Nükleer çalışmalarıyla dünya gündemine oturan İran, beklenmedik bir hamleyle ABD'ye resti çekti.
Abone olİran, Rusya, Çin, Türkiye ve bazı Avrupa Birliği (AB) üyelerini Ocak ayı içinde nükleer tesislerini ziyaret etmeleri için davet etti. Ancak, davet edilen ülkeler arasında ABD yer almıyor.
ABD tarafından, İran'ın nükleer programına karşı olan ülkeler arasındaki ittifakı bölmeyi amaçladığı iddia edilen davet, Washington'ın tepkisine yol açtı. Dışişleri Bakanı PJ Crowley, "Bu akıllıca bir taktik ancak İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na (UAEK) karşı yerine getirmesi gereken sorumluluklarının yerini tutamaz. Bu hamle uluslararası kamuoyunun İran'ın nükleer programına verdiği önemi değiştirmeyecek" dedi.
Crowley, İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin kararlarını ihlal ettiğini hatırlattı.
Avrupalı diplomatlar ise İran'ın davetinin, en azından bu ayın sonunda İstanbul'da yapılacak müzakerelere kadar kabul edilmesinin beklenmediğini belirtti. İsmini açıklamak istemeyen bir diplomat, "Bu davet İran'ın bir taktiği gibi görünüyor. Nükleer programın önüne bir sis perdesi çekmek ve konuyla ilgisiz unsurları gündeme getirmek istiyorlar" dedi.
İran, davet mektubunu Rusya, Çin ve AB üyesi ülkelere ve bazı diğer ülkelere gönderdi. Ancak İran'la nükleer programı üzerinde müzakerelerde bulunan Güvenlik Konseyi üyesi ABD, davetiye gönderilen ülkeler arasında yer almadı.
POSTA KUTUSU BOŞ
Crowley, "Posta kutumuzda bir davetiye mektubu yok" dedi.
AP haber ajansına konuşan bir diplomat, İran'ın Natanz ve Buşehr kentlerinde bulunan nükleer tesislerinin kapılarını açacağını ve aynı zamanda üst düzey iki yetkiliyle görüşmeler düzenleyeceğini belirtti. Bu isimler, İran'ın çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ve nükleer görüşmelerdeki baş müzakerecisi Said Celili.
İran'ın, Natanz ve Buşehr'deki tesisleri yabancılara açması, Kum kentinde bulunan ve 2009 yılında keşfedilen gizli uranyum zenginleştirme tesisinin gözlerden uzak tutulmak istendiği düşüncesini doğurdu.
Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisi uluslararası kamuoyu tarafından bir tehdit olarak görülürken, Buşehr'de Rus teknolojisiyle inşa edilen nükleer santral daha düşük bir risk unsuru olarak kabul ediliyor.
İran, Batı'nın endişelerinin aksine, nükleer programının sivil amaçlı olduğu konusunda ısrarlarını sürdürüyor.