Seydişehir'in özelleştirilme kapsamına alınması işçiler tarafından büyük tepkiyle karşılanmış,olaylar çıkmıştı. Maliye Bakanı Unakıtan bugün işçilere bir söz verdi.
Abone olMaliye Bakanı Kemal Unakıtan, ''İlgili bakan olarak şunun altını çize çize söylemek istiyorum; Seydişehir Alüminyum Tesisleri'nin özelleştirilmesi sonucu, kanunen emekli olacaklar hariç hiç kimse oradan çıkarılmayacak'' dedi. Balıkesir'in Erdek İlçesi'nde bir marketin açılışını yaptıktan sonra Erdek Kaymakamı Cemil Aksak'ı makamında ziyaret eden Unakıtan, burada gazetecilerin soruları üzerine, özelleştirmede önemli mesafe katettiklerini, 2004 yılında 2.1 milyar dolarlık özelleştirmeye imza attıklarını kaydetti. Bu özelleştirmelerin, küçük ve orta ölçekli işletmeleri kapsadığını, bu yıl ise yüksek değerdeki özelleştirmelerin yapılacağını, bunların başında da yıllardır satılamayan ve Türkiye'de yılan hikayesine dönen Telekom'un özelleştirilmesinin geldiğini belirten Unakıtan şunları söyledi: ''Telekom'un çok büyük değerler ettiği yıllarda maalesef özelleştirme karşıtlarının büyük çalışmaları neticesinde, özelleştirme yapılamamış. Türkiye'nin çok daha az borçlandığı o dönemde Telekom özelleştirilebilseydi, Türkiye bu durumda olmazdı. Büyük borçlar ve faizler altında Türkiye inlemezdi. Demek ki özelleştirme karşıtı olmak Türkiye'ye büyük faturalar ödetiyor. O bakımdan herkesin özelleştirme ile ilgili konuşmalarına biraz daha dikkat etmesi, Türkiye'nin menfaatinin nerede olduğunu iyice düşünüp, ona göre konuşması lazım.'' Tüpraş'ın yüzde 51'inin blok olarak satışa çıkarılacağını ve çok iyi talepler olduğu için çok iyi bir sonuç beklediklerini anlatan Unakıtan, Tüpraş ile Erdemir'in satışının 2005 yılı içinde bitirileceğini, hem blok satış hem de halka arz yoluyla özelleştirmelerin devam edeceğini söyledi. Unakıtan, bazı kanun değişiklerine gereksinim bulunan Milli Piyango ve elektrik dağıtımlarının özelleştirilmesinin de bu değişiklikler sonrasında başlayacağını, İskenderun ve Mersin limanlarının yakında satışa çıkarılacağını, bunları İzmir, Bandırma, Samsun ve Derince limanlarının izleyeceğini ifade etti. İstanbul Karaköy'deki ''Salı Pazarı Limanı''nın yap-işlet-devret modeliyle özelleştirilerek 10 gün içinde ihaleye çıkarılacağını belirten Unakıtan, özelleştirmelerin Emekli Sandığı otelleri ile Vakıfbank, Halkbank ve Ziraat Bankası'yla süreceğini anlattı. Seydişehir Alüminyum Tesisleri'nin özelleştirilmesi için 10 Haziran'da son tekliflerin alınacağını kaydeden Unakıtan, şöyle devam etti: ''Seydişehir'de işçi kardeşlerimizi yanlış bilgilendirmeler oluyor. Maalesef bunların içinde Ana Muhalefet Partimiz de var. Ana Muhalefet Partimizin Genel Başkanı başta olmak üzere bir takım milletvekilleri, işçilerimizi yanlış bilgilendiriyor. İlgili bakan olarak şunun altını çize çize söylemek istiyorum; Seydişehir Alüminyum vTesisleri'nin özelleştirilmesi sonucu, kanunen emekli olacaklar hariç hiç kimse oradan çıkarılmayacak. Hiçbir işçinin işine son verilmeyecek. Bugün alüminyum tesislerinin kapasitesi 60 bin ton. Bu ekonomik olarak