Ahmedinecad, İran'ın dünyada sekizinci nükleer güce dönüştüğünü söyledi.
Abone olİran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, uranyum zenginleştirmesi ve barışçıl alanlarda kullanılmak üzere nükleer enerji üretme başarısından sonra ülkesinin dünyanın sekizinci nükleer gücüne dönüştüğünü açıklayarak dünyaya sürpriz yaptı.
Ahmedinecad'ın bu itirafı devrik Irak lideri Saddam Hüseyin'in 15 yıl önce dünya televizyonlarından Batı'nın ithal etmesini yasakladığı nükleer bomba malzemelerine gönderme yaptığı günü hatırlatıyor. Saddam'ın Batı'ya meydan okuyan bu girişimi, Irak'ı felakete götürdü. Amerikan uçakları, İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerle işbirliği yapan Japonya'yı cezalandırmak için Hiroşima'ya attığı üç nükleer bombaya denk bombalar attı Bağdat ve başka Irak kentlerine.
Psikolojik savaş başladı
Uzmanlara göre İran'ın yüzde 3'ü aşmayan oranda uranyum zenginleştirmede başarılı olduğu doğru ama nükleer enerjiyi etkin nükleer başlıklarda kullanması için bu oranı yüzde 80'e çıkarması gerekiyor. Ama, bu başarı İsrail ile Batı dünyasını endişelendirdi ve İran'ı nükleer silahlarla vurma gerekçesi olarak kullanılabilir.
Ahmedinecad, açıklamasıyla şu iki temel hedefi gerçekleştirmek istemiş olabilir: Ülkesine yönelik savaş davulları çalan ABD'ye karşı psikolojik savaş başlatmak ve açıklamayla morali yükselen halkını ABD ve Batı'dan gelecek herhangi bir çatışmaya hazırlamak. Dikkat çeken ise Tahran'a ve nükleer programına karşı Batı'da birlik olması:
İran'a saldırma konusunda Avrupa ve ABD arasında hiçbir anlaşmazlık yok. Bu durum ABD'nin başını çekmesi beklenen askeri saldırıyı kolaylaştırabilir.
İran NPT'yi delmedi ki...
Britanya'daki İsrail lobisinin 10 gün önce Financial Times'ta sadece İsrail'in değil, Avrupa'nın ve özellikle de Londra'nın nasıl İran'ın füzelerinin tehdidi altına girdiğini haritalarla açıklayan tam sayfa bir reklam yayımlatması tesadüfi değil. Zira bu füzelerin menzili Paris, Berlin, Brüksel ve Londra'nın göbeğine kadar ulaşıyor.
Ama unutulmamalı ki, İran uranyum zenginleştirmesi ve nükleer enerji elde etmesiyle hiçbir uluslararası yasayı delmedi. Zira Tahran'ın bu adımı, İran'ın imzalayıp İsrail'in imzalamadığı Nükleer Silahların Yayılmasını Engelleme Anlaşması'nın (NPT) hiçbir maddesini ihlal etmedi. Fakat bu durum ABD ve İsrail'in de böyle düşüneceği anlamına gelmiyor. Bölge savaşa doğru gidiyor ve ABD, Irak'taki başarısızlığından kaçmak için İran'a saldırabilir. Bu yönetimin iktidardaki günleri sayılı ve deneyimler bizlere yaralı kaplanın hayatının son günlerinde daha tehlikeli olduğunu öğretti. (Londra'da Arapça yayımlanan Kuds el Arabi gazetesi, başyazı, 13 Nisan 2006)
Radikal