosuna daha fazla yetki devri sorununun konuşulduğu bu süreçte şu soru da sık sık ortaya atılacak elbette: İskoçya'yı ilgilendiren konularda İngiliz milletvekilleri söz sahibi olamıyorsa, İngiltere'yi ilgilendiren konularda merkezi parlamentodaki İskoç milletvekillerin oy hakkının olması doğru mudur?
İskoçya'daki bir gazetenin yaptırdığı anket, İngilizlerin yüzde 62'sinin sadece İngiltere'yi ilgilendiren meselelerde İskoç milletvekillerinin oy kullanmasını istemediğini gösterdi.
Galler ve Kuzey İrlanda halkının büyük bölümü kendilerine de daha fazla yetki tanınmasını isteyecek.
Yaraların kapanması
İskoçya'nın geleceği ile ilgili tartışmalar halk arasında heyecan yarattı, ancak heyecanın öfkeye döndüğü anlar da oldu. Bu nedenle yapılacak ilk işlerden biri halk arasında birliği yeniden sağlamak olacak.
Bu amaçla Pazar günü Edinburgh'daki Aziz Giles Katedrali'nde "uzlaşma" ayini düzenlenecek.