küçük ölçek. Yeni alacak kişiye şart koyduk. Şartnamede dedik ki (Burayı alacak kimse en az 110 milyon dolar yatırım yapacak). Bir şart daha koyduk. orada maden cevheri olarak bir yere ihraç edemez, tamamen orada üretime döndürecek. Daha yüksek katma değer üretip, sadece mamul satışı gerçekleştirecek. Bu, ülke için çok önemli. Alüminyum sektörü için, elektrik girdi maliyeti önemli bir oran tuttuğu için Oymapınar Barajı'nı da Seydişehir alüminyum tesislerine verdik. Orayı alacak kişi, orayı büyütecek, işçi çıkarmak yerine yeni işçi alacak. Hiç kimse bir bardak suda fırtına koparmaya kalkmasın.'' Unakıtan, bazı işadamı derneklerinin yöneticilerinin, ''Limanların özelleştirilmesinde yerli sermayeye öncelik tanınması'' yolundaki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, Türkiye'nin yabancı sermayeye ihtiyacı bulunduğunu söyledi. ''Yabancı sermaye geliyor'' diye korkaklık içine girmenin anlamı n Unakıtan, ''Yabancı sermaye geldi, hoş geldi, sefa geldi'' demek gerektiğini söyledi. Unakıtan, yıllarca ''Yabancı sermaye gelmiyor'' yazılarınınv gazetelerde çarşaf çarşaf yer aldığını, ''Yabancı sermayeyi nasıl getirebiliriz'' diye toplantılar, konferanslar düzenlendiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: ''Türkiye'yi tanıtmak için milyon dolarlar harcıyoruz. Sadece turist mi gelsin istiyoruz. Turistle birlikte yabancı sermaye de gelsin, yatırım yapsın. Mevcut fabrikaları satalım, elde ettiğimiz paralarla, başka imkanlara bakalım. Yabancı sermaye gelirse ne olacak? Fabrikayı alıp götürecek hali yok herhalde. Fabrika burada. O nedenle herkes söylediği söze dikkat etsin, cahilce konuşmalar yapmasın. Yerli sermaye, parası varsa gelsin alsın. Ne diyorum ben, (parayı veren düdüğü çalar arkadaş), bitti. Benim satılık malım var, çıkarır parayı kim verirse o gelir, orayı işletmeye başlar. (İlla şu alsın, bu alsın) dediğiniz zaman suni oluşumlara yer veririz ki onlar da ilerde bunu doğru dürüst işletemezler.'' Unakıtan, Rusya'nın özelleştirmeyi tamamladığını, geçen yıl Türkiye'ye gelen Bulgaristan Ekonomi Bakanı'nın ''Biz özelleştirmeyi bitirdik'' dediğini, ''komünist'' Çin'in ise özelleştirme yapmakta olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: ''Bizdeki komünistler Çin'dekilerden daha fazla komünist. Dünya değişti, bunlar değişmedi. Ben anlamıyorum. Ne zaman ekonomiye istikrar geldi, önce yerli sermaye yatırım yapmaya başladı. Yabancı sermaye de arkasından geldi. Yatırım yapmak için her gün yeni yabancı sermaye sahipleri beni ziyaret ediyor. Bu, arayıp da bulamadığımız bir iş. Şimdi hiç şikayet edecek nokta kalmadı, (Yabancı sermaye geliyor, eyvah ne yapacağız) diyorlar. Gelsin, kimse yeri götürmüyor. Bir sürü yabancı sermaye geldi, villa aldılar bizden. 1 milyar doların üzerinde villa sattık, kötü mü oldu. Aynı villalar Bodrum'a, Marmaris'e gidin, orada duruyor. Adamlar her gün geliyorlar, fena mı oluyor yani, Türkiye'ye para bırakıyorlar. Türkiye bu noktalara kolay gelmedi. Çabuk geldik. Ondan dolayı şaşırıyorlar. Ne yapalım hızlı çalıştık. Çalışınca bu işler oluyor.''