Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi talimatını vermekle suçlanan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, geçen yıl "rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele" maskesiyle gözaltına aldırdığı Suudi prenslere işkence yaptırdığı iddiası yeniden gündeme geldi.
Abone olABD'nin NBC News kanalı, ismini açıklamadığı eski ABD istihbarat yetkililerine dayandırarak yayımladığı haberde, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın geçen sene düzenlettiği operasyonda gözaltına aldırdığı prensler ve üst düzey isimlere işkence yapıldığı ileri sürüldü.
11 PRENS, 4 BAKAN VE ONLARCA ESKİ BAKAN... Haberde, yapılan operasyon dahilinde 11 prens, 4 bakan, onlarca eski bakan ve iş adamının, yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alındığı, bu süre zarfında bu isimlere psikolojik ve fiziksel işkence uygulandığı belirtildi.
ŞANTAJ YAPMAK VE GÜÇ ELDE ETMEK İÇİN... Operasyonun "şantaj yapmak ve güç elde etmek için" yapıldığı kaydedilirken, "Gözaltına alınan kişilere zor kullanıldı ve işkence yapıldı." ifadeleri yer aldı. Haberde, bin Selman yönetiminin, gözaltına alınanlara işkence yapıldığı iddialarını reddettiğine ve Suudi Arabistan'ın Washington'daki büyükelçiliğinin ise konuya ilişkin soruları cevapsız bıraktığına yer verildi.
TRUMP'IN DAMADININ GİZLİ ZİYARETİ SONRASI... Suudi Arabistan'da yapılan bu operasyondan önce ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı ve danışmanı Jared Kushner'in Riyad'a yaptığı gizli ziyaret dikkati çekmişti. Kushner'in, gizli ziyarette bin Selman ile görüşmesi, Beyaz Saray'dan ismi açıklanmayan kaynaklar üzerinden basına sızdırılmıştı.
PRENSLER ÇIKIYOR... Öte yandan ABD'li Wall Street Journal gazetesinin, güvenilir kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Suudi Arabistan'da birçok prens, bakan ve iş adamının tutuklandığı "yolsuzluk soruşturmasını" eleştirdiği için ocak ayında gözaltına alınan ve Kral Selman bin Abdülaziz'in yeğeni olan Prens Halid bin Talal dün serbest bırakıldı. Prens Halid'in "yolsuzluk soruşturması" kapsamında serbest bırakılan ilk prens olduğunu belirten kaynaklar, bunun Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından Suudi Arabistan'a yöneltilen eleştiri ve baskıların hafifletilmesi çabası olduğunu kaydetti.
PRENSİN BIRAKILMASI ÇOK SEMBOLİK... Suudi kraliyet ailesinden bir kaynak, "Suudi yönetimi değişmek istediğini ve bu konuda da ciddi adımlar attığını göstermek istiyor. Prens Halid'in serbest bırakılması çok sembolik, zira Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a karşı çıktığı için tutuklanmıştı." değerlendirmesinde bulundu.
YAKINDA SERBEST KALACAKLAR... Söz konusu soruşturma kapsamında tutuklanan başka kişilerin de serbest bırakılmasının beklendiğini vurgulayan kaynaklar, Prens Turki bin Abdullah, Prens Abdülaziz bin Fahd ve milyarder iş adamı Muhammed Hüseyin el Amoud'nin yakın zamanda serbest bırakılacağının tahmin edildiğini aktardı.
SUUDİ ARABİSTAN'DAKİ "YOLSUZLUK" GÖZALTILARI... Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz tarafından 4 Kasım 2017'de yayımlanan kraliyet kararnameleriyle Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu kurulması kararlaştırılmıştı. Söz konusu komisyon tutuklama, mal varlığına el koyma ve gerekli diğer işlemleri yapmakla yetkilendirilmiş, başkanlığına da Kral Selman'ın oğlu Veliaht Prens Muhammed bin Selman getirilmişti. Komisyonun kurulmasının hemen ardından başlatılan "yolsuzluk soruşturmaları" çerçevesinde başta Kraliyet Muhafızları Bakanı Prens Mutab bin Abdullah ve milyarder iş adamı Prens Velid bin Talal olmak üzere çok sayıda prens, bakan ve iş adamı gözaltına alınmış, daha sonra bu kişilerin çoğu serbest bırakılmıştı.
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ... Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'dan, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamamıştı. Suudi Arabistan yönetimi 18 gün sonra gazeteci Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğünü kabul etmek zorunda kalmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada ise "Maktul Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 tarihinde, evlilik işlemleri için girdiği Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'nda, daha önceden yapılan planlama doğrultusunda, başkonsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür. Cesedi, boğularak yine önceden yapılan planlama doğrultusunda parçalanarak yok edilmiştir." ifadeleri kullanılmıştı.