BIST 9.921
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.962,29
HABER /  GÜNCEL

İşkence raporu işkenceye dönüştü!

Ünlü şair, 12 Eylül işkenceleri için suç duyurusunda bulununca, Adli Tıp'a sevk edildi

Abone ol

12 Eylül askeri darbesi sonrasında işkence gördüğünü iddia ederek dönemin askeri yöneticilerine suç duyurusunda bulunan şair yazar Yılmaz Odabaşı, 32 yıl önce kendisine işkence yapılıp yapılmadığına dair rapor alması için Adli Tıp Kurumu'na sevk edildiğini söyledi.

Yalova'daki evinde gazetecilere açıklama yapan Yılmaz, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Yalova Cumhuriyet Savcılığına ifade verdiğini, yaklaşık 8 ay önce devlet hastanesine dönemin işkence izlerinin tespiti için gönderildiğini, bu kez de savcı tarafından İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini kaydetti.

Kenan Evren başta olmak üzere, dönemin 7. Kolordu Komutanı Kemal Yamak, Diyarbakır İç Güvenlik Amiri Esat Oktay Yıldıran gibi isimler hakkında davacı olduğunu hatırlatan Odabaşı, "Savcı, bana işkence yapanları teşhis etmemi, isim, unvan ve kanıt sunmam gerektiğini söyledi" dedi.

Kendisine işkence yapanları tespit etmesinin mümkün olamayacağını dile getiren Odabaşı, şöyle konuştu: "Zaten gözlerimizin bağlandığı ve işkenceye dair tüm kanıtların yok edildiği bir toplumsal, siyasi süreç olduğu için davacı olduk. Fakat savcı hanım, her isteyenin şikayetçi olamayacağını ve 20'ye yakın siyah-beyaz subay ve er fotoğraflarından şahsıma işkence yapanları tespit etmemi söyledi. Fakat fotoğrafların tümü silik siluet halinde olduğu ve aradan 32 yıl geçtiği için teşhis edemedim. Yapandan çok yaptıranın suçlu olduğuna inandığımı, yaptıranların da Kenan Evren, Tahsin Şahinkaya, Kemal Yamak ve Esat Oktay Yıldıran gibi isimleri beyan etmiş olmama rağmen bunun kanıt sayılamayacağını söylediler."

32 yıl sonra yeniden rapor

Odabaşı, 24 Şubat Cuma günü Adli Tıp Kurumuna giderek rapor alacağını belirterek, şöyle devam etti: "32 yıl aradan sonra ikinci kez işkence yapılıp yapılmadığına dair Adli Tıp Kurumuna sevk edilmem davanın trajikomik bir hal aldığının göstergesi. Bu bir bireysel dava değil, toplumsal bir davadır. Ahmet'in Mehmet'in kaşını gözünü tespit etme meselesi değildir. Gözümüz bağlı işkencelerde bizim o yıllara dair kanıt sunma imkanımız yok. Herkesten bireysel bir kanıt istense 12 Eylüle dair bir dava açılması söz konusu olamaz. Gözünü bağlayarak işkence yaptığı insanda kim kanıt bırakır? 32 yıl aradan sonra durmadan beni niye doktora gönderiyorlar?"

Yılmaz Odabaşı, 12 Eylül'de gördüğü işkenceden dolayı vücudunda 2 kesik izinin halen durduğunu sözlerine ekledi.

Yalova'da, yazarlar Hasan Kıyafet ile Yılmaz Odabaşı, 21 Eylül 2010'da, 12 Eylül darbesine ilişkin suç duyurusunda bulunmuştu.