Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Suriye savaşı bittikten sonra İran-Suudi Arabistan savaşının çıkabileceğini iddia etti.
Abone olYeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, bugünkü köşesinde "Tahran'ın nihai hesaplaşmasının Riyad yönetimiyle olacağına, belki İran tanklarının Kabe kapılarına dayanacağına inanıyorum." diye yazdı.
Suudi Arabistan ile İran arasındaki krize ilişkin günün en sansasyonel yazısına Yeni Şafak'ın tepe ismi İbrahim Karagül attı.
"Tanklar Kabe’ye dayanmadan, Mekke Savaşı başlamadan…" başlıklı yazısında Karagül, "İslam iç savaşı" söyleminin adım adım gerçekleştirildiğini savundu.
İRAN TANKLARI KABE KAPISINDA
Suriye'de rejim muhalefet kapışması olmadığını orada küresel bir savaşın yaşandığını belirten yazar, yazısına şöyle devam ediyor:
"Suriye savaşı bittiği anda, o uğursuz dalgalar Basra Körfezi'ne yönelecek, Körfez ülkeleri çok ciddi bir İran tehdidiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Savaşın Körfez'e yerleşmesi ise İran-S. Arabistan savaşı demektir. Tahran'ın nihai hesaplaşmasının Riyad yönetimiyle olacağına, belki İran tanklarının Kabe kapılarına dayanacağına inanıyorum. İşte size İslam iç savaşı dedikleri büyük felaket!"
Şİİ DEĞİL FARS YAYILMASI
Ortadoğu'daki savaşların asıl nedeninin batı müdahalesi değil Arap-Fars savaşı olduğuna inanan Karagül, Esad'ın kazanması halinde Arap dünyasının Akdeniz'e kadar geriletileceği görüşünde.
Yazısında "Pakistan'dan Lübnan'a, Yemen'e kadar yayılan İran etkisi, bir Şii yayılmasından çok bir Fars yayılmasıdır." ifadelerini kullanan Karagül, meselenin idamlar değil büyük savaşa hazırlık olduğunu düşünüyor.
TAHRAN SÜNNİ KÖKENLİLERİ İDAM EDERKEN
Karagül, yazısında "Riyad'ın idam ettiği 47 kişiden 45'i Sünni kökenlidir ve ona niye bir şey söylenmez? Çünkü İran, S. Arabistan'ın Doğu bölgesindeki, petrol zengini alanlardaki Şiileri harekete geçirip Riyad'ı istikrarsızlaştırmak istemektedir?" diye sorduktan sonra yazısına şöyle devam ediyor:
TÜRKİYE'Yİ ARAP DÜNYASINDAN KOPARMA PLANI
"İran ve Rusya'nın Kuzey Suriye'ye yönelik saldırıları, Türkiye'ye felç etmeye dönüktür. Ankara'nın Arap/İslam dünyasıyla bütün bağlantıları kesmeye, daha sonra başlayacak Basra Körfezi savaşlarında Türkiye'yi hareketsiz bırakmaya dönüktür. Bu, Türkiye'yi boğmaya dönük bir çabadır. Hemen ardından PKK/PYD üzerinden hem güneyden hem doğudan çok daha kapsamlı saldırılar gelecektir. Arkasında yine aynı ülkeler olacaktır."
BÖLGESEL SAVAŞIN KAPILARINI KAPATACAK TEK ÜLKE TÜRKİYE
İran-Arap ülkeleri arasındaki ilişkiler çok daha kötüye gideceği kehanetinde bulunan yazar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"S. Arabistan ve Körfez ülkelerine yönelik tehdit arttıkça Ürdün, Mısır ve Kuzey Afrika ülkeleri de İran karşıtı bir tavır alacaktır. İran; Yemen'den çekilmezse, Suriye'den çekilmezse, Türkiye'nin güney sınırlarından çekilmezse, Basra Körfezi'ni tehdit etmekten vazgeçmezse, bu savaş önlenemez hale gelecektir.
Türkiye; Şii-Sünni savaşı adıyla servis edilen bu bölgesel savaşın kapılarını kapatacak güçte tek ülkedir. Kimlikler üzerinden başlatılacak bir savaşı önlemek için azami çaba göstermelidir. Ama Türkiye, Suriye ve güney ilçelerimizdeki “iç işgal”in arkasındaki güçlerin kimler olduğunu da asla unutmamalıdır."
ARABİSTAN VE KÖRFEZ ÜLKELERİ SURİYELİLEŞECEK
Son bir yıldır, hep bu büyük kapışmanın alt yapısının hazırlandığına dair endişelerini paylaştığını hatırlatan yazar, "Acil bir müdahale yapılamazsa, S. Arabistan ve Körfez ülkelerinin de Suriyeleşeceğini, bütün kutsalların ayaklar altına alınacağını, Türkiye'nin de bu büyük felaketten ağır yaralar alacağını düşünüyorum" diye yazdı.
TANKLAR KABE'YE DAYANMADAN
Yüz yıl sonra bölgenin haritasını yeniden çizildiğini yazan Karagül, yazısını böyle tamamlıyor:
"Bu haritaya müdahil olamazsak Anadolu'nun haritası da yeniden çizilecektir. Ve bu harita, bizim basiretsizliklerimiz üzerinden çiziliyor. Bugün idamlar üzerinden izlediğimiz gerilim, Suriye üzerinden izlediğimiz sıcak savaş, yarın bütün bölgenin iki cepheye bölünmesiyle, İran-S. Arabistan savaşıyla devam edecektir. Tahran hem Körfez ülkelerini hem de S. Arabistan'a bir şekilde vuracaktır. İşte o zaman bütün ülkeler bu savaşın içinde olacaktır.
Tanklar Kabe'ye dayanmadan yapacağımız çok şey var. Yeter ki, işin vahametini kavrayalım…"
Yazının tamamı için