Türkiye 2005 yılını, tarihi boyunca ulaşamadığı kadar olumlu bir makroekonomik performansla karşılıyor. İş dünyası yeni yıla büyük umutlarla girmeye hazırlanıyor.
Abone olBir kuşağın hemen hiç görmediği tek haneli enflasyon, Ekonomik İşbirliği ve Kalınma Örgütü’ne üye ülkeler arasında Türkiye’yi zirveye taşıyan yüzde 10’a yakın bir büyüme rakamı en temel göstergeleri oluşturuyor. Bunların yanında IMF ile başarıyla tamamlanan ilk stand-by düzenlemesi ve üç yıllık yeni stand-by 2005 yılında ekonomik istikrarın devamlılığına yönelik güveni artırıyor. Türkiye’nin son yıllarda tutunduğu belki de en güçlü çıpa olan Avrupa Birliği ile 3 Ekim’de başlayacak müzakereler de olumlu bakışı destekleyen diğer unsur. IMF ANLAŞMASI AB STANDARDINA TAŞIYACAK 2004 yılının başarılı performansı, iş dünyasının 2005 yılına da pozitif bakmasına neden oluyor. Yeni yılla birlikte, Türkiye’nin önündeki ilk önemli çıpa IMF ile yapılacak yeni stand by anlaşması olurken, iş dünyası bu anlaşmanın Türkiye’yi AB standartlarına ulaştıracak, çok sağlıklı bir yapısı olduğu görüşünde birleşiyor. IMF anlaşmasının kaynak boyutu da iş dünyasının olumlu bakışını güçlendiren nedenlerden biri oldu. Avrupa Birliği tartışmalarıyla yılı kapatan Türkiye için, 2005 yılı da çok farklı olmayacak. 17 Aralık’ta alınan kararların iş dünyasında bir umut ışığı yarattığında görüş birliğine sahip reel sektör temsilcileri, Kıbrıs dışındaki sorunların 3 Ekim öncesi çözülebileceğini öngörüyor. AB YOLUNDA ÇOK ADIM GEREKLİ İş dünyası, AB konusunda tarih alınmasına rağmen Türkiye’nin atması gereken çok adım olduğunu kaydediyor. Sürecin yabancı sermayeye etkisini değerlendirmeye çalışan iş dünyasında genel eğilim, AB’den gelecek olumlu yanıtın sermaye girişi açısından hemen bir etki yaratmayacağı yönünde netlik kazanıyor. IMF ile yapılacak anlaşmanın önemli maddelerinden biri olan vergi reformu, aynı zamanda iş dünyasının da gündeminde yer alıyor. İşadamları, vergilerde yapılacak indirimin iş dünyasında hareketlenmeyi sağlayacağını ifade Kaynak: NTV