ABD ile ilişkiler hakkında önemli açıklamalar yapan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "Biz savaşı karşıyız. ABD'lilerin de savaşın peşinde olmadığını düşünüyorum" diye konuştu. Ruhani ayrıca, "Biz sonunda düşmanı müzakere masasına oturmaya mecbur bırakacağız, onlar 2013'te müzakere masasına geldi. Şimdi de öyle olacak" ifadelerini kullandı.
Abone olİran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, başkent Tahran'da düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Basra Körfezi'ndeki olası bir savaşın herkesin zararına olacağına işaret eden Ruhani, "Bölge ülkeleri, sürekli olarak ABD'yi savaş konusunda uyarmışlardır. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve birkaç ülke daha ABD'yi bölgede olası bir savaştan uzak tutmuşlardır. Bölgedeki bir savaş, herkesin zararınadır. İran, BAE, Bahreyn, Katar ve Kuveyt fark etmez, herkes bundan zarar görür. Hiçbir ülke savaştan yarar sağlamaz" ifadelerini kullandı.
Ruhani, Basra Körfezi'nin ağzında bulunan ülkelerin olası bir savaştan büyük zarar göreceğini savunarak, "Biz savaşa karşıyız, ABD'lilerin de savaş peşinde olmadığını düşünüyorum. Çünkü ABD'liler savaşın kendileri için ne zararlar doğuracağını biliyor. Sayın Trump da seçimde kazanmanın peşindedir. Tüm politikaları da buna göre yürütüyor. Trump, savaşın seçimlerde kazanma şansını ortadan kaldıracağını biliyor" diye konuştu.
İran ile BAE arasında gizli müzakerelerin yapıldığı yönündeki iddialarla ilgili Ruhani, "BAE ile müzakerelerimiz hiçbir zaman kopmadı, hem istihbarat servisleri hem de yetkililer vasıtasıyla devam etmiştir" dedi.
"AB ülkelerinin bir çözüm yolu bulmasını ümit ediyoruz"
Ruhani, nükleer anlaşmada İhtilaf Çözüm Mekanizmasının işletilmesi ve İran dosyasının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) taşınmasıyla ilgili ise kısa vadede böyle bir şeyin olmayacağını ve AB yetkililerinin bu yöndeki girişimlerini belirsiz bir süreye kadar ertelediklerini ilettiklerini aktardı.
"ABD çekildi, biz de mütekabiliyete göre 5 aşamada taahhütlerimizi düşürdük" diyen Ruhani, "Nükleer anlaşmaya bağlı değiliz ve ajans çerçevesinde hareket ediyoruz. AB ülkelerinin bir çözüm yolu bulmasını ümit ediyoruz, ikimizin de nükleer anlaşmaya bağlı kalmasını diliyorum" yorumunda bulundu.
Ruhani, ABD'nin nükleer anlaşmaya dönmeden ve yaptırımları sona erdirmeden müzakerenin mümkün olmadığını yineleyerek, şöyle devam etti:
"Şartlarımız ağır olmasına rağmen bu sene, önceki seneye göre daha iyi geçti. ABD yaptırımlarını aştık. Hiçbir zaman zayıf bir şekilde müzakere masasına oturmayacağız. Biz sonunda düşmanı müzakere masasına oturmaya mecbur bırakacağız, onlar 2013'te müzakere masasına geldi. Şimdi de öyle olacak."
"İran tarihinde ilk defa petrolsüz ekonomiyi deniyoruz"
Enerji, petrol, gaz, elektrik, su, tarım, turizm, bilim şirketleri, maden, sanayi, hizmet, eğitim, sağlık alanında önceki yıllara göre daha iyi bir durumda bulunduklarını belirten Ruhani, "Yaptırımlara rağmen, İran tarihinde ilk defa petrolsüz ekonomiyi deniyoruz. İran'da hiçbir hükümet, petrolsüz ekonomiyi denememiştir. Biz, 2018 ve 2019'da bunu denedik ve ülkenin petrolsüz de idare edilebileceğini gördük. Bu biraz yavaş olabilir fakat mümkün" diye konuştu.
Ruhani, hükümetin benzin artışından elde edilen gelirin, 1 riyaline bile dokunmadan, belirlenen 60 milyon vatandaşa dağıttığını kaydederek, protestolarda hayatını kaybedenlerle ilgili yabancı basında çıkan sayıların doğru olmadığını savundu.
Bununla ilgili yetkinin Adli Tıp Kurumunda bulunduğunu belirten Ruhani, ancak ellerindeki verilerle açıklanan sayılar arasında çok fark olduğunu ileri sürdü.
"İran'da hiçbir zaman böyle bir olay olmadı"
Ruhani, İran'ın 8 Ocak'ta düşürdüğü Ukrayna Havayollarına ait uçakla ilgili, olayın meydana geldiği gün bunu kaza olarak değerlendirdiklerini, ertesi gün ise vurulduğu yönündeki şüphelerinin arttığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Cuma günü Genelkurmay Başkanlığıyla konuştum ve 16.30'da konunun netleştiğini söylediler. 'Bunu hemen açıklayın' dedim ve gece, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi toplandı. Genelkurmay Başkanı'nın da katıldığı toplantıda, konu açıklığa kavuştu. 'Akşam açıklamayı yapın' dedim, 00.00'a doğru yapılmayınca şaşırdım ve sordum. Sabah yapıldı. İran'da hiçbir zaman böyle bir olay olmadı. Ülkenin başkentinde uluslararası havalimanında böyle bir hatanın olması inanılır gibi değil."
Hava sahasının kapatılmasının hükümetin değil silahlı kuvvetlerin yetkisinde bulunduğunu ve Meteoroloji Müdürlüğünün de tabiat şartları nedeniyle böyle bir karar alabileceğini aktaran Ruhani, konuyu takip etmeye devam ettiklerinin altını çizdi.
"Hükümet seçimlere katılmıyor, Ruhani'nin hiçbir listesi yoktur"
Ruhani, İran'daki meclis seçimlerinde 44 bölgede rekabet olmayacağına ve tek bir cenahın seçime gireceğine değinerek, hükümetin liste sunduğu yönündeki eleştirileri de reddetti.
Tüm partilerin, tek bir cenahın bir ülkeyi idare etmesi düşüncesinden kurtulması gerektiğinin altını çizen Ruhani, "Tek bir parti ya da cenahın ülkeye hakim olması gerektiği fikri, doğru değildir, buna karşı çıkmalıyız. ABD, seçimlere ekseriyetin katılmasından değil, az kişinin sandık başına gitmesinden mutlu olacaktır. Hükümet seçimlere katılmıyor, Ruhani'nin hiçbir listesi yoktur" dedi.
Ruhani, ABD seçimleri ve adaylarla ilgili bir soruya da "Önemli olan, ABD'nin ve Beyaz Saray'daki yöneticilerin düşüncelerini değiştirmesidir. ABD'nin çıkarına olanı seçmelerini isteriz. Özel bir parti ya da şahıs gibi bir düşüncemiz yok. ABD, tek taraflı politikaları bırakmalı ve dünyanın lideri olduğunu unutmalıdır. Beyaz Saray'da bu düşünce hakim olursa sorunlar da çözülür" yanıtını verdi.
İstifayla ilgili iddialara yalanlama
Hakkında çıkan 'istifa' iddialarını da yalanlayan Ruhani, ilk seçildiğinde böyle bir düşüncenin kafasında belirdiğini ve konuyu İran lideri Ali Hamaney'e de açtığını ancak kendisinin buna karşı çıktığını aktardı.
Ruhani, "İstifanın bir anlamı yok. Seçimlerde halka vaatlerde bulunduk ve söz verdik. Bu son saate kadar devam edecektir. Verdiğim vaatleri uygulamak için çalışacağım. İstifa, hiçbir zaman gündeme gelmedi, düşünmedim" diye konuştu.
"Bölgemizdeki en önemli mesele Yemen'dir"
Suudi Arabistan ile müzakerelere ilişkin de Riyad yönetiminin Pakistan, Irak ve AB ülkeleri vasıtasıyla kendilerine mesaj gönderdiğini bildiren Ruhani, "Suudi Arabistan hazır olduğunda aramızdaki meseleler müzakere edilebilir. Bölgemizdeki en önemli mesele, Yemen'dir. Yemen'de hem Suudi Arabistan hem de Yemen halkı sıkıntıyla karşı karşıya kaldı" değerlendirmesinde bulundu.
Ruhani, İdlib'deki gelişmelerle ilgili ise Soçi'nin önemli bir siyasi süreç olduğunu ve bunun devam etmesi gerektiğini kaydetti.