Mısır'da cumartesi günü yaşanan kilise saldırısı, Ortadoğu'nun Hristiyan toplumları için ne anlama geliyor? BBC Arap Dünyası uzmanı Magdi Abdelhadi'ye sorduk.
Abone ol2010'un son ayları, Irak'taki Hristiyanlara karşı gerçekleştirilen saldırıların gölgesinde kalmıştı.
Iraklı Hristiyanların ülkeden kitlesel göçü tartışılmış, Batı'da siyasi liderler Noel döneminde Orta Doğu'daki Hristiyanların korunması çağrısı yapmıştı.
2011 ise, Mısır'daki Hristiyanlara yapılan bir saldırıyla başladı. İskenderiye kentinde Cumartesi günü bir kiliseye düzenlenen saldırıda 21 kişi öldü. BBC'nin Arap dünyası uzmanı Magdi Abdelhadi bu saldırıların mezhep çatışması olarak görülmemesi gerektiğini söylüyor.
Magdi Abdelhadi: Bence ne olduğunu tam olarak anlayana kadar yaşanan son saldırıya mezhep çatışması dememeliyiz. Henüz, bu ülkeyi Hristiyanlardan temizlemeyi kendine hak gören yerel bir oluşum mu, yoksa El Kaide gibi dışarıdan gelen bir militan grup mu, bilmiyoruz.
Mezhepler arası çatışma, Hristiyanlar ile Müslümanların birbirini öldürdüğünü ima ediyor. Burada da saldırıyı gerçekleştirenlerin Müslümanlar olduğunu varsayabiliriz, ama yaşananı başka bir kategoride değerlendirmek lazım. Bu başka bir şiddet türü. Mısır'da daha önce de mezhepler arası şiddet yaşandı. Hem uzak köylerde, hem de büyük şehirlerde, Hristiyanlarla Müslümanlar arasında, genellikle başka meselelerle de bağlantılı olarak çatışmalar yaşandı.
Örneğin, iki aile arasında anlaşmazlık, Hristiyan bir kızla Müslüman bir oğlanın birlikteliği, ya da arsa anlaşmazlığı gibi. Ancak bu olayların hiçbiri, bir kilisenin bombalanması kadar net değildi. Eğer saldırıyı yapan Mısırlı bir grupsa, bunun da tarihi Mısır'da siyasi İslamın yükselişiyle paralel.
Siyasi İslam, Mısırı Müslümanlık üzerinden yeniden tanımlamayı ve bu çerçevede Müslüman olmayan herkesi ikinci sınıf vatandaş konumuna indirmeyi hedefliyor. Bu gruplardan bazıları da amaçlarına ulaşmak için şiddet kullanmayı uygun görüyor. Hristiyanlar da bu genel siyasi durumun kurbanı haline gelmiş durumda.
BBC Türkçe: Mısır'da yaşanan saldırıyı, Irak'ta son zamanlarda yaşanan saldırılarla birlikte değerlendirmek mümkün mü?
Magdi Abdelhadi: Hatırlayacak olursak, El Kaide Irak'ta mezhepler arası çatışmayı Sünniler ve Şiiler arasında başlatmayı hedeflemişti. Ancak Şiiler de Müslüman olduğu için bu girişim başarısız olmuştu. Burada hedeflenen, Irak'taki Şii hükümeti devirmek ve aynı zamanda ülkede kaos yaratmaktı. Böylece, kendi etkilerini artırmaya devam edebileceklerdi.
Şimdi ise Hristiyanları hedef almanın daha iyi bir yol olacağını düşündükleri anlaşılıyor. Zaten İslami söylem içerisinde de Hristiyan nüfus, Batı ile ilişkilendiriliyor ve Haçlılara karşı verilen mücadelenin bir parçası olarak görülüyor.
Irak'ta geçen seneki kilise saldırısını gerçekleştiren grup da Mısır'daki Hristiyanların da benzer bir saldırıya maruz kalacakları mesajını vermişti.
Dolayısıyla, bu saldırının da bir şekilde El Kaide bağlantılı olabileceği varsayılıyor. Ancak bu bağın olup olmadığını, ya da ne olduğunu söylemek için henüz çok erken.
BBC Türkçe: Peki Batı'nın dini ya da siyasi liderlerinin konuya yaklaşımının bu gerilime ne gibi bir etkisi oluyor?
Magdi Abdelhadi: Papa Benediktus, Orta Doğu'daki Hristiyanların korunması çağrısını yaparak Mısır halkını kızdırdı. Orta Doğu'daki halklar genel olarak Batı'nın bu bölgedeki Hristiyanların savunuculuğunu yapmasına şüpheyle yaklaşıyor, çünkü bu söylem daha önce bölgeye müdahale etmekte kullanıldı.
Hristiyanların Batı'nın destekçileri olarak görülmesi, onlar için hayatı daha da zorlaştıracaktır.
Aslında liberal Müslümanlar ve hatta bazı İslamcı gruplar için de bu bölgedeki Hristiyanlar, Ortadoğu'nun bir parçası, Batı'nın değil.
BBC Türkçe: Hristiyanların da saldırılara tepkileri farklı oldu. Irak'ta kitlesel bir göçten bahsediliyor. Mısır'da ise Kıpti Hristiyanlar saldırıları protesto ediyor. Bundan sonrası için ne beklenebilir?
Magdi Abdelhadi: Irak'taki Hristiyanlar büyük ölçüde ülkeyi terk etti. Mısır'dakiler ise uzun süredir göç ediyor, ancak bu hiçbir zaman kitlesel bir göç olmadı.
Son saldırılar böyle bir kitlesel göç doğurmayacak diye tahmin ediyorum, çünkü Mısırlı Hristiyanların çoğu Mısır'a oldukça bağlı.
Kültürlerine ve Mısırlı olmaya bağlılar, ancak eğer koşullar zorlaşırsa bu insanlar Mısır'dan ayrılacaktır. Özellikle de hükümet, bu toplumun uzun süredir devam eden sorunlarına çözüm bulmazsa...