İran Kanada mahkemesinin kararını reddetti

İran, Kanada mahkemesinin Ukrayna yolcu uçağının düşürülmesinin terörist bir faaliyet olduğuna hükmetmesine ve İran lideri Ali Hamaney ile bazı üst düzey yetkiliyi terör suçundan mahkum etmesine tepki göstererek, mahkemenin bu konuyu inceleme yetkisinin olmadığını bildirdi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, bakanlık sitesinde konu ile ilgili yaptığı açıklamasında Kanada’nın Ontario Eyaleti Yüksek Mahkemesinin kararının objektiflikten yoksun olduğunu söyledi.

Hatibzade, mahkemenin verdiği kararla, Kanada'nın uluslararası yükümlülüklerini ihlal ettiğini savunarak, şu ifadeleri kullandı:

"Herkes, Kanada mahkemesinin, Kanada toprakları ve yetki alanı dışında meydana gelen olayda, bu hava kazasını ya da olası kusuru inceleme yetkisine ilkesel olarak sahip olmadığını biliyor."

Hatibzade, kaza ile ilgili Kanada hükümetinin tavrının da siyasi olduğunu ileri sürdü.

Kanada mahkemesinin kararı

Uçak kazasında yakınlarını kaybeden dört kişinin, Ontario Eyalet Yüksek Mahkemesine açtıkları davada karar dün verilmişti.

Mahkeme, uçağın düşürülmesinin terörist bir faaliyet olduğuna hükmetmişti. Kararda, İran Cumhuriyeti, İran Silahlı Kuvvetleri, İran Devrim Muhafızları Ordusu, İran lideri Hamaney ve bazı üst düzey yetkililer "işlenen terör eyleminden" sorumlu tutulmuştu.

Ukrayna yolcu uçağının düşürülmesi

Ukrayna Hava Yolları'na ait "Boeing 737" tipi yolcu uçağı, 8 Ocak 2020 sabahı Kiev'e gitmek üzere Tahran Uluslararası İmam Humeyni Havalimanı'ndan havalandıktan kısa süre sonra düşmüş, uçaktaki 176 kişiden kurtulan olmamıştı. Uçakta hayatını kaybedenler arasında 63 Kanada vatandaşı bulunuyordu.

İranlı yetkililer önce uçağın vurulduğu iddialarını kabul etmemiş daha sonra Genelkurmay Başkanlığı, Ukrayna uçağının "hassas askeri bir noktanın" üzerinden geçerken "insani hata" sonucu hava savunma sistemince fırlatılan iki füzeyle yanlışlıkla düşürüldüğünü açıklamıştı.

İran, olaydan yaklaşık bir yıl sonra, 30 Aralık 2020'de, hayatını kaybedenlerin her birinin ailesine 150 bin dolar tazminat ödeyeceğini duyurmuştu.