Wall Street Journal IŞİD'in beyin takımında kimlerin olduğunu, örgütün nasıl bir yönetim modeli ile çalıştığını konu alan haberinde uzmanların paylaştığı çarpıcı bilgileri yazdı...
Abone olIrak'ın kuzeyi ve Suriye'de hızla ilerleyen IŞİD'in bu yaz kat ettiği yol, El-Kaide'nin hatalarından ders çıkarmış bir zalimin kontrolünde, sıkı bir örgütlülükten kaynaklanıyor. Örgütün kısa sürede kattettiği mesafeyi kritik eden Wall Street Journal IŞİD'in beyin takımında kimlerin olduğunu, kimin hangi görevi üstlendiğini yazdı.
IŞİD'i izleyen Batılı ve Ortadoğulu yetkililer, arabalara yerleştirilen bombalar gibi bilindik terör eylemlerle geleneksel askeri taktikleri birleştiren örgütün, yerli aşiretler ile güçlü bağları ve Saddam Hüseyin'in ordusunun eski generallerinin yetenekleriyle gücünü artırdığını söylüyor.
UZMANLAR ANLATIYOR! IŞİD NASIL BİR YÖNETİME SAHİP?
İşgal edilen yerlerde "Ya bize katıl ya da öl" söylemleriyle etkin adam toplama stratejisi geliştiren IŞİD'in, yerli iş adamlarından kesilen haraçlar ve işgal ettiği topraklarda halifelik ilan etmesinin, kökten dincilere cazip gelmesi, örgütü daha da güçlendiriyor. Destekçilerine göre IŞİD, "Sünni Müslümanların dünya genelindeki varoluş mücadelesi için toprak talebini etkin bir şekilde ortaya koydu."
Tüm bunların sonucu ise yeni bir terör mahsülü oldu. Georgetown Üniversitesi'nin terörizm uzmanlarından Bruce Hoffman, "El-Kaide'nin yaptıklarını geliştirdiler ve bunu çok daha geniş bir kapsamda uyguladılar" dedi.
Örgüt, birbirini yıllardır tanıyan ve sadakati sorgulananların çoktan atıldığı bir grup lider tarafından idare ediliyor.
IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi gibi, çekirdek grubun çoğu güney Irak'taki Bukka Kampı'nda ABD tarafından gözetiminde kaldı. Ürdünlü El-Kaide uzmanı Hasan Ebu Haniye, "Gözaltından, daha radikal görüşlerle çıktılar" diye anlatıyor.
Batılı ve Arap yetkililer ile örgütün değişimini izleyen Suriyeli isyancılar, IŞİD'in tepesinde 10-12 adam olduğunu ve örgütün sıkı bir komuta kontrol düzeni uyguladığını söylüyor. Askeri operasyon yapar gibi hareket eden IŞİD, bazen kazançlarını konsolide etmek ve lojistik altyapısını geliştirmek için askeri operasyonlarına ara veriyor.
IŞİD BİR DEVLET GİBİ YAPILANIYOR
IŞİD'in diğerlerinin yapmadığı bir yönetim yapısı benimsediğini söyleyen ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi'nin başkanı Mike Rogers, IŞİD'in son günlerde ele geçirdiği enerji faaliyetlerini koordine etmek için bir petrol bakanı atadığına dikkat çekti.
IŞİD'in bir zamanlar parçası olduğu El Kaide hiçbir zaman toprak işgali yapmamıştı. Temmuz'da yayınlanan bir videoda bir adam, Bağdadi'nin Müslümanların, halifeliğe bağlılık ve birlik yemini etmesini istediğini söylemişti.
Bağdadi 2010'da Irak'ta bir zamanlar El-Kaide olarak bilinen örgütü devraldı. O örgüt, ABD'nin Irak işgalinin sonrasında kurulmuş ve Ebu Musal El Zarkavi tarafından yönetiliyordu. Irak'taki El-Kaide örgütüne 2006-2007 itibariyle 10 bin gerilla katılmıştı, ancak o yıllarda ABD'nin hava saldırılarında örgütün lideri olan Zarkavi öldü.
2004'te Bağdadi, o dönemde gözaltında 20 bin kişinin olduğu Bukka Kampı'na kapatılmıştı.
Bağdadi 2007'de El-Kaide'nin Irak koluna katıldı. O dönem üyelerince Irak İslam Devleti olarak bilinen örgüt, bugünkü IŞİD'in temelini attı. El Kaide Irak örgütü o yıl küçülmeye başladı ve ABD istihbarat yetkililerine göre, ABD askerlerinin Irak'tan çıktığı dönemde, en kalabalık olduğu dönemindeki üye sayısının yalnızca yüzde 5-10'una sahipti.
Brookings Doha Merkezi'nin ziyaretçi uzmanlarından Charles Lister'a göre, Irak'taki El-Kaide örgütlenmesini devralan Bağdadi'ye, piramid yönetim yapısına sahip bir örgütü miras kaldı. Analistler, örgütün komuta zinciri ve operasyonel detaylarını netleştirmeye çalışırken, bazı bilgiler de ortaya çıkıyor.
IŞİD'İN ÇEKİRDEK KADROSU
IŞİD'de şu anda ikinci adam pozisyonunda, Ebu Ali El Anbari takma adlı eski Irak ordusu yetkililerinden biri bulunuyor. Bazı analistler, Anbari'nin büyük oranda örgütün Suriye'de operasyonlarını idare ettiğini söylüyor. Bu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın rejimi ve IŞİD'e karşı olan diğer Suriyeli isyancılara karşı savaşları yönetmeyi de kapsıyor.
Suriyeli ve Iraklı militanlara göre Anbari, yolsuzluk suçlamalarıyla Irak'taki bir başka radikal örgüt olan Ensar El İslam'dan atılmasının ardından El Kaide'nin Irak örgütlenmesinde yükseldi. Militanlar, Anbari'nin şeriat kanunları bilgisinin, IŞİD'in diğer liderleri kadar fazla olmadığını ve Anbari'nin şimdi siyasi temsilcilik rolünü üstlendiğini söyledi.
Militanlar konusunda uzman olan Bağdat'taki Hişam El Haşimi, Bağdadi'nin diğer önemli adamlarından birinin de Fadıl Ahmed Abdullah El Hiyali olduğunu belirtiyor.
Ebu Müslim El Türkmani kod adlı Hiyali, Anbari gibi Saddam Hüseyin'in generallerinden biriydi ve IŞİD öncesinde ılımlı İslam'a inanıyordu. Haşimi, ABD askerlerinin Irak'a girmesinin ardından Irak ordusundan çıkarılan Hiyali'nin Amerikalılara karşı savaşmak için Sünni Müslüman isyancılar arasına katıldığını anlatıyor. Bazı analistler, Hiyali'nin önem itibariyle Anbari ile eşdeğer olduğunu söylüyor.
Brookings'ten Lister, Bağdadi'nin bir savaş kabinesi ve Şura konseyinin olduğuna dikkat çekti. Ayrıca IŞİD liderinin yönetimi altında çalışan bakanlar kurulu ve vali konseyi var.
ABD'li yetkililer, Bağdadi'nin genel komutan olduğunu ve çok yakından idare etmediğini söyledi. Bağdadi, dini fetva ve askeri emirleri, adamlarıyla iletiyor.
Lister'a göre Bağdadi, liderliği "gerçek bir paranoya ve doğrudan sadakate odaklanarak" telkin ediyor. Lister, Bağdadi dört yıl önce kontrolü devraldığında, sadakatsiz davranan komutanlara düzenlenen suikastleri yönetti. Askeri komuta şu anda Bağdadi'nin bildiği ve güvendiği adamların elinde.
YALNIZCA YÜKSEK PROFİLLİ MİLİTANLAR KAMUOYUNUN ÖNÜNE ÇIKIYOR
Yabancılar arasında yalnızca en iyi olanların kamuoyu önüne çıkmasına izin veriliyor. Bunlardan biri bir zamanlar Gürcistan ordusunda istihbarat biriminde çalışmış ve şu anda Suriye'de olan Ebu Ömer El Şişani. Şişani, bir Çeçen. Uzmanlar, bu stratejisinin cihadın 'cazibesini' korumak için planlandığını belirtiyor.
IŞİD, aldığı topraklarda işi büyük oranda yerel yetkililere bırakarak, işgal edilen yerlerde yaşayan halkı gereğinden fazla ötekileştirmeyi önlemeye çalışıyor. IŞİD'in işgal ettiği topraklar ve ele geçirdiği petrol yatakları ve banka şubeleri sayesinde örgüte finansal akışın devamını sağlıyor.
Haşimi, IŞİD bir yeri ele geçirirken, bölgedeki kendileri gibi düşünen ya da sindirilmiş aşiret liderlerine, destek ve sığınılacak yer vermeleri için rüşvet verildiğini ya da baskı yapıldığını anlatıyor.
MALİKİ ÖFKESİNDEN BESLENDİ
Örgüt, Sünnilerin, şimdi koltuğundan ayrılmaya hazırlanan Irak Başbakanı Nouri El Maliki'ye dair memnuniyetsizliklerinden çok yararlandı.
IŞİD ayrıca vuruş mesafesinde olan düşmanları içinde faaliyet göstermenin de yolunu buldu ve bu sayede benzer ideolojideki insanların desteğini aldı.
Haşimi, "Stratejileri, her zaman bir Şii düşmanın yakınlarındaki Sünni çevrelerde savaşmak. Bu onlara motivasyon sağlıyor" diyor.
ABD istihbarat yetkilileri, IŞİD'in toprakları kontrol altına almasının, ilerledikleri ve kazandıkları algısını da güçlendirdiğini söylüyor. Başka etkilerin yanısıra, bu adam toplamalarını da kolaylaştırıyor.
Örgütün yeniden yükselişi 2012'de başladı. IŞİD'in Irak'ta esip kavurarak Musul ve Tikrit'i ele geçirmesinden önce, 2012 Haziran itibariyle 10 bin adamı vardı.
IŞİD ayrıca adam toplamak için de, genellikle zor kullanarak, belli bir taktik uyguluyor. Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, Temmuz'dan bu yana 5 bini Suriyeli olmak üzere 6 bin kişi IŞİD'e katıldı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, IŞİD'in adamlarına Halep ve Rekka'daki kamplarda talim yaptırdığını ve örgüte bu yaz en yüksek katılımın olduğunu söyledi.
Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, IŞİD'e bu yaz katılanların bin 300'ünün Suriye ve Irak'ın dışından olduğuna dikkat çekti.
ABD'li yetkililer 10-12 Amerikalının da IŞİD'e katıldığını ve en azından ikisinin, örgütle savaşırken öldüğünü belirtiyor. FBI, farklı cihatçı örgütlere katılmak için 100'ün üzerinde Amerikalının Suriye'ye gittiğini, ancak tam sayıyı bilmediklerini söylüyor.
Diğer Batı ülkelerinden de IŞİD'e çok sayıda katılım var. İngiliz güvenlik yetkilieri, 500 İngilizin Suriye'deki militan örgütlere katıldığını belirtiyor ve yetkililer, son dönemdeki katılımların çoğunun IŞİD'e olduğuna inanıyor